17🔮

712 74 23
                                    

Birileri demiş öldü. Söylesinler ona, Luna geri döndü.💓

Medyadaki şarkıyla okuyunuz canlarım.

17. Bölüm - 19 Temmuz sabahı 

Yazar'dan

Taehyung az önce uyanmış olmasına rağmen başını geriye yaslamış, gözleri kapalı bir halde düşünüyordu. Dün yola çıkmışlardı ve hala krallığına varamamışlardı.

Jennie ise nedeni bilinmez bir şekilde kendisine kızgındı. Çok düşünüyordu Taehyung. Birinci boyuttaki hali bu kıza ne yapmış olabilir diye düşünmekten gece uyku uyuyamıyordu. 

Taehyung hala düşünürken omzunda hissettiği ağırlıkla kafasını yana çevirdi. Uyandığında ne kadar itse de kendini, yine de yanındaydı genç kız. Arabanın aralık penceresinden yüzüne günün ilk ışıkları vuruyordu. Uzun kirpikleri parıldıyor, biçimli dudakları Tae'de karşı konulmaz bir istek uyandırıyordu. Öyle güzel uyuyordu ki uyandırmamak için nefesini bile azar azar alıyordu Tae.

Taehyung Jennie'nin güzel yüzünü seyre dalmıştı ki araba aniden duraksadı. Refleksle düşmemesi için elini Jennie'nin beline dolayıp kendine çekmişti. Ani hareketlenmeyle uyanan genç kız ise ne olduğunu şaşırmış bir halde gözlerini açar açmaz bakakalmıştı Tae'ye. Aralarında santimler varken Taehyung kulağına fısıldamıştı Jennie'nin.

"Günaydın güzelim." Taehyung'un derin sesinden uzun zamandır duymadığı bu kelime Jennie'de büyük bir etki yaratmıştı. O şaşkın şaşkın Tae'ye bakarken Taehyung cümlesine devam etti. 

"Durumu kontrol etmek için dışarı çıkıyorum. Sakın arabadan inme." Kızın alnına usulca bir öpücük kondurdu.

Taehyung arabadan indiğinde bile Jennie kendine gelememişti. Yutkunup kafasını hızlıca iki yana salladı. Bir an önce bu halinden sıyrılmalıydı. 

Jennie yerinde doğrulurken at arabası bir anda sarsılmıştı. Bu sarsıntı arabanın tavanından geliyordu. Genç kız panikle kafasını kaldırdığında aracın tavanının içe doğru çöktüğünü gördü. Ne yapacağını düşünürken aklına Tae'nin zarar görmüş olabileceği düşüncesi yerleşmişti. Arabadan inme deyişi zihninde yankılandığında dışarı çıkma isteği bastırılamaz bir seviyeye gelmişti. Kalbi aklına gelen felaket senaryoları yüzünden dışarı çıkacakmış gibi atıyordu.

Eli kapıya giderken tereddüt bile etmemişti. Dışarıya adımını atıp kafasını kaldırır kaldırmaz gördükleri gözlerini irileştirdi genç kızın. 

Karşısında yalaşık elli adam birbirlerine kılıç çekmişlerdi ve ortalık toz duman olmuştu. Geri geri yürüyüp olay yerinden uzaklaşırken gözleri aracın tepesine kayan Jennie, üstünde giydiği pelerini rüzgarda uçuşan Taehyung'u gördü. 

Taehyung sağ elini usulca havaya kaldırıp parmaklarını şıklattığında zaman durmuştu. Havada süzülen toz tanecikleri donmuşçasına hareket etmiyor, karşısındaki adamın üstüne atlamaya çalışan asker havada süzülüyor, Jennie gözleri pörtlemiş ve ağzı sonuna kadar açılmış bir şekilde Taehyung'a bakıyordu.

Taehyung aracın tepesinden atlayıp psikopatça gülümsedi. Bu hayatta yapmayı en çok sevdiği şeyin verdiği keyiftendi gülüşü.

Jennie'ye doğru yürürken yoluna çıkan rüzgarın uçurduğu havada asılı kalmış  yaprakları elinin tersiyle itiyordu. 

Jennie'nin önüne geldiğinde genç kızın omuzuna usulca dokundu. Kendine gelen Jennie az önce arabanın tepesindeki Tae'nin bir anda önünde belirmiş olmasından ötürü sıçradı. Gözleri karşısındaki gencin arkasına kaydığında hareket etmeyen bedenleri görmüş ve irileşen gözbebekleriyle Taehyung'a bakmıştı.

"Sen... sen. Bütün bunlar..." İki kelimeyi bir araya getiremeyen Jennie seslice yutkundu. Tae ise Jennie'ye biraz daha yaklaşıp yanağını kavradı. Dudakları birbirlerine sürtünürken fısıldadı .

"Bütün bunlar güzelim, zamanı durdurmaya yetecek gücümün senin için atan kalbimi durduramamasından kaynaklanıyor."

***

Lisa'dan

Jungkook'un sarayına varalı çok olmamıştı. Bense bana verilen odada üstümü değiştiriyordum. Dolabı açıp içine baktığımda gördüğüm elbiseler beni oldukça büyülemişti. İçlerinde beğendiğim beyaz ve altın sarısı işlemeli elbiseyi giymiştim. Sol göğsümün olduğu yerde krallığın simgesi olan başak işlenmişti. Sade ve bir o kadar da şık bir elbiseydi. 

Üstümü giyindikten hemen sonra Jungkook'un odasına doğru ilerledim. Odalarımızın ihtiyacım olduğunda ona ulaşabileyim diye karşılıklı olmasını istemişti. Şimdi ise birlikte saraydaki yakutu bulmaya çalışacaktık.

Odasının kapısına hafifçe tıklatıp seslendim. "Jungkook hazır mısın?" 

Kapı açılıp karşımda belirdiğinde ikimiz de birbirimizi süzmeye başlamıştık. Beyaz ve altın sarısı işlemeli gömleği, altındaki siyah kumaş pantolonuyla her zamanki gibi göz alıcıydı. Gömleğine tekrar baktığımda sol göğsündeki başak işlemesi dikkatimi çekti. O da benim üstümdekiyle kendininkini benzetmiş olacak ki gülümsedi. Farkında olmadan çift gibi giyinmiştik.

Hafifçe öksürüp gözlerimi etrafta gezdirdim. "Etrafı aramaya başlasak mı?"

Gülümsemesini bozmadan konuştu. "Başlayalım bakalım."

***

Aradan saatler geçmiş olmalıydı. Öyle ki camlardan gördüğüm kadarıyla hava oldukça kararmıştı. Bizim ise bakmadığımız yer kalmamıştı ancak taşı da bir türlü bulamıyorduk.

"Kütüphaneye mi baksak?" Jungkook bana seslenince dibine girip incelediğim kadın tablosuna bakmayı kestim.

"Olur, bir de oraya bakalım." Bezgince ofladığımda Jungkook kıkırdadı.

"Ne oldu Lisa Hanım? Bakıyorum da sıkılmış gibisiniz." Sesinde küçük bir çocuğun şımarıklığı saklıydı. Yandan yandan da sırıtıyordu vicdansız.

"Yok canım ne sıkılması. Sadece, biraz yorulmuş olabilirim " 

Kütüphaneye girip etrafı incelemeye başladık. Aklıma Rose'nin bulduğu kitap gelmişti.

"Sen sağ taraftaki kitaplıklara bak ben sol." Dediği gibi kütüphanenin sağ tarafına ilerleyip rafları sırayla incelemeye başladım. O yakutu bulduğumda çığlık atacaktım.

***

Attığım çığlığı duyan Jungkook nefes nefese yanıma vardığında beni raflara tırmanmaya çalışır vaziyette bulmuştu. Oldukça saçma bir andı ancak ne demeliydim ki... Yakutu bulduğumda çığlığı basacağım bilindik bir gerçekti.

"Orada ne yapıyorsun Lisa?" Jungkook kaşlarını kaldırmış, merakla bana bakıyordu.

"Buldum Jungkook yakut kitabın üstünde." Derin bir nefes alarak tepedeki kitabı çekmemle ayağımın kayması bir olmuştu. 

Popomun üstüne düşmeyi hayal ederken beklediğim acıyı hissetmeyince gözlerimi araladım. Jungook beni havada yakalamıştı ve muzipçe gülümsüyordu.

"Yakaladım Lisa, şimdi yakut kollarımın arasında."

***

BEN GELDİMMMMMM.... 😍

Çok beklettim biliyorum fakat lise son o kadar yorucu ki... Sınavlarım biter bitmez soluğu burada aldım :)

Sizi seviyorum boyut gezginlerim. Büyülü günleriniz olsun🔮


Magic Shop ❦ bts & bpHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin