"Minji!" Hastane koridorunda yankılanan bir kadının endişeli sesini duyduğumda kafamı koridorun sonuna çevirmiştim. Oldukça tanıdık gelen ses kaşlarımın çatılmasına neden olduğunda birkaç metre ilerideki kadına baktım ve onun da bakışları beni buldu. Tanıdık biri. Dakikalardır koşuyormuş gibi hafif dağılmış omuzlarına düşen saçları, tutunacak dala ihtiyacı varmış gibi duran bedeniyle bir süre duraksadı. Olayı anlamaya çalıştığım sırada kadın gözlerini benden çekip yanımdaki Jungkook'a çevirmiş, bizim olduğumuz tarafa doğru gelmeye başlamıştı. İki kaşımın ortasında derin çizgiler oluşacak kadar çatmıştım kaşlarımı, oldukça tanıdık biriydi. Yaklaştı, adımları çok yavaştı sanki. Bakışları bana hiç değmiyordu, yanımıza gelene kadar Jungkook'taydı gözleri ve daha sonra dudakları açılıp kapandı. Tanıdık.
"Minji? Minji nerede?" Kadının endişeli sesi iç burkan şekildeydi. Gözleri korkuyla titrerken Kook'tan bir cevap bekliyordu.
"Merhaba!" Yüzündeki kocaman gülümsemeyle evinin kapısının ardında duruyordu.
"Merhaba? Kimsiniz?"
"Jungkook'un sınıftan arkadaşıyım, adım Jieun."
Gözlerimin önüne gelen geçmişten bir anıyla ufak bir şoka girmiştim. Donup kalmış, hiçbir tepki gösterememiştim. Kendime gelebildiğimde kaşlarım istemsizce hafifçe havaya kalkmıştı, bakışlarımı ondan alamadım.
"Jieun?" Kook'un 'içeride' demesiyle hızla yanımızdaki kapıyı açarak içeriye geçtiğinde mırıldanışımı duymamıştı. Ben ise yüzümdeki şaşkınlık ifadesinden Kook'ta aramış ama bulamamıştım. Hiçbir şaşkınlık belirtisi göstermeyen ve bana bakmamaya çalışan yüzüyle kaşlarım çatıldı. Umursamamaya çalıştım ve açık kapıdan içeriye girdim.
"Siz de kimsiniz?" Yerden Bitme'nin başında duran Chungha'nın şaşkın sesine karşılık hafif öfkeli bir ses duyuldu.
"Annesiyim." Annesiyim. Annesi. Dakikalardır beynimde dönüp durdurduğum düşüncelerimi çıkışa ulaştıran Jieun, aslında beni çıkmaz bir sokağın sonunda bırakmıştı. Hızla Yerden Bitme'nin yatağına doğru gidip titreyen elleriyle saçlarını severek kulağına bir şeyler fısıldamaya başladı, hareketlenen dudaklarından konuştuğunu fark etmiştim.
"Annesi?" Geriye doğru çekilen Chungha şaşkın bir ses tonuyla bakışlarını bana çevirdiğinde tepki veremedim. Tekrar ona döndüm, Yerden Bitme'nin kokusunu içeri çekerek onu öpmeye başlamıştı. Saçlarını okşuyor ve ona bir şeyler diyordu. Birkaç dakika önce hastaneyi ağlayarak ayağa kaldıran Yerden Bitme şimdi uykunun ve onun kolları arasındaydı. Annesinin.
Bakışları hâlâ Yerden Bitme'deyken, bana yüzünü dönmeden, elleriyle gözyaşlarını silmeden önce "Ne oldu?" diye sormuştu. Ağlamış mıydı? Gözlerim odayı turladığında Chungha'nın ne zaman odadan çıktığını bilmiyordum. Yerden Bitme'ye ne olduğunu soruyordu, nasıl olduğunu ama bu konuda hiçbir fikrim yoktu. Doktorun dediğine göre üşütmüş ve hastalanmıştı, bu yüzden de ateşi çıkmıştı ve diş çıkarma döneminde olduğu için de ateşini tetiklemesi daha kolay olmuştu. İlk fark ettiğimde gerçekten büyük bir telaşın ve korkunun içine düşmüştüm. Ne yapacağımı bilmiyordum ve Chungha sayesinde onu hastaneye getirmek aklıma gelmişti.
Jieun'un kahkülleri arasından gözüken çatık kaşlarıyla bana döndüğünde bir şeyler söylemek istedim, bir avanak gibi öylece bakıp durmamak için dudaklarımı aralamıştım ki kapı çalındı ve içeriye Kook girdi.
"Jieun! Hasta kaydı yaptırmamız için Minji'nin kimlik kartı gerekli, yanında mı?" Çatılmış kaşlarımla Kook'a baktım ama hâlâ yüzüme bakmamakta ısrarcıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baby? Baby.
Fanfiction"Kızına merhaba de, Park ŞEREFSİZ Jimin." boy×girl *İlk bölümlerde küfür ve argo kelimeler bulunmaktadır.* 14/07/2019