Duvarla bakışırken aynı zamanda düşüncelerimle boğuşuyordum. Son zamanlarda sürekli tekrarladığım bir şeydi bu. Yatağıma yatıyordum, bazen düşüncelerimden kaçmak için bir müzik açıp son sesle onu dinlerken bazen de savaşmaya ara verip düşünüyordum.
Hani bazı anlar olur. Kafanız, kalbiniz her şeyiniz karışmış bir haldedir. Nasıl hareket edeceğinizi ne tepki vereceğinizi bilemezsiniz. İşte şuan tam o haldeydim.
Yabancı müziğin sesini yükselttiğimde kafamdaki sesler bağırarak konuşmaya başlamıştı. Annemin odaya girdiğini kulaklığımı çekmesiyle anladım.
"Zararlı."
Kaşlarımı olabildiğince havaya kaldırdığımda o da ellerini belinde birleştirip bana döndü.
"Bu kadar yüksek seste müzik dinlemen zararlı."
"Offf annee. Lütfen birazcık yalnız kalabilir miyim?"
Annem yorganımı üstümden çektiğinde rahat bırakmayacağını anlamıştım. Ne zaman onunla iddalaşsam o kazanırdı. El mahkum pes edip lavaboya doğru ilerleyişimle onun da zaferi kazanmanın verdiği mutlulukla sırıttığını görebilmiştim.
Lavabodaki işlerimi hallettikten sonra odama geri döndüm. Annem etraftaki kıyafetlerin kirli olup olmadığına karar vermek ister gibi tek tek kokluyordu. Sonunda eline aldığı her kıyafet için onaylamaz sesler çıkartıp kirli sepetine doğru fırlatırken yüzümü buruşturdum.
"Anne, bugün temizlik yapmamız şart mı? Ev tertemiz zaten, baksana."
Parmağımı masanın kenarına sürüp havaya kaldırdığımda bu sefer annem gördüğü toz ile yüzünü buruşturmuştu.
Parmağıma baktığımda gerçekten ikna olmuştum. İki haftadır eve tek bir süpürge bile tutmamıştım.
"Bu gidişle evde kalacaksın."
"Bence de kimse almaz beni." diyip güldüğümde o da tebessüm etmişti.
Aklına bir şey gelmiş gibi birden bana döndüğünde çantamın kenarındaki su şişesini almanın verdiği mutlukla kapağı açtım.
O dudaklarını araladığında ben de suyu ağzıma götürüyordum.
"Kirlide misafir çarşaflarını gördüm. Ciddi ciddi eve erkek atmadın değil mi?"
Annemin dediği şey ile gözlerim fal taşı gibi açılırken içmeye çalıştığım su da tükürüklerimle beraber yeri boylamıştı. Öksürüğümü kesmeye çalışırken annem de sırtıma vurmak için yanıma geldi.
"Seni tanımasam bu hareketinden sonra gerçekten bunu yaptığını düşüneceğim." diyip sırıttığında benim de artık bir cevap verme vaktim gelmişti.
"Anne ne erkeği yaaa. Evden çıkmadım bile ben."
Aslında neredeyse eve girmedim.
"Hem o çarşaflar Kübra'ya ait. O geldi."
Hayır anne Batu'ya ait ve o bir erkek.
"Ayrıca sen bana güvenmiyor musun yaaa?"
Ben olsam bana güvenmezdim.
Savunma mekanizmamı da açıp yalanlarımı da sıraladığımda ikna olmuş gibi gözüküyordu.
Yaklaşık iki saatin ardından tüm evi temizlemiştik ve ayaklarını bile kaldıracak halim kalmamıştı.
Elimi telefona attığımda whatsapptan bir mesajın geldiğini gördüm. Direk mesajlaşma kısmına giriş yaptığımda yatağın üstüne serdiğimiz tertemiz çarşafın rahatlığı beni mayıştırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevsene Beni
Teen Fiction"Bugün de çok güzelsin..." "Şuan da güzel miyim sahiden. Ağlamaktan akmış bir makyaj, az önce rezil olmuş bir kız..." "Bugün de çok güzelsin. Yarın da çok güzel olacaksın. Ondan sonraki gün de güzel olacaksın. Ve ondan sonraki gün de... Akan makya...