Yüzüme gelen yoğun suyla gözlerimi açamadan elimi siper ederken kahkaha sesleri duymamla kaşlarımı çattım.
Karşımda iki adet gülmekten yüzleri kızarmış hain görünce ben de gülmeye başladım.
"Manyak mısınız ya, boğuluyordum!"
"Kızım kalk ya parti var sen hala uyuyorsun!"
"Ya insan eliyle dürter siz direk en kötü yönteme başvurmuşsunuz..." diyip cıkcıklayınca tek kaşını havaya kaldıran Kübra kötü polis havasındaydı. Yanında masum masum bakan Esma da iyi polis olmalıydı.
"Denemedik mi sanıyorsun? Şurada füze patlatsak uyanmazsın be. Pelin teyzeden talimatları aldım gelmeden önce." diyip göz kırpınca ona kötü kötü baktım. Annemle beni nasıl kaldıracaklarını mı konuşmuşlardı sahiden?
Ahh anne ah. İnsan kızı hakkında böyle bir bilgi verir mi?
"Kalksana hadi ya. Senin yüzünden partiye geç kalmak istemiyoruz!"
"Ben gelmesem olmaz mı?" diyip yavru kedi bakışı yaptığımda becerememiş olacağım ki hala aynı şekilde bana bakmaya devam etti. İnadı inattı.
Ben lavoboya doğru ilerleyince o da valizime doğru yöneldi. Bahsettiği partiyi okul bu gece için düzenleyecekti. Daha önceden duyurmuşlardı ama gitmeyeceğimi düşünerek umursamamıştım.
Gece gece ne partisi yaa?
Parti zaten gece olur mal!
İç sesimle büyük bir savaş verirken lavabodaki işlerimi bitirmiş çıkmıştım. Ben çıkana kadar Kübra ıslattığı yatak örtümü değiştirmiş ve kırmızı bir elbise çıkarmıştı.
"O ne ya. İnşallah benim için değildir."
Ben elbiseye öcü görmüş gibi bakarken açıklamaya başladı.
"Tabii ki annenle bu konuyu da konuştuk. Parti olacağını biliyorduk. Annen senin elbise getirmeyeceğini tahmin edince ben kendiminkilerden sana bir tane getirdim." diyip tatlı tatlı bakınca gidip yanağını optüm.
"Ama bu çok kısa değil mi? Ve bana sana yakıştığı gibi yakışmaz."
"Sen de çok güzel duracağına eminim. Hem beyaz tenli olduğun için kırmızı sana çok yakışır. Ayrıca topuklu ayakkabı da getirdim. Merak etme o siyah." diyip gülünce onun verdiği bu zahmetten dolayı elbiseyi alıp lavaboya tekrar girdim.
Üstümdekileri çıkarıp elbiseyi giyince bedenime tam uygun olması şaşırtmıştı. Odaya girince Kübra ve Esma'nın da elbiselerini giydiklerini fark ettim. Kübra pembe askılı bir elbise gitmişti. Esma da beyaz uzun bir elbise giymişti. İçinde tam bir melek gibi olmuştu.
Kübra beni yatağa otutturup makyaj malzemelerini çıkartınca itiraz edeceğimi biliyor gibi direk fondöteni yüzüme sürmeye başladı. Gözlerimi kapatıp ona ayak uydurunca şaşırmıştı.
Yaklaşık yarım saat sonra hazır bir şekilde aşağıdaydık. Kendimi ilk defa güzel hissediyordum. Elbise Kübra'nın da dediği gibi beyaz tenime uymuştu. Saçlarımı da dalgalı bir şekilde yapınca uyumlu olmuştum.
Tuğçe, Atakan'ın yanındaydı. Yanımıza hiç uğramamış olması biraz şaşırtsa da onların adına mutluydum.
Parti ortasında havuz olan bir villanın bahçesinde yapılıyordu. Okul paraya kıymıştı anlaşılan. Öğretmenler sırf öğrenciler rahat rahat hareket etsin diye gelmemişlerdi. Okul düzenlediği için ne kadar parti de olsa içki yasaktı. Onun yerine meyve suları vardı. Bu benim hoşuma gitse de birkaç kişi bu konuda homurdanmıştı.
Bakışlarımı sesli bir şekilde yanımıza gelen çifte çevirdim. İrem gerçekten çok güzel olmuştu. Siyah straplez bir elbisenin içinde çok hoş gözüküyordu. Deniz ise ona ayak uydurarak siyah kot pantolon ve siyah bluz giymişti. Beraber güzel ve uyumlu gözüküyorlardı.
Bu biraz canımı yaksa da konuşmaya dalan İrem dikkatimi dağıtmıştı.
"Çok güzel olmuşsunuz."
O sırada Deniz bakışlarını tam olarak bana döndürünce rahatsızca yerimde kıpırdandım ve konuşmaya daldım.
"Siz de öyle. Çok güzelsiniz..."
Bakışlarım yere kayınca gözlerimin dolduğunu anlamıştım. Kübra halimi anlayıp beni onlardan uzaklaştırınca sıkıca bana sarıldı.
"İstersen şuan odaya geri dönebiliriz."
Bir an mantıklı gelse de onun gecesini de zehir etmek istemiyordum.
"Hayır, hayır. Geçti tamam iyiyim."
Ne kadar ikna olmamış olsa da masaya doğru yürüyünce peşimden geldi. İremle Deniz hala orada duruyordu.
"Hadi oyun oynayacağız. Gelsenize!"
Yanımıza bir çırpıda gelen Selin'in isteğiyle herkes adımlarını oraya yönlendirdi.
Ne kadar istemesem de Kübra'nın boş boş yanımda kalmasına vicdanım el vermediğinden biz de kalabalığın yanına geldik.
Kenardaki masadan bulduğu yarısı dolu şişeyi eline alan Selin ile ne oynayacağımızı anlamıştım. Bir an itiraz edecek olsam da Kübra'nın gözlerindeki ışıltıyla oynamak istediğini anladım. Ufak masanın etrafında Selin, Atakan, Tuğçe, Mert, Deniz, İrem, Kübra, ben ve adını bilmediğim birkaç kişi yuvarlak oluşturmuştuk.
Şişe ilk dönüşte Deniz ve benim aramda durunca onun bana sorması gerekiyordu.
"Doğruluk mu cesaretlik mi?"
Bakışlarını ilk geldiğindeki gibi yoğun bir şekilde bana yönlendirince hızlıca cevap verdim.
"Doğruluk."
"Az önce neden Kübra ile masadan ayrıldın?"
Kübra'ya işte şimdi sıçtık bakışı attıktan sonra tekrar Deniz'in kahverengi gözlerine baktım.
"Ufak bir şey konuşmamız gerekti o yüzden."
Sorgulayıcı bakışlarla "Ne konuştunuz?" diyince hiç beklemeden cevap verdim.
"Tek dönüş tek soru."
O da sen sonraki turu bekle bakışı atarak şişeyi çevirdi.
Birkaç kez başkalarına gelince rahatlamıştım. En son çeviren Atakan sayesinde şişe Selin ve Tuğçe arasında durmuştu.
Tuğçe cesaretlik diyince bir an ona hayran kaldım. Selin'in karşısında ben olsam hiçbir ihtimal bana cesaretlik dedirtemezdi. O kız git şu havuza atla deme potansiyeline bile sahipti.
"Telefonuna kaydettiğin son ses kaydını aç."
Bir an ne kadar saçma bir istek olduğunu düşünsem de Tuğçe kayıtı açtıktan sonra şok içinde kalmıştım.
~
Kaos var dediler geldik xd
Sizce ses kaydında ne var?
Bundan sonraki bölümler 1000+ hadi bakalım 🎉
Bölüm hakkında düşüncelerinizi paylaşmayı ve oy vermeyi unutmayın, öptüüm :'')
*sınır: 300 yorum 45 oy (geçildiğinde en yakın zamanda bölüm gelir💜)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevsene Beni
Teen Fiction"Bugün de çok güzelsin..." "Şuan da güzel miyim sahiden. Ağlamaktan akmış bir makyaj, az önce rezil olmuş bir kız..." "Bugün de çok güzelsin. Yarın da çok güzel olacaksın. Ondan sonraki gün de güzel olacaksın. Ve ondan sonraki gün de... Akan makya...