5| Kız Kardeş Sorunu

1.4K 103 66
                                    

super junıor - mr. simple

-

İnsanlar hata yapabilirdi, aynı yanlışları birçok kez tekrarlayabilirdi, bazen sonucunu düşünmeden o anki duygularla da hareket edebilirdi, aynı benim gibi. Birçok hatam vardı, yanlışlarım, eksikliklerim... Ama bunları sorun etmeyi uzun zaman önce bırakmıştım, hayat benim için siklenmeyen bir oyun gibiydi. Düşersem, tekrara sarardım ya da bir canım gitse umursamaz diğer kalanlarla devam ederdim. Hayat uzun bir maraton gibi gelebilirdi ama hiçbir zaman öyle olmamıştı. Hayat, ölüme varıştı ve o yol, düşündüğümüzden daha kısaydı. Benim için sorun yoktu, ölümden korkmuyordum sadece bir kez daha içkinin genzimden aşağı süzülemeyeceğine üzülebilirdim. Bu yüzdendir ki hayatı şuan olarak görür ve geleceği umursamazdım. Geçmişi bir köşemde bekletirdim, yok edemediğim ve atmak isteyipte atamadığım tek şey oydu.

Dediğim gibi, çoğu zaman düşünmeden hareket eden bir insandım ve o bebeği kapının önüne koyarken de aklıma gelebilecek hiçbir siktiğim düşünceyi umursamadım. Bebeğin, ben yanından uzaklaşırken şaşkın bakışlarıyla "Baba." diye seslenişi bile umrumda olmadı. Ben buydum, bencil ve kendi hayatını öne koyan bir insandım ama inanın, o bebek için doğru olan buydu. Annesinin benim yanımdayken bebeği alacağı yoktu ve ben de o çocuğa bakacak değildim. Götüne roket taktığım arkadaşlarım her ne kadar şuan bana cephe almış olsa da onlarda bunun farkında olmalıydı. Bebeğin annesi ne zaman gelir bilmiyorduk, gelir mi onu bile bilmiyorduk -ki bana sorarsanız şuan keyif yapıp alemden aleme akıyordur- Anlayacağınız gibi, bebek biz üç salakla birlikte olamazdı. İnanın, bunu kendi keyfimi bir kenara bırakarak bebek için de söylüyordum. Üç tane üniversite öğrencisiydik ve eve hep geç saatlerde gelirdik ki iş başvurularına da başlayacaktım yakında ve bu gerizekalılar bunu düşünemiyordu. Biz yokken bebeğe kim bakacaktı ki?

DÜŞÜNDÜKÇE DELİ OLUYORDUM.

Banane, gerçekten bananeydi. Ne yapmak istiyorlarsa yapabilirlerdi. Bebeğe mi bakacaklardı, buyur baksınlar. Umursamayacaktım, beni de umursayan yoktu zaten.

Dakikalardır üçlü koltuğun kenarına oturmuş bir şekilde hem telefonla uğraşıyor hem de çaktırmamaya çalışarak iki salağın ortasında oyuncak olmuş bebeği izliyordum.

Olayların farkındaymış gibi geldiğinden beri yüzüme bakmayan bebek, bizim zekalarını kızları etkilemeye çalışırken yitirmiş iki dingille birlikte oynayarak eğleniyordu. Ve inanır mısınız, bebek emekleyebiliyor ayrıca ellerinden tuttuğunuz sürece de yürüyebiliyordu. Sorun şuydu ki, bu bebek oturadabiliyordu ve ben dün bütün gün boyunca onu AYAKTAYKEN kucağımda tutmuştum. Zavallı bacaklarım, hâlâ ağrıdıklarını hissedebiliyordum.

Taehyung, geçenlerde can sıkıntısından evin içinde futbol oynamak için aldığı küçük topu büyük uğraşlar sonucu bularak bebeğe vermişti. Başta bebek topu küçücük ağzına koymaya çalışarak önde çıkan, Jungkook gibi, tavşan dişleriyle ısırmaya çalışmış ama haliyle yapamamıştı. Kook ve Tae bebeğe gülerken bende ne kadar gülmek istesemde gururumdan bıyık altı gülmekle yetinmiştim.

Birkaç dakikanın sonunda Kook bebeği ellerinden tutarak ayağa kaldırmış ve bebeğe ayağıyla topa vurdurmaya çalışmıştı. Tae ise dizlerinin üstünde durarak kalecilik yaparken kendini topun gelişine göre bir sağa bir sola atıyordu ve bebekte bu duruma gülüyordu. Pardon, bildiğiniz şu bebek kahkahalarından atıyordu.

Onları izlerken dudaklarıma benden habersiz konan tebessümü çok sonradan fark ettim ve hemen silerek oturduğum koltuktan kalktım. Tekrar ve tekrar söylüyordum ki o bebek burada olmamalıydı. Biz üç gen artığı bir bebek bakacak kapasitede değildik, ben bunu kabullenmiştim ama bu iki kendini bir şey sanan gerizekalılar kabullenememişti. Tamam, çözüm olarak birinin kapısının önüne bırakmak çok saçma olabilirdi ama ne kadar düşünsemde aklıma başka bir şey gelmemişti.

Baby? Baby.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin