(Bölümün tamamını medyadaki müziği dinlerken okuyun lütfen.)
Rose'den
Gözlerim karşımdaki manzaraya takılmıştı. Yüreğimde kendini belli eden derin sızı hareket etmeme, kollarına koşmama engel oluyor gibiydi. Öyle ki yürüyemiyor, konuşamıyordum. Biri omuzlarımdan tutup derince sarstığında farkındalıkla birlikte bir titreme sardı bedenimi. O, ölüyordu.
"Rose, kendine gel gidiyoruz buradan anladın mı? Onu kurtaracağız." Luna elimi tutup Jimin'in çevresine dizilmiş diğerlerinin yanına beni de sürüklediğinde itiraz edecek gücüm yoktu. Tüm kanım çekilmiş gibi sadece onun gözlerine bakıyordum. Ve şimdi büyükannemle Jimin'i anlamak benim için daha kolay hale gelmişti. Sevdiğin birini kaybetmek, kendinden çok sevdiğin birini... Bu kaybetmek ister ruhen ister fiziken olsun kalpte aynı acıyı bırakıyordu. Ve aynı çaresizliği.
Luna aniden latince kelimeler fısıldadığında ona bakan gözlerim odağını kaybetti. Vücudumu alan titreme ve başımdaki derin ağrı etrafın da bulanıklaşmasıyla göz kapaklarımın kapanmasına neden oldu. Kendime gelemiyordum.
Gözlerimi açtığımda Pisces Krallığı'nın ortak salonundaydık. Hepimiz aynı pozisyonda olduğumuzdan ötürü gözlerim deminden beri odaklandığı kişiyi buldu. Jihyo Jimin'in sırtından içeri geçmiş oku tutuyor ve haykırarak ağlıyordu. Bu güçlü feryat biraz da olsa beni kendime getirdiğinde sol gözümden dökülen yaşla dizlerimin üstüne tam karşısına çöktüm.
Jihyo sağına dönüp kanlı elleriyle omuzlarımı kavrayıp delirmiş gibi bağırmaya başladı. "Rose bir şey yap nolur yalvarıyorum. O, o, abim ölmemeli Rose nolur sen şifacısın yap bir şeyler." Jimin'in sırtından içeri saplanmış oku gösterdi. "Ne bileyim yarasına dokun bir şeyler fısılda Rose nolur onu kaybetmeme engel ol. Ablamdan sonra onu da kaybedemem."
Jinyoung Jihyo'nun omuzlarımı kavrayan elini tutup onu göğsüne çekerken bana ufakça başını salladı. Bu kalbimdeki derin sızının biraz da olsa dinmesine sebep olmuştu. Gözüm diğerlerinin bana güvenle bakan ağlamaklı yüzlerini taradığında bakışlarımı en son ona çevirdim. O, gülümsüyordu.
Kapanan kapıyla yalnız kaldığımızda kafasını hafifçe omzuma yatırdım. Gözlerimden hala yaşlar akıyordu.
"Bu anı bir kere de ben yaşadım Rose. Seni en iyi ben anlarım şu anda." Güçlükle çıkan sesine rağmen bana bir şeyler söylemek ister gibi bakıyordu. Belki de bir şeyler söylememi ister gibi.
"Ben ne yapmam gerektiğini bilmiyorum." Gözlerim yarasıyla gözleri arasında mekik dokurken titreyen sesimle fısıldadım.
"Ben de bilmiyordum merak etme." Sanki ölmüyormuşçasına gülümsüyor ve beni neşelendirmeye çalışıyordu başaramayacağını bilmesine rağmen.
Ellerimle yarasına dokunup geçmesini bekledim fakat ne dudaklarının arasından öksürüğüyle akan kanı kesiliyordu ne de yarasından damlayan. "Olmuyor işte olmuyor." Hıçkıra hıçkıra ağlarken bekliyordum mucizeyi. Kendi kalbime şifa olamamış ellerimin onun kalbine şifa olmasını diliyordum umutsuzca.
"Şşş dinle beni güzelim. Bunlar belki de son sözlerim." Sertçe öksürdüğünde dudaklarının arasından yere damlayan kanı ellerimle temizlemeye çalıştım. Ona kırmızı bu şekildeyken yakışmıyordu.
"Benim kalbim şimdi yara almadı, benim kalbim zaten yaralıydı Rose. Lakin öyle bir girdin ki hayatıma öyle bir sardın ki yaralarımı bakma şimdiki halime. Ben sen yanımdayken iyileştim. O yüzden sakın benim yaptığımı yapıp yıllarca kendinde suç bulma. Sen bana yeni bir can vermiştin. Senden aldığımı senin yolunda sana vermek, yapabileceğim en güzel şeydi."
Zorlukla bir nefes çekti ciğerlerine. "Bunu hiç söyleyemedim belki de sana fakat aldığım son nefesi bu uğurda harcamak onu yaşamımın en değerli nefesi haline getirecek."
Başı omzumda elleri sıkıca ellerime tutunurken derince baktı gözlerime. "Ben seni çok sevdim Rose. Belki zordu anlaması sessizliğimden." Gözümden damlayan yaşlardan biri kayıp onun kapanan gözleriyle buluştu.
"Hayır, hayır, hayır. Şimdi olmaz hayır. Yaşanacak çok şey var Jimin şimdi olmaz." Hıçkıra hıçkıra ağlarken alınlarımızı birleştirdim. Şimdi akan her göz yaşım onunmuşçasına yanaklarından kayıp göğsüne dökülüyordu.
Titreye titreye tuttuğum başını biraz daha yasladım omzuma. Dudaklarım dudaklarıyla buluşmak üzereyken fısıldadım usulca. "Ben seni çok sevdim Jimin. Şimdi aç gözlerini ve sen oku kelimeleri gözlerimden."
Minik bir öpücüktü ilk öpüşmeleri. İçine çaresizlik ve hüzün karışmış sevgi dolu bir öpücük... Genç kız sol eliyle kavradığı sevdiğinin başını okşuyorken gözlerinden akan yaşlara inat onu görmeye çalışıyordu. Sağ elini uzatıp sırtından kavradığı oku içine çektiği minik bir nefesle yavaşça çıkardı.
Kavradığı okla birlikte sağ elini sevdiğinin göğsüne, alnını alnına yaslayıp ağlamaya devam ederken kesilen sesine rağmen fısıldadı. "Bu bir son mu Jimin? Eğer bu bir sonsa bil ki ben bu sonu hiç sevmedim."
Sadece iç çekişlerin duyulduğu ölüm sessizliğindeki odada minik bir mırıltı duyuldu daha sonra. Çünkü Tanrı onlar için çok daha farklı bir son hazırlamıştı.
"Senin sevmediğin sonu başka bir hikayenin başlangıcı yaparız o zaman. Benim gözlerini okuduğum, senin sessizliğimi anladığın, sonu mutlu biten güzel bir hikaye."
***
BEN GELDİİİİM
Biraz hüzünlü geldim ama üzülmeyin bebişlerim kaldığımız yerden devam ediyoruz. Yalnız bu bölüm ağlattı beni Cem Adrian dinleyerek yazdım belli oluyordur zaten. Bu bölüm biraz kısa gelmiş olabilir ama duygu yüklü ve ağır bir bölüm olduğu için böyle diğer bölümü de hemen şimdi yazmaya başlayacağım zaten çok beklemeyeceksiniz yani bu sefer.
Bu arada benim bölümleri doğaçlama yazdığımı biliyor muydunuz? skhwdıoshwıod
Asla planlı ilerleyemiyorum o anki hislerim nasılsa öyle ilerliyor hikaye mesela bu bölümü yazdım ama diğer bölümün nasıl olacağını ben de bilmiyorum şu an çünkü yazarken kendiliğinden ortaya çıkıyor her şey. Sadece olay örgüsü ve kitabın sonu belli onun dışında karakterler yazdırıyor kitabı bana ben onları yönlendirmiyorum aslında onlar beni yönlendiriyor. Bu da böyle bir bilgiydi bu bilgiyle istediğinizi yapın şimdi scdksnanksx
O zaman klasik repliğimizi söylüyoruuuuuzzz
Herkese büyülü günlerrr 🔮
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magic Shop ❦ bts & bp
FanfictionBir lanet, bir evren ve iki boyut... 4 kızımız insanlığın diğer boyuta sıkışmış ruhunu serbest bırakabilmek için bir yolculuğa çıkıyor. Bu yolculukta başlarına neler gelecek dersiniz? O zaman siz de kızların maceralarla dolu bu serüvenine katılın...