27🔮

519 56 119
                                    

24 Temmuz sabahı

Rose'den

Pisces Krallığı'nın ortak salonunda her zamanki konumlarımızı almış oturuyorduk. Saatler öncesinde yaşadığımız kargaşadan dolayı hepimiz dağılmış vaziyetteydik ama mutluyduk. Çünkü o karşımdaki sandalyesine kurulmuş gözlerini bir saniye bile çevirmeden bana bakıyordu. Yaptığımız aşk itirafının ardından haykırışları duyan Jihyo'yu diğerleri de durduramamış ve hep birlikte odaya dalmışlardı. Ama sandıkları aksine Jimin karşımda sapasağlam oturmuş duruyordu.

Yaşanan duygu dolu anların ardından bulduğumuz kitabı masanın ortasına koymuş az önce okuduklarımızı sindirmeye çalışıyorduk.

Yoongi sessizliği bozmak istercesine öksürdü. "Malzemelerin hepsi sarayda mevcut demeyi çok isterdim ama ne yazık ki bir tanesini bulmak imkansız gibi bir şey."

"Neden imkansız olduğunu sorsam." Jisoo Yoongi'ye kaşlarını kaldırmış halde bakıyordu.

"Hayat ağacının sizin boyutta olduğunu ve bizim saraydan dışarı bile çıkamadığımızı söylesem."

Kitap tahmin ettiğimiz gibi ölümcül virüsler ve onların nasıl yok edileceği hakkında bilgi veriyordu. Kitaptaki virüsler arasında göz gezdirdiğimizde belirtileri en çok uyuşan tek bir virüs bulabilmiştik: covit-19. Bu virüsten kurtulabilmek içinse bir iksir hazırlamamız ve bütün krallığa dağıtmamız gerekiyordu. Şu dakikaya kadar umutluyduk. Yoongi malzemelerden birinin bu boyutta olmadığını söyleyene kadar.

"Aslında bir yolu var." Luna tereddütle mırıldandı. O yol pek de güvenli bir yol olmayacak ki gözlerini masaya dikmiş elleriyle oynuyordu.

"Nasıl bir yol bilmiyorum fakat denememiz gerekiyor. Başka çaremiz yok bunu siz de biliyorsunuz." Jungkook omzuna yaslanmış uyuklayan Lisa'nın rahatını bozmadan konuştu.

Luna yerinde doğrulup hepimizde gözlerini gezdirdi. "Saraydan çıkmadan hayat ağacından yaprak koparmanın tek bir yolu var. O da..." 

Ve gözleri en son bana uğradığında durdu. "Astral seyahat." 

Neden bana baktığını anlayabiliyordum. Muhtemelen geçmişimden haberdardı ve bu da şaşırmayacağım bir hadiseydi. Ne de olsa kendisi yarı cadıydı. Bu onun için çocuk oyuncağı olmalıydı. Üstelik bizim boyuttaki hayat ağacı bir müzenin serasında korunuyordu ve ben daha önceden o müzeyi ziyaret ettiğimden yerini biliyordum. Yani benim için astral sehayat ekstra kolay olacaktı.

"Ve bu boyutta astral seyahat yapmak normalinden daha zor. Kimseyi riske atamayız. Tabi içimizde daha önceden deneyen biri varsa o zaman işler değişir." Son cümlesinde tekrardan göz göze geldiğimizde yazar burada şunu söylemek istiyordu. Lanet olası astral seyahati daha önceden denediğini sen mi söylersin yoksa ben mi söyleyeyim?

"Sanırım ben bunu yapabilirim." Herkesin gözleri bana kaydığında zaten gözleri bende olan Jimin yerinde kıpırdandı. 

"Olmaz." Aldığı nefesi sakinleşmeye çalışır gibi bıraktı. "Rose'yi riske atamam."

Jennie Jimin'e doğru döndü. "Rose bu tür şeylere hep meraklıydı. Lucid rüya olsun astral seyahat olsun biz ne kadar kızarsak kızalım dener ve hepsini de sorunsuz başarırdı. Ben ona güveniyorum." Son cümlesini bana bakarak kurup gülümsedi.

Luna Jimin'e güvence vermek ister gibi anlatmaya başladı. "Daha önce hiç astral seyahat denememiş birine bunu yaptıramayız Jimin. Nasıl yapılacağını bilmeyen biri boyutlar arasında sıkışabilir. Tek çaremiz Rose."

Jimin tartışmaya hazır yüz ifadesiyle konuşmaya başlayacakken araya girdim.

"Ben... bunu yapabilirim." Jimin bu sefer de bana itiraz edecekken elimle durdurdum. "Bunu daha önce defalarca kez denedim ve hepsinde başarılı oldum. Üstelik hayat ağacının bizim boyutta nerede olduğunu biliyorum. Bana güvenebilirsiniz. Hayat ağacını bulup yaprağını buraya getireceğim."

Magic Shop ❦ bts & bpHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin