8.

411 57 26
                                    

Gözlerimle görmüştüm o çöp kutusunun boş olduğunu ve anlamıştım ki katil Jason değil. O bir kurbandı. Katil her kimse suçu Jason'un üzerine atmak istiyordu ve gayette başarıyla irilelemişti. Ama sadece bu güne kadar. Artık Jason'un suçsuz olduğuna neredeyse emin olmuştum.

"Yalan söylemiyorsun değil mi?" Bir an duyduğum şeye şaşırdım. Salvador gerçekten bunu söylemiş miydi?

"Hayır dedim ya. Gözlerimle gördüm. Neden inanmak istemiyorsun?!"

"Yanlış görme ihtamalin olabilir. Bu ciddi bir şey Aria." İşte öfkeden deliye dönmem için söylenmesi gereken son sözler olmuştu bunlar.

"Bana güvenmiyor musun?"

"Aria bak-"

"Dur bir dakika! Ben seninle çalışmıyor muyum?! Sana gözlerimle gördüm diyorum, neden inanmamakta direniyorsun?! Onu neden koruyayım?" Dedim ve sonra bir şey anlayıp yeniden konuşmaya başladım. "Benden şüphe mi duyuyorsun?" Dedim hayal kırıklığıyla.

"Hayır. Aria dinle-"

"Güvenmiyorsun. " diye bağırdım. Şu an herkesin gözleri üzerimizdeydi ve bu benim umrumda bile değildi.

"Güveniyorum. " Bunun üzerine alayla kahkaha attım.

"Sana gördüğümü söyledim. Kendi gözlerimle! Bomboştu o kutu! Neden inanmak istemiyorsun? Yanıldığın için mi öfkeleniyorsun? Nedir sendeki bu hırs?! Yanlış yapmış olamaz mısın? Aç gözünü artık. Sen her şeyi bilen birisi olamazsın. Her şeyin en doğrusunu bilemezsin! Yanılmayı kabul et. 3-4 gündür buradayız ve sen hep kendi inandıkların üzerine yol çiziyorsun. Söylesene peki beni yanına neden aldın? Kendi başına çalışacaktınsa neden seninle birlikteyim?" Öfkeme yenik düşmüş ve lafları birbirinin ardınca düzmüştüm. Belkide pişman olacaktım, çok ileriye gitmiştim ama içimde kalmasından iyiydi.

Söylediklerim onu da şaşırtmış olacak ki ifadesi değişti. Bakışları öfkeyle bakarken bir an için korktum ve pişman oldum. Kendimi tutamamıştım evet, ama aklıma onun benden şüphe duyduğu ihtimali gelmişti. Ona yalan söylediğimi düşünüyordu. Tek bir şey söylemiştim ona ve inanmak istememişti. Neden bu kadar diretmişti ki!

"Saçmalıyorsun Aria. Senden şüphe falan duymuyorum. Ayrıca merak etme ben yanılmayı kabul ederim. Her insan yanılır. Kendi inandıklarım üzerine yol çiziyorum evet, çünkü bu benim işim! Yaptığım işi hiç kimse sorgulayamaz! Eğer beğenmiyorsun bırakıp gidebilirsin! Sana benimle çalış diye yalvarmadım ben! " Söyledikleri bıçak olup kalbime saplanmıştı. Evet kabul saçma bir şekilde abartmıştım ama böyle ağır bir karşılık vermeli miydi?

"Nasıl istersen. " dedim sakince ve arkamı dönüp çıkışa doğru gittim.

Gözlerimden akan yaşlar hissettiğim duygunun ne olduğunu anlamama yardımcı olmuyordu. Neden öyle bir şey yapmıştım? Evet sinirlenmiştim, bana güvenmemişti ya da ben kendi aklımda saçma-sapan şeyler düşünmüştüm. Söylememem gereken şeyleri söylemiştim. Beklide haklıydı. Onun işini sorgulamak bana düşmezdi değil mi?

Aptaldım! Anlık bir öfkeyle ağzımdan çıkanı söyleyecek kadar aptaldım!

Yine de kalbim kırılmıştı. Belki haksızdım ama yine de söyledikleri beni kırmıştı.

Odamın kapısının önüne geldiğimde cebimden kartı çıkardım. Bir elimle kapı kulpunu tutacakken birisi kolumdan tutup beni kendine çekti. Sırt üstü birinin üzerine yapışırken beni boğmaya başladı.

"Dün hata yaptın Aria." Yine robot sesiyle konuşuyordu.

"Lütfen bırak. " dediğimde elleri daha da sıklaştı. İki elimle beni boğan elini tutup çekmeye çalışıyordum ama tüm çabalarım boşa gidiyordu. Nefesim kesiliyordu ve yapabileceğim hiç bir şey yoktu.

"L-Lütfen..." dedim son kez. O ise beni dinlemedi bile. Hiç bir şey söylemezken ellerimin artık gücü kalmamıştı.

Ölemezdim. Şimdi ölemezdim!

Tüm gücümü toplayarak dirseğimle adamın karnına yumruk geçirdim. Geriye sendelenirken iki adım ötemde olan vazoyu alıp kafasına vurdum. Bayılarak yere düşmüştü.

Katil şu an önümdeydi ve baygındı. Ne yapmam gerektiğini bilmez halde donup kalmıştım. Onu öldürmüş müydüm? Bir katili öldürmüş müydüm?

Derin bir nefes alarak ona yaklaştım. Yanına eğilip durdum. Şimdi yüzünü açacak ve katilin kim olduğunu görecektim. Elimi ileriye uzatip yüzüne getirdim. Tam yüzündeki siyah şarfı çekecekken omzumda hissettiğim sert darbeyle gözlerim karanlığa kovuştu ve sert şekilde yere düştüm.

***

Omzumda hissettiğim ağrıya şimdide başımın ağrısı katılmıştı ve ben bu iki acıyla zorla gözlerimi açtım. Salvadorun odasındaydım. Kendisi ise yanıbaşımda oturmuştu. Bana ne olmuştu?

En son odanın kapısını açıyordum. Sonra bir el beni kendine çekip boğmaya başlamıştı. Karnına dirseğimi geçirmiş sonraysa vazoyu kafasında kırmıştım. Bayılmıştı ve ben onun yüzünü açacaktım. Evet, evet ama bir şey olmuştu. Bunun cevabı ise omzumda kendini belli eden acıydı. Birisi beni arkadan vurmuştu.

"İyi misin Aria?" diye sordu endişeli sesle Salvador.

"İyiyim." Dedim ve heyecanla yerimden kalkarak devam ettim. "B-ben onu bayıltmıştım. Karşımda baygın bir şekilde yatıyordu. Katili bulmuştum! Onun kim olduğunu öğrenecektim. Her şey bitecekti. Sonra birisi beni vurdu. Yapamadım. Göremedim kim olduğunu. Ben..ben-" söylediklerime göz yaşlarımda karışmıştı. Salvadorsa sözümü keserek beni göğsüne çekti. Bir elimi belime dolanırken diğer eli saçlarımda durdu.

"Sakin ol, sakin. Geçti Aria." Bu beni sakinleştirmeye yetmemişti. Göz yaşlarım artarda akarken yaşadığım korkunun heyecanın şokunu yaşıyordum adeta. Beni iki kez öldürmek istemişlerdi! Iki kez! Kaç gündür içimde tuttuğum göz yaşlarımı artık tutamamış ve serbest bırakmıştım. Belki bir gün katili bulacaktık ama yaşadıklarımı hiç bir zaman unutamayacaktım.

Eli sakince saçlarımda geziyordu. Ben ise kendimi durduramıyordum. Bir şelale misali akıyordu göz yaşlarım. Bir an kendimi kaybedip yere düşecekmiş gibi oldum. Elleri buna imkan vermezken benimle birlikte o da oturdu yere. Sırtını duvara yaslamış ve beni de tekrar göğsüne çekmişti. Dakikalar geçti. Saatler boyunca ağladım. Tek bir kelime etmedi. Etmedim. O kadar güçsüzdüm ki!

Sonunda ağlamam durdu ve yavaş yavaş karanlığa kucak açtı mavi gözlerim. Bilincim kapanırken duyduğum son şey Salvadorun fısıltıyla "Özür dilerim." demesi ve saçlarıma küçük bir öpücük kondurmasıydı.

***

"Ben geldiğimde yerde bayılmış vaziyette buldum seni. Bayılttığın her kimse yerinde yoktu. Seni vuran kişi onu alıp kaçmış belli ki." Ben bayıldıktan sonra Salvador beni alıp odasına getirmişti. Doktor çağırmışlar ve ciddi bir şey olmadığını söyleyip gitmiş. Bunlardan haberim yoktu.

"Teşekkür e-"

"Gerek yok. " diyerek bakışlarını benden alıp elindeki dosyaya yöneltdi. Dün gecenin aksine bu gün yine eski soğuk haline geri dönmüştü. Sanırım ona bir özür borcum vardı.

"Ben seninle bir şey konuşmak istiyorum. "

"Ne oldu?" Diyerek bir an telâşlanıp bana döndü. Ama bu çok kısa sürdü. Tekrar ifadesizliğine geri döndü.

"Dün ben biraz fazla ileriye gitmiş olabilirim. Kendimi tutamadım ve istemeden kötü şeyler söyledim. Özür dile-"

"Önemi yok Aria. Ben her söylenen lafı kafayı takıp alınmıyorum." Dedi buz gibi sesiyle. Bu ise beni incitmedi değil. Ondan özür diliyordum o ise bir öneminin olmadığını söylüyordu. Tabii benim söylediklerimin onun için ne gibi bir önemi olabilirdi ki!

"Ayrıca benimle hala çalışıyorsun ve katili bulananadekte çalışmaya devam edeceksin."

Cinayet Ayrıntılarda Saklı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin