16| Hatalar

1K 84 75
                                    

alec benjamin - let me down slowly

-

Önüne bakmayı bilmeyen birinin takıldığı taşa laf atması... Bu onu ne yapardı? Salak? Cahil? Ne? Tam olarak neydi? Her suçu başkalarında bulmak, yaptığı hataların sorumluluğunu sırtlanmaktan korkmak, ağır yüklerin altında kalacak olmaktan korkmak... Bu tam olarak neydi? Bencillik mi? Aklındaki bütün soru işaretlerini karşındakine söylemek yerine içinde tutmak, kendine bile tam olarak kuramadığın soruları patlak verene kadar söylememek... Bu neydi peki? Korkaklık mı?

Korkmuş muydum?

Bilmiyorum.

Aldığım nefes ciğerlerimi yakıp geçtiği dakikalarda hiçbir şey düşünmekte istemiyordum. Etrafa saçılmış yapboz parçalarının bir bıçak gibi yüreğime saplanması canımı daha da çok yakarken elimde tuttuğum küçük bilekliğe bakıyordum. Bütün günümü harcayarak yaptırabildiğim bileklik şimdi parmaklarım arasında gezinirken asıl sahibine vermemiş, daha da kötüsü her şeyi berbat etmiştim.

Tam bir salaktım.

Günlerce aklımın kuytu köşelerinde sakladığım düşünceleri bir anda ortaya dökecek kadar aptaldım.

Yapamamıştım, gerçekten söylememek için oldukça uğraşmış ama yapamamıştım. Korkmuştum; Yerden Bitme'ye alıştıkça, onunla vakit geçirmek hoşuma gittikçe gerçekleri duymaktan korkmuştum. Bir yanım gerçeği öğrenmek için deli gibi bağırırken diğer bir yanım kaybetme korkusuyla susmak istemişti.

Yerden Bitme'yi kaybetmek istememiştim ama her şeyi de elime yüzüme bulaştırmıştım.

Dna testi yaptırmak istemiştim, her seferinde ağzımın içinde döndürmüş sonuçları düşündükçe isteğimi yutmuştum. Ya babası ben değilsem? Başlarda tek istediğim şey bu iken zamanla en korktuğum düşünce haline gelmişti ve susmak, içimde tutmak, daha kolay olur sanmıştım ama yanılmıştım. İki ihtimal arasında gidip gelen düşüncelerim beni bir enkaz altında bıraktığında bunu anlamıştım.

Derin bir nefes alarak kafamı kaldırdığımda saatin geldiğini fark etmiş ve dün geceden beri sadece oturarak durduğum odamdan çıkmıştım. Salondan hiçbir ses gelmiyorken kapıyı açış ve kapatış sesleri bütün evi doldurmuş, koltukta oturan bizimkilerin bakışlarının bana dönmesine neden olmuştu. Onlara bakmamaya çalışarak yanlarından geçtiğimde Yoonji'nin bir şey demek için atakta bulunduğunu fakat hareketimle birlikte sustuğunu anlamıştım.

Üstüme aldığım herhangi bir hırkayla -sanırım Kook'undu çünkü oldukça salaş durmuştu üstümde- kendimi dışarıya attığım gibi adımlarımı dün geceden beri düşündüğüm yere ilerletmiştim.

Rüzgar yüzümü yalayıp geçse bile soğukluğunu hissetmiyor, bir an önce oraya gitmek istiyordum. Konuşacaktım, bu sefer düşüncelerimi tamamen yalın bir halde ona söyleyecektim. Beni dinler miydi bilmiyordum ama dinlemesi için gereken her şeyi yapmayı planlıyordum.

Yerden Bitme'yi şimdiden özlemiş, sesini dün geceden beri duymak için can atmıştım. En son onu ağlarken gördüğüm için şimdi nasıl olduğunu bilmeye ihtiyacım vardı. Beni özlemiş miydi o da? Sabah kalktığı gibi yine 'baba' diye bağırmaya başlamış mıydı?

Ah! Çıldıracağım.

Jieun'ın bakışları birden bire aklıma düştüğünde duraksadım. Demek istediği onlarca şey varken susmayı tercih etmiş gibiydi dün gece ve şimdi yanına gidersem- Daha bana olan öfkesi bile geçmemiş iken?

Baby? Baby.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin