Rose'den🌹
"Tanrım!" Luna öfkeyle soludu. "Biraz daha sessiz olamaz mısınız? Biri fark edecek şimdi."
Hepimiz çalıların arkasına gizlenmiş bir şekilde etrafı gözlüyorduk fakat Jinyoung soğuktan olsa gerek burnunu çekip duruyordu.
"Ne yapayım yani etraf dondurucu biçimde soğuksa?" Jinyoung trip atar biçimde ters tarafa döndüğünde bu işe el atmam gerektiğini anlamıştım.
"Kavga etmeyi kesin de buradan dağın tepesine nasıl çıkacağımızı söyleyin artık. Etraf cadı kaynıyor da çünkü."
Jungkook başını sallayarak bana onay verdikten sonra konuşmaya başladı. "Üstelik kızların gücü yok, onları korumamız gerek. Bu kadar kişiyle onca cadıya karşı gelemeyiz."
Luna biraz düşünüp bize döndü. "Benim melez olduğum bilinmediği zamanlarda görüştüğüm bir cadı arkadaşım vardı. Eğer onu görebilirsem bize yardım etmesini sağlayabilirim."
"Güvenilir birisi mi?"
"Kendisi en yakın arkadaşımdı. Beni unutmuş olamaz." Luna etrafa göz gezdirmeye devam ederken bir anda heyecanla bize döndü. "İşte, gördüm onu."
Hepimiz Luna'nın işaret ettiği tarafa döndüğümüzde sarayın önünde kıvırcık, turuncu saçlı ve buz mavisi pelerinli bir kız gördük. Elinde büyük ve değişik bir silahla saraydan çıkmıştı.
"Burada teknoloji gelişmiş olmalı." Sağımdan birinin konuşmasıyla o yöne döndüm. Jimin dikkatle kızın elindeki silaha bakıyordu.
Luna'nın yüzündeki tehlikeli gülüşü gördüğümde ne planladığını merak etmiştim. "Şimdi beni izleyin." Luna elini uzatıp biraz ilerimizdeki cadı kadına büyü yaptığında kadın ne olduğunu idrak edemeden yere yığıldı. Bunu gören kıvırcık saçlı kız kadına doğru koştuğunda Luna'nın planını anlamıştım.
Kız eğilip kadına baktığında ona büyü yapıldığını anlayıp ayağa kalktı ve etrafa bakınmaya başladı. Kız bizim olduğumuz çalıya doğru bakarken Luna çalının üstünden elini uzatıp değişik bir işaret yaptı. Bunu gören kızın yüzündeki şaşkınlık birkaç saniye sonra yok olmuştu. Hiçbir şey fark etmemişçesine ilerideki iki muhafızı çağırıp kadını gösterdi. Muhafızlar kadını götürdüğünde etrafta bir tek kız kalmıştı.
Luna gülümsedi. "Hala işaretimizi unutmamış." Kız usulca çalılığa ilerlediğinde arkasındaki bizi fark etti. Gözleri dolu dolu olmuş bir şekilde çalılığa atlayıp yere çökerek Luna'ya sarıldı.
"Tanrım, Lulu burada ne işin var? Bunun ne kadar tehlikeli olduğunu bilmiyor musun?" Kız geri çekildiğinde her şeye rağmen gülümsediğini görmüştüm. Gözlerindeki endişe ise söylediklerinde son derece samimi olduğunu kanıtlıyordu.
"Biliyorum Yuqi fakat arkadaşlarıma yardım etmem gerekiyordu. Her şeye rağmen iyiliğin kazanması için."
Luna'nın kısacık zamanda bizi arkadaşı bilmesi beni duygulandırmıştı. Yuqi bizi yeni fark etmişçesine hepimizde gözlerini gezdirdi.
"Lulu bu kızlar, yoksa..."
"Evet Yuqi onlar boyut gezgini."
Luna hepimizi tek tek tanıştırdığında Yuqi'nin cadı konseyindeki yöneticilerden birinin kızı olduğunu öğrenmiştik.
"Yalnız benim eğilmekten her tarafıma ağrı girdi." Yeri tedirgin bir şekilde bize baktığında Jennie onu onaylamıştı.
"Beni birkaç dakika bekleyin size buradan geçip dağa çıkabilmeniz için birkaç şey getireceğim." Yuqi çalılıktan hiçbir şey olmamış gibi soğukkanlılıkla çıkıp saraya doğru koşturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magic Shop ❦ bts & bp
FanfictionBir lanet, bir evren ve iki boyut... 4 kızımız insanlığın diğer boyuta sıkışmış ruhunu serbest bırakabilmek için bir yolculuğa çıkıyor. Bu yolculukta başlarına neler gelecek dersiniz? O zaman siz de kızların maceralarla dolu bu serüvenine katılın...