Öğle arasına gelmiştik. Arka bahçede çardaklardan birine oturmuş İrem'i bekliyordum. Söz verdiğim gibi onunla konuşacaktım.
Kübra bu fikri saçma bulduğu ve acı çekeceğimi düşündüğü için gelmemişti. Tuğçe de basketbol sahasında oyun oynayan Atakan'ı izliyordu. Gözüm o tarafa iliştiğinde bankta elinde tostuyla oturan Tuğçe'yi görmem tebessüm etmeme neden olmuştu.
"Selam bebeğiim" diye yanıma gelip oturan İremle sarıldığımızda aklımda kelimeleri toparlamaya çalışıyordum. Ona hiçbir şeyi anlatmamıştım. Çünkü öğrenirse sırf benim için Denizle yakınlaşmayacağını biliyordum.
"Ben seninle bir şey konuşacaktım aslında." diye söze girdiğimde meraklı gözlerle diyeceğim şeyi beklemeye başladı.
"Sizin sınıfta bir çocuk var." Allah Allah gerçekten mi ne kadar anormal bir olay diyen iç sesime göz devirip konuşmaya devam ettim.
"Deniz Kara... Sence nasıl biri?"
"Yoksa ondan hoşlanıyor musun" diyip gözlerini büyüttüğünde bir an ne diyeceğimi bilememiştim.
"Hayır, tabi ki ne hoşlanması." Hıhı kesin öyledir canım.
Bugün iç sesimin benimle bir zoru vardı sanırım.
"Eee cevap vermeyecek misin" diyerek yüzüne baktığımda konuşmaya başladı.
"Ya o tam bir salak."
Düşüncesiyle istemeden de olsa suratım düşmüştü. Belli etmemeye çalışarak devam etmesini istedim.
"Yani bilmiyorum. Garip garip hareketler yapıyor. Peki sen neden sordun bu soruyu bana?"
Dürüst olmaya karar verdim.
"Sanırım senden hoşlanıyormuş. Benim konuşmamı istedi."
"Sizin nasıl bir ilişkiniz var ki?"
İlişki kelimesini açınca bi an heyecanlanıp elimi havaya kaldırmıştım.
"Ya ne ilişkisi, ilişki falan yok." Batırdın batırdın.
İrem güldüğünde ben de gülmüştüm. Neyse ki gerçekten anlayışlıydı ki beni bozmamıştı. Ayağa kalkıp Hakan Hoca'nın yanına gitmesi gerektiğini söyleyerek yanımdan ayrıldı.
Kübra elinde iki simitle yanıma geldiğinde bu sefer Tuğçe de sıkılmış olacak ki o da yerinden kalkıp bizim olduğumuz çardağa gelmişti.
Kısaca onlara konuştuklarımızı anlatınca Kübra sanki uzun zamandır içinde tutuyormuş gibi derin bir nefes verdi.
"Kimi sevdiyse fos çıktı bu çocuğun da." diyen Tuğçe'ye karşılık hepimiz kahkaha attık.
***
Sınıfa çıktığımda sıramda gördüğüm kağıt tebessüm etmeme neden olmuştu.
İçinde yazanı adım kadar bildiğim halde yine de sarı katlanmış kağıdı açtım.
Bugün de çok güzelsin. ~sarıkuş
~
Sizce Cemre'nin İrem'le konuşması doğru mu? Siz olsanız ne yapardınız?
Bölüm hakkında düşüncelerinizi paylaşmayı ve oy vermeyi unutmayın, öptüüm :'')
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevsene Beni
Novela Juvenil"Bugün de çok güzelsin..." "Şuan da güzel miyim sahiden. Ağlamaktan akmış bir makyaj, az önce rezil olmuş bir kız..." "Bugün de çok güzelsin. Yarın da çok güzel olacaksın. Ondan sonraki gün de güzel olacaksın. Ve ondan sonraki gün de... Akan makya...