Magic Shop ❦ bts & bp

21🔮

Pamuk eller votelara💙 Sınır 30 vote

Müzikle okuyun lütfen

Yazardan

"Daha sonra ne oldu biliyor musun? Bugs bunny Şirine'nin kulağını ısırdı." Genç kız bir an duraksayıp hıçkırıverdi. "Bir dakika Şirine'nin kulağı var mıydı?" Bulundukları hole derince bir kahkaha bırakıverdi. "Elbette olmalı. Yoksa şirinleri duyamazdı ki."

Taehyung bir iç geçirdi. Genç kız içkiye bir kadeh diye başlamıştı fakat bir şişeyi devirmişti. "Bu böyle olmayacak gel buraya." 

Jennie'yi kucaklayıp onlara tahsis edilmiş odaya götürmek üzere yürümeye başladı. "Hey beni Gargamel'e teslim etmeye mi götürüyorsun? Olmaz ama Gargamel. Ben ondan hep çok korktum."

Taehyung kısık sesle kızı onayladıktan sonra kapının önündeki hizmetlinin kapıyı açmasını bekledi. 

"Efendim isterseniz yardımcı olabilirim." Hizmetli cilveli olduğunu umduğu bir sesle fısıldadı.

"İstemez." Tae kısa ve net bir şekilde cevabını verdikten hemen sonra odaya geçip kapılarını ayağıyla kapattı.

"Uyku vaktin gelmiş gibi görünüyor." Tae boynuna sokulmuş Jennie'ye seslendi.

"Uyutsana beni Tae. Uslu bir kız olamazsam şirinleri asla göremem."

"Uyutalım bakalım." Taehyung genç kızın kıyafetlerine dokunduğunda kızacağını ve kıyafetlerin çok da rahatsız edici olmadığını düşündüğü için onlara dokunmadı. Onun yerine yatağa kendi de uzanıp genç kızı göğsüne çekti.

"Tae."

"Efendim güzelim." Taehyung genç kızın saçlarına bir öpücük kondurdu.

"Burada şirinler var mıdır sence?"

"Bilmiyorum güzelim. Ama senin için onları arayabilirim." Kendi diyarındaki şirinler efsanesinden bahsettiğini anlamıştı fakat bu efsanenin kızların diyarında da olması onu şaşırtmıştı.

"Şirine kadar güzel miyim peki?"

"Yalnızca doğru soruları sorarsan cevabını bulabilirsin bebeğim."

Jennie ağır ağır esnedi. "Doğru soru ne peki?"

Taehyung genç kızın kulağına öldürücü bir yavaşlıkla fısıldadı. "Şirine senin kadar güzel mi? Asıl soru işte buydu." 

Genç kız tatlı tatlı kıkırdayıp sevdiğinin kollarına biraz daha yanaştı. Ve ardından gözlerini bu karanlık geceye fütursuzca kapattı.

***

Rose'den

Beni yaka paça sürükleyen tuhaf varlığa dünyada gördüğüm en berbat şeymiş gibi baktığıma emindim. Ama o öylesine umursamazdı ki benden tarafa gözünün ucuyla bile bakmıyordu. Her adımında bir o yana bir bu yana sallanan dokuz kuyruğuyla kendinden emin bir şekilde beni ortak salona götürüyordu. Elleri ise bileklerimi öylesine sarmalamıştı ki kurtulabilmemin imkanı yoktu. 

Ortak salona adım attığımız anda gür sesiyle kulağımın dibinden bağıran Sehun'a öfkeyle baktım.

"Durun!" Onun adamları olduğunu düşündüğüm kırmızı üniformalı askerler geri çekildiğinde Yugyeom'un askerleri de usulca geri çekildi.

"Koridorun sonunda Yugyeom baygın yardıma gidin hemen." Kendimden beklemediğim kadar sert çıkan sesimle askerlerden birkaçı başlarını sallayıp o tarafa doğru koşturdu.