Her şeyi öğrenmek istiyor musun?
Gece saat 03:00. 1754.Oda.
Heyecandan ellerim titremeye başlamıştı. Bunu cebime kim koymuş olabilirdi? Beni nereye çağırıyordu ve gitmeli miydim? Ona güvenmeli miydim?
Korkuyla etrafıma baktım. Polislerden başka hiç kimse yoktu.
Sonra kolumdaki saate gitti bakışlarım.
19:45
8 saat sonra...sadece 8 saat zamanım vardı. Belki de her şeyin bitmesine sadece 8 saat kalmıştı.
Beni asıl şaşırtan cebime bunu kimin koyduğuydu. Tüm şüphelilerin odasına girmiştik. Onlardan birinin koyduğu kesindi ama hangisi?
Sonra bayan Alison'un bakışları geldi gözlerimin önüne. Bana bir şey demek istermiş gibi bakması... Belki de o koymuştur diye düşündüm ama imkansızdı. Çünkü o benim yanımdan bile geçmemişti. Bana hep uzak mesafede olmuştu.
Aklıma yeni bir ihtimal gelmişti.
Ya biri herşeyi biliyordu ve bana yardım etmek istiyordu. Ya da bu da bir oyundu. Belkide beni oraya yarım kalan işlerini bitirmek için çağırıyordular. Öldürmek için.
Salvador'a söylemem gerekiyordu. Bu sefer yalnız başıma gitmeyecektim.
***
Elindeki kağıda dikkatle bakıyor sanki yazıdan kimin yazdığını anlamaya çalışıyordu.
"Ne düşünüyorsun?" dedim sakince. O ise çok öfkeliydi. Öyle ki bir an gözlerini benimle birleştirince korktum.
"Neden bu kadar sinirlisin?"
"Bunu kim, nasıl senin cebine koymuş olabilir? Nasıl sana yaklaşmış olabilir? Oyun bu! Oyun! Seni öldürmek istiyorlar. "
"Ya öyle değilse?" dedim ve sanki ateşe barut attım. Salvador kendinden çıkarak bağırmaya başladı.
"Ölmek mi istiyorsun Aria? Nasıl inanırsın buna? Bu kadar şeyden sonra nasıl inanabiliyorsun hala?" dedi hayretle.
"Bu sadece bir ihtimal! Ve lütfen bağırma bana!" dedim gözlerim dolarken. Neden herşeyi bu kadar çok büyütüyordu? Ve ben dokunsalar ağlayabilecek bir haldeyken neden üstüme geliyordu ki!
"Tamam." dedi kendinde gelerek. "Özür dilerim. Kendimi tutamadım. Özür dilerim, ağlama, lütfen." diyerek bana sarıldı.
"Ben sadece korkuyorum Aria. Sana bir şey yapmalarından korkuyorum. Onlara inanıp gidersen başına bir şey geleceğinden korkuyorum. O gün seni bodrum katında bayılmış bir halde gördüğüm an canımdan can gitti benim. Bir an öldün sandım, biliyor musun? Sana yaklaşmaya korktum. Nabzına bakmaya korktum. Eğer kalbin atmasaydı ben oradaca ölürdüm. Ben mahvolurdum. Aria, bir çok vaka çözdüm ama bu çok farklı. Çünkü burada sen varsın. Senden önce bir ölüydüm. Sen bana yaşadığımı hissettirdin. Sen bana ölü bir ruhun nasıl ayağa kalkacağını öğrettin. Aria sen bana gerçek hayatın tek gerçek güzelliğini sundun. Sen bana siyahın içindeki küçük beyazı noktayı gösterdin. " dedi ve sonra ağladığını farkettim.
Salvador Black ağlıyordu. Gözlerimin önünde acı çeker gibi ağlıyordu.
"Ne yaşadın?" diye sordum kendimi tutamadan. Neden ruhunu ölü adlandırıyordu ki?
"Belki bir gün anlatırım. " dedi ve ben ısrar etmedim.
"Peki." dedim gülümseyerek.
Uzun süre sessizce birbirinde sarılmış bir sekiler önümüzdeki camdan Londranı izledik. Cama vuran yağmuru izledik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cinayet Ayrıntılarda Saklı (Tamamlandı)
Mystery / ThrillerDünyadaki en büyük suç neydi? Adam öldürmek mi? Yoksa mahvetmek mi? Hangisi daha kötüydü? 12 Aralık 2018... Dünyada işlenen binlerce cinayetten sadece birinin işlendiği bir tarih. O gece bir kadının kanı aktı beyaz zemine. O gece bir insanın ruhu...