Odaya gitmek istemediğimi anlamış gibi beni göl kenarında bulunan iskeleye getirmişti. İskelenin korkuluklarına bedenlerimizi yaslamış bacaklarımızı birbirimize doğru uzatmış karşı karşıya oturuyorduk. Tek farkımız ben göle bakarken o bana bakıyordu.
"Bana öyle bakma."
"Nasıl?"
"Güzelmişim gibi..."
"Güzelsin zaten."
"Yalancı, güzel olsaydım o beni severdi."
"Onun mal olması benim suçum mu?"
Sorusu karşısında verecek cevabım olmadığı için bakışlarımı kaçırmıştım. Diğerlerinin aksine bakışları beni rahatsız etmiyordu. O an unuttuğumuz bir şey olduğunu fark ettim. Birden bakışlarımı ona çevirdiğimde ani hareketim karşısında şaşırmıştı.
"Ne?" diyip güldüğünde ben de hafifçe güldüm. Gülüşünün bitmesini o güzel sesin kulağıma dolmasını bekledikten sonra konuşmaya başladım.
"Bir şey unutmadık mı?" anlamazca bana baktığında devam ettim.
"Tanışmadık farkındasın değil mi? Adını bile bilmiyorum."
"Haa, o mu..." sesini düzelttikten sonra elini uzattı ve konuşmaya başladı.
"Ben Batuhan, kısaca Batu diyebilirsin."
Ben de onun yaptığı gibi sesimi düzelterek elini tuttum ve sallayarak konuşmaya başladım.
"Ben Cemre. Kısacası yok. Direk Cemre."
Güldüğünde sanki gülüşü bulaşıcıymış gibi bana da geçmişti. İstemsiz olarak bakışlarım gamzesine gidince sırıtışım genişledi. Şu an yakınımda olsaydı tam gamzesinden öpmek isterdim.
"Güzel olduğuna inanmıyorsun değil mi?" birden bana yönelttiği soru bakışlarımı tekrar gözlerine çıkartmıştı. Cevabımı beklemeden devam etti.
"Kusurların olabilir. Her insanın kusurları vardır. Benim de var, Deniz'in de var, İrem'in de, Kübra'nın da... Herkesin kusurları vardır. Fiziksel özelliklerini sen seçmedin. Masmavi gözlerin, dolgun dudağın, biçimli bir burnun, pürüzsüz bir yüzün olmayabilir. Bunlar senin elinde olan bir şey değil. Sen çok güzelsin. Anladın mı beni?"
Sessizce söylediği ama anlamlı bu cümleler sayesinde yüzüme bir tebessüm yayılmıştı.
"Diyelim ki çok güzel oldun. Kusursuzsun. O zaman çevrendeki insanların senin hakkında düşüncelerini bilemezsin. Senin yanında ne için duruyor bilemezsin. Çıkarları için mi seni sevdiği için mi yanında bilemezsin. Ayrıca kime göre neye göre güzel. Sikeyim tüm güzellik algılarını. Güzelsin işte. Onlara göre değil belki, ama benim için güzelsin. Benim için en güzelsin."
İkimiz de sessiz kaldık. Gözlerindeki duygu o kadar yoğundu ki...
Anlık vücuduma gelen titreme sayesinde bakışlarını endişe sarmıştı.
"Üşüteceksin..."
"Biraz daha burada kalmak istiyorum."
"Şuan yanımda bir ceket olması onu da sana vermem gerekiyordu değil mi?"
"Onu filmlerde sevgililer birbirine yapar. Biz ne sevgiliyiz ne de filmdeyiz."
"Doğru sevgili değiliz."
Film detayını umursamadan sadece sevgililik konusuna dikkat çekmişti. Yüzünün düşmesini sağlayan bu düşünce sayesinde bakışlarını bir anlığına kaçırmıştı. Sonra tekrar bana bakıp konuşmaya devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevsene Beni
Teen Fiction"Bugün de çok güzelsin..." "Şuan da güzel miyim sahiden. Ağlamaktan akmış bir makyaj, az önce rezil olmuş bir kız..." "Bugün de çok güzelsin. Yarın da çok güzel olacaksın. Ondan sonraki gün de güzel olacaksın. Ve ondan sonraki gün de... Akan makya...