Eve geldikten sonra düşüncelere dalmıştım. Ceren'i tam olarak tanımıyordum. Batu ile ne yaşadıkları bilmiyordum. Ama Batu onunla bir daha aralarında bir şey olmayacağını net bir şekilde dile getirmişti.
Tuğçe ise tam bir muammaydı. Ne yapacağı belli değildi. Ne zaman patlayacağı bilinmeyen bir bomba gibiydi. Her an patlayabilirdi ve ben buna hazır mıydım bilmiyordum. Bana kendimi çok kötü hissettiren bir gün yaşatmıştı. O günden sonra ne kadar da değiştiğimi düşündüm.
Artık kendimi daha iyi hissediyordum. Hakkımı aramaktan korkmuyordum. Bugün Tuğçe'nin karşısındaki güçlü duruşum da bunu gösteriyordu.
Hem de şimdi yanımda beni gerçekten seven birisi vardı. Bunların hepsinin onun sayesinde olduğu gerçeği yüzüme kocaman bir tebessüm yaydı.
Peki o bana ihanet edebilir miydi?
Tuğçe'nin dediği gibi beni kullanıyor muydu?
Kafamı şiddetli bir şekilde iki yana salladım. Şimdiye kadar az da olsa onu tanıdıysam o bunu bana yapmazdı. Aklımdan geçen kötü düşünceler pişman olmamı sağlamıştı. Gerçekten tek amacı beni mutlu etmek olan birine karşı bu kadar acımasız olamazdım.
***
Okul koridorda hızlı adımlarla yürürken uykumun açılmasını bekliyordum. Dün gece neredeyse hiç uyuyamamıştım. Başım deli gibi ağırırken sınıftan içeri girdim.
Kübra'yı görmemle direk onun olduğu sıraya doğru yürüdüm.
Onu uzun zamandır görmüyormuş gibi hissediyordum. Eski neşesi yok gibiydi. Bir sıkıntısı olduğu belliydi ve bunu benimle paylaşmaması içimi acıtıyordu.
"Günaydın güzelim."
Kafasını kaldırıp beni görünce direk ayağa kalktı. Kollarını boynuma dolarken ben de ellerimi sırtında birleştirdim.
"Özledim seni."
Söylediği cümle ile gözlerinin dolduğunu hissettim.
Kafamı salladım.
"Ben de."
Zorlamayacaktım onu. İnsanlar bazen sadece kendi başına düşünmeye, kendi başına karar vermeye ihtiyaç duyuyordu. Ben her zaman onun yanındaydım. Eğer bir sıkıntısı varsa bunu bana anlatabilirdi.
"İyisin değil mi?"
Kafasını salladı.
"Ailevi meseleler mi?" Birkaç saniye duraksadı. Sonra bir daha evet anlamında kafasını salladı.
Edebiyat hocasının derse girmesiyle sırama döndüm.
O anda unuttuğum bir şey kafama dank etti. Bugün Beren'in doğum günüydü ve akşam Mert ile beraber doğum günü partisine gidecektik. Kesinlikle oraya Kübra'yı da götürmeliydim. Hem tek kalmamış olurdum hem de o bana yol gösterirdi. Kendi kendimi onayladığımda hoca da derse başlamıştı.
***
Geçen beş dersin ardından öğle arasına gelebilmiştik. Kantine kendimi atmamla masada oturmuş Batu'yu gördüm. Hemen onun yanına ilerledim.
"Nerelerdesin sen be?"
Çemkirmemle bana döndüğünde birkaç masanın daha dikkatini çektiğimizi anlamıştım. Gün boyu yanıma hiç gelmemişti. Bu biraz üzülmemi sağlarken ona ne kadar alıştığımı düşündüm.
"Sakin ol güzelim. Hadi ben gelmedim. Peki sen niye gelmedin?"
Ups.
Haklılığı karşısında sadece sandalyeyi çekip yanına oturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevsene Beni
Novela Juvenil"Bugün de çok güzelsin..." "Şuan da güzel miyim sahiden. Ağlamaktan akmış bir makyaj, az önce rezil olmuş bir kız..." "Bugün de çok güzelsin. Yarın da çok güzel olacaksın. Ondan sonraki gün de güzel olacaksın. Ve ondan sonraki gün de... Akan makya...