19.Bölüm -Gölgedeki Sır-
20 Temmuz akşamı
Batan güneş bütün ihtişamıyla, gökyüzüne hükmettiğini kanıtlamak istercesine parıldıyordu. Ay ise gökte yerini almıştı çoktan. Sabırla sıranın kendisine gelmesini bekliyordu. Gece olduğunda güneş kaybolurdu ve yaydığı ışık güneşin olsa da mutlu olurdu ay. Çünkü o az ile yetinmesini bilirdi.
Genç adam pencereden manzarayı izlerken biraz daha yayıldı koltuğuna. En çok bu yönünden nefret ediyordu aptal uydunun. Karanlığı seviyorsan eğer ona nasıl hükmetmen gerektiğini de bilmeliydin. Azla yetinmek mi? Bu düşünce kafasından saniyelik de olsa geçtiğinde sesli bir kahkaha bıraktı bulunduğu odaya. O azla yetinmek nedir bilmezdi. Böyle yetiştirilmesi bir yana hayatta kalmak için birkaç insanın -belki de milyonlarcasının- gözden çıkarılması gerektiğini büyüdükçe anlamıştı. İnsanlar aptaldı ve onları yönetmek sanılanın aksine aslında daha kolaydı.
Güneşin yerini alan Ay'ı izlerken derince bir nefes aldı. Gezegene hükmetmek için güneşin ve diğer yıldızların bütün ışıklarını sömürmesi gerekecekse evet bunu yapacaktı. Çünkü yeryüzüne vuran en büyük gölge kendisi olmalıydı.
Genç adam düşüncelerine dalmışken kapı iki kere tıklandı.
"Gel." Haber gelmiş olmalıydı. Bu düşünce yüzünde kocaman bir sırıtmaya sebep olmuştu. Uzun zamandır beklediği gün yaklaşıyordu. Şu ana kadarki bütün planları hep o günün geleceğini bilerek kurmuştu. Hedefine çok yaklaşmıştı. Yalnızca birazcık daha sabretmesi gerekecekti. Bu zamana kadar sabrettiklerinin yanında bu hiçbir şey değildi.
İçeri giren genç adamın sağ koluydu."Efendim, bahsettiğiniz kişiler şimdi yoldalar. Yakında Scorpio Krallığı'nda olurlar.
Yüzündeki sırıtma koca bir kahkahaya dönüştü. Çok eğleneceklerini şimdiden anlamıştı. "Öyleyse onlara küçük bir sürpriz yapmalıyız. Öyle değil mi Sehun?"
***
İçerideki sessizliği bastırmak istermiş gibi yağmur olağanca hızıyla yağıyordu. Odadaki gerginliğin üstünü kapatmak isteyen Luna hafifçe öksürdü.
"Sebebi ziyaretimiz belli."
Rose Luna'yı eliyle dürttü. "Ay ne var ya? Bunamış teyzeler gibi oturmuş birbirinize bakıyorsunuz on dakikadır. Ne yapsaydım yani?"
Luna Yugyeom'a döndü. "İyilik de yaramıyor canım bunlara."
Yugyeom kızdaki neşeyi sevmişti. Hafifçe gülümsedi. Rose ve Luna'ya hitap ederek konuştu. "Tanışmamıştık öyle değil mi? Ben Yugyeom."
"Luna "
"Rose ben de."
Yugyeom ne söyleyeceğini bilemiyormuş gibi yerinde kıpırdadı. "Sorularınız var her şeyin farkındayım. Lakin şunu size açıkça söyleyebilirim ki sandığınızdan daha çok şey biliyorum. Örneğin senin boyut gezgini olman -o sırada eliyle Rose'yi işaret etti- ve yakutu aramanız gibi. Fakat bildiklerim bunlarla sınırlı değil. Daha fazlasını da biliyorum. Çok daha fazlasını."
Herkesin yüzündeki ifade aynı duyguya aitti. Şaşkınlık...
"Ama nasıl?" Rose merakla sordu.
Yugyeom ayağa kalkıp Rose'nin koltuğuna adımlamaya başladı. "Anlatamam belki lakin gösterebilirim Rose."
Rose'ye elini uzattı Yugyeom. Ve o anda sessizliğe gömülmüş olan Jimin bir hışımla ayağa fırladı. "Ne zırvalıyorsun Yugyeom? Adam akıllı anlat şunu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magic Shop ❦ bts & bp
Fiksi PenggemarBir lanet, bir evren ve iki boyut... 4 kızımız insanlığın diğer boyuta sıkışmış ruhunu serbest bırakabilmek için bir yolculuğa çıkıyor. Bu yolculukta başlarına neler gelecek dersiniz? O zaman siz de kızların maceralarla dolu bu serüvenine katılın...