Seokjin duşunu almış ve kahvaltıyı hızlıca hazırlamıştı. Her şey hazır olduğunda kapının çalması ile hızlıca açmaya ilerledi. "Nerdesiniz oğlum? Saat kaç?" Namjoon sinirle gözlerini devirdi. "Ebenin amındayız seokjin oldu mu? Sabahın beşi ne geç kalması?" Söylenerek sevgilisinin elinden tutup mutfağa ilerledi.
"Siktiğimin namjoon'u başımıza bu kamp olayını sen açmadın mı? Ne atarlanıyorsun lan bana?" Namjoon kafasına yediği şaplakla sustu. "Diğerleri ne yapmışlar?" Jackson ekmeği yutup konuştu. "Jimin ve Yoongi, diğer ikiliyle buluşmuş biz de sizinle gideceğiz." Seokjin kafasını sallayıp Taehyung'u uyandırmaya yukarı hızlıca çıktı.
Yatakta uyuyan sevgilisinin yanına kıvrıldı. Gözlerinin üstüne düşen saç tutamlarını kulağının arkasına attı. Sürekli öpmek istiyordu onu. "Bebeğim," fısıltı gibi çıkan sesine Taehyung mırıldanıp, Seokjin'in boynuna kollarını sardı. Göğsüne çekti hala sarılırken uyumaya devam etmesine gülümsedi Seokjin.
Uyurken bile bir insan nasıl böylesine güzel olabilirdi ki? Seokjin, taehyung'un boynuna öpücükler bırakmaya başladı. Islak öpücükleri çenesine gelip ordan kulağının altına ilerledi. Sulu öpücüklere uyanan Taehyung, Seokjin'in kafasını sıkıca tuttu. "Dur artık gıdıklanıyorum."
Seokjin gülümseyerek yanaklarına burnunu sürttü."Çocuklar aşağıda hazırlan da gel bebeğim." Taehyung, seokjin'in alnına öpücük bıraktıktan sonra ayaklandı. Önce üstünü çıkartıp kenara attı. Seokjin ise arsızca izlemeye başladı. Bu görüntüler kaçmazdı. Taehyung üstüne mor kazağını geçirdi. Gözleri ona arzuyla bakan sevgilisine kaydı.
Hafif gülümsedikten sonra gözlerinin içine bakarak, eşofmanının iplerini çözdü. Seokjin'in yutkunduğunu gören Taehyung, bacaklarını oynatıp düşmesine izin verdi.
Kalın dolgun dudaklarını resmen parçalayarak onu izleyen sevgilisine doğru yaklaştı ve kucağına yerleşti."Seokjin neden öyle bakıyorsun?" Seokjin kucağında sadece iç çamaşırı ve baldırlarına kadar anca gelen kazakla oturan Taehyung'u süzdü. Siyah harelerini sevgilisinin güzel harelerine kaldırdı. Esmer teni üzerindeki benler ve dudaklarının şekli... aklını kaybetmesine sebep oluyordu.
Peki neden? Nasıl oldu bu seks düşkünü olan adam, aşka inanmayan bu adam, duvarları olan, katı ve tahammülsüz bu adam nasıl oldu da kucağındaki adam sayesinde böyle bir adama dönüştü? Aşık, pozitif, mutlu, gülmeyi seven, kalbi olduğunu hatırlayan ve başkalarını düşünen bir adam olmuştu Seokjin.
Tıpkı annesi ölmeden önce mutlu bir aileyken nasılsa, Taehyung'dan sonra öyle olmuştu. Arınmıştı tüm pisliklerinden. Ellerini sevgilisinin esmer bacaklarına atıp okşadı. Boynuna uzanıp öpücük bıraktı. "Seni seviyorum adamım," diye fısıldadı dudakları üzerine. Kıvrılan dudaklardan bir fısıltı yayıldı.
Ne kadar kısıkta olsa Seokjin'in kulaklarını patlatırcasına çıkan bir fısıltıydı bu. "Seni seviyorum adamım." Buluştu dudakları. Sadece buluşan dudakları olmamıştı. Kalpleri ve hisleri, aynı zamanda hayatları birleşmişti. Seokjin beline ellerini koyup iyice çekti kendine. Dolu dolu öptü ince dudakları.
Kızarana ve şişene kadar öpmeye devam etti. En sonunda seslice ayrıldı dudaklarından. "Sen hazırlan güzelim bekliyorum." Taehyung son kez ıslakça öpüp kalktı üstünden. Siyah eşofmanını geçirdi üstüne. Kamp alanında pantolon giymek saçmalık olurdu ve Taehyung rahatına düşkündü.
Seokjin de onun gibiydi beyaz tişört, köprücük kemiklerini ortaya çıkartmış, nefis bir görüntü sunmuştu. Altına gri eşofmanını giymişti. Hazır olan Taehyung'un elinden tutup gri saçlarını düzeltti. Merdivenlerden yavaşça inip mutfağa yöneldiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
In La Kesh ✓
Fanfiction"Geçmiş damarlarıma bir zehir gibi dolandığından beri, karanlıktaydım. Sonra sen geldin kalbime, evime, yatağıma ve geleceğime..." kim seokjin üniversiteli bir uyuşturucu baronu, kim taehyung yaralı bir dans öğrencisi.