"...sonra ona 'Whatsappa bin kurşun sıksa da ölüm, unutma aşkımıza engel işlemez gülüm' yazdım."
Berkan moralimin eksilerde olduğunu bildiği için yanaklarının içini ısırarak gülmesini engelledi. Ama Erkan böyle bir çaba göstermeden anıra anıra gülmüştü. Ondan nefret ettiğimi söylemiş miydim?
"O ne dedi?" Berkan'ın sorusuyla kötü bakışlarımı Erkan'dan çektim.
"Deneyelim." En azından ikisinden birinin 'deneyelim' derken 'sevgili olmayı denemeyi' kastettiğini düşünmesini bekledim ama tabii ki o kelimeden öyle bir anlam çıkaracak tek gerizekalı bendim.
"Ve sonra seni engelledi." Erkan'ı başımla onayladığımda konuşmaya devam etti. "Biri bana anonim bir numaradan öyle bir söz yazsa onu bulur ve bir de gerçek hayatta engellerdim. Çocuk az bile yapmış."
"Sağol ya..."
"Toprak'ın engeli kaldırması gerek." Berkan kantinin rahatsız sandalyesinde arkasına yaslandı.
"Kankacım, ben de onu diyorum ama nasıl olacak o iş?"
"Şimdi sen bu çocuğa anonim oldun ve siz kısa süre de olsa yazıştınız, değil mi?" dediğinde olayı bir çözüme bağlayacakmış gibi konuştuğu için içime bir umut doğdu ve onu "Evet" diyerek onayladım.
"Sonra çocuk senin ona olan sevgini istemediği için seni engelledi ve sen mal gibi kaldın, öyle değil mi?"
"Evet."
Onu onayladığımda sustu ve dudaklarını 'vay be' diyerek büktü. Daha sonra ise gözlerini umarsızca etrafta gezdirmeye başladı.
"Eee Berkan, sonuç?" Lafı ağzımdan Erkan almıştı.
"Ne sonucu? Ben sadece doğru anlamış mıyım diye kontrol ettim."
Avucumla alnıma çok sert olmasa da bir şaplak indirdim. Yemin ederim, ölmek istiyordum. Bu çocuğun gerizekalılığı beni bile aşıyordu ve hala 'deneyelim' kelimesinden benim çıkarttığım gibi bir anlam çıkartmamasına şaşırıyordum.
"Berkan sen özel olarak mı böyle gerizekalı yetiştirildin yoksa kendi çabalarınla mı bu hale geldin?" Erkan'ın Berkan'a homurdanmasına hunharca bir kahkaha attığımda kantindeki birkaç bakış bize dönmüştü. Hiçbirini umursamayabilirdim ama içlerinden biri Toprak olunca işler hiç de düşündüğüm gibi gitmemişti.
Önce kalbim tekledi.
Gülüşüm soldu yavaşça yüzümde.
Sonra gözlerimi mavi gözlerinden çekemedim kısa bir süre. Hikayenin devamında ise gözlerini benden çekip yoluna devam etmişti.
Umutlanmamam lazım.
Umutlanmamam lazım.
Madem sevmiyordun neden 0.5 saniye boyunca bana baktın Toprak?
Umutlanmamam lazım.
"Yaren?"
"Noldu bu transa mı geçti?"
"Ne bileyim oğlum."
"Dürtsene bir."
"Ay ben korkarım."
"Lan niye kıza tanımlanamayan varlık muammelesi yapıyorsun?"
Az önce olan bakışmamızı tamamen sindirdim ve hiçbir şey hissetmemişim gibi kıkırdadım. "Ne diyorsunuz ya?"
Böyleydi işte ona olan hislerim. Genelde Erkan-Berkan ikilisine anlattığımdan daha fazlasını hissettiğim, çoğunu içime attığım ama henüz gömemediğim, sevgimin onun nefretini yenebileceğine dair umutlarım... seviyordum işte. Eğer sevmek böyle bir şeyse seviyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sen yağmurları sevdiğinde | texting
Historia Cortasen yağmurları sevdiğinde. hatta sevmediğinde de.