6.6

4.9K 295 80
                                    

"Altına bir dost yazalım, daha gizemli olsun." Berkan'ın bu dediğine gülsem de Erkan derin bir nefes almıştı. "Yapma artık şu espriyi. Komik değil."

"Sanane lan."

"Oğlum bak döveceğim he."

"Hıhı ayna ayna."

"Ya tamam." diyerek olaya el attım. İkisinin bir tartışmasını daha kaldıramazdı bünyem. Onlara defterimin arasına birinin bir adres yazdığını göstermiş ve sonra da pişman olmuştum. Çünkü Berkan bunun bir dostun yazdığına bizi ikna etme çalışıyor, Erkan ise Sherlock gibi triplere girerek kimin yazdığını bulmaya çalışıyordu. Olay kimin yazdığı değildi ki... olay bu adreste ne olduğuydu.

"Tamam, görev dağılımı yapıyoruz. Okuldaki tüm defterleri toplayıp yazıları karşılaştıracağız."

"Yuh Erkan! Ömür yeter mi ona?"

"Arkadaşlar, ben bunun filmini izledim. Bir dost yazalım altına. Sonra o dost bizi bulacak."

"Berkan." dediğimde eliyle ağzına hayali bir fermuar çekti. "Ben adrese gidiyorum." dediğimde ise tekrar konuşmaya başlamışlardı.

"Oldu Yaren. İstersen arkandan su da dökelim giderken." Erkan'a döndüm. "Ne olduğunu merak ediyorum."

"Fazla merak gö-"

"Berkan!"

"'Göze sağlık' diyecektim ya."

"Gidersen biz de seninle geliriz." Erkan sonunda dağılan konuyu toparlamış ve beni büyük bir dertten kurtarmıştı.

"Niye ya? Ben tek gidemiyor muyum?"

"Kızım gidersin, gidersin de ben adrese güvenemedim. Ya işin içinden bir şey çıkarsa?"

"Ne çıkacak Erkan?"

"Ne bileyim... Atalay'ın bir oyunu olabilir."

"Saçmalama." Öyle demiştim ama benim de içimde bir şüphe vardı. Korkmuyordum ama işin sonunda Toprak'a zarar gelirse çok üzülürdüm. Ya da beraber gittiğim için Erkan'la Berkan'a. Bu yüzden tek gitmek istiyordum ve öyle de olacaktı.

"Tamam ya... Yarın okul çıkışı gideriz o zaman."

"Anlaştık. Hadi ben kaçayım. Daha Burcu'yu gizlice eve bıraktıktan sonra ona bakan çöp kovalarına falan dalacağım." Berkan'ın cümlesiyle ona döndüm. "O nasıl oluyormuş?"

"Şöyle oluyor. Okul çıkışı ya hani şimdi... hava biraz karanlık. Burcu tedirgin olmasın diye o fark etmese de onu eve bırakıyorum gizlice."

"Fark etmiyorsa yine tedirgin olur, mal." Erkan'ın dediğine kahkaha attığımda Berkan ağzıma vurdu hafifçe. "Bu sefer haklı olabilirsin Erkan. En iyisi gideyim de fark ettireyim."

"Tamam. Git, fark ettir hadi." Berkan elini başına götürerek bize selam verdi ve sınıftan ayrıldı. Erkan'la tek kalmıştık. "Seni eve fark ettirmeden bırakmayı çok isterdim Yaren ama arkadaşlarla playstation oynayacağız. Görüşürüz." Dediğine güldüm ve ona el salladım. Sınıftan çıktığında derin bir oh çektim. Çünkü bu haftaki tüm harçlığımı kullanarak taksiyle bu adrese gidecektim.

*
Sonunda taksi durduğunda taksiciye parayı verdim ve taksiden indim. Gitmişti tüm harçlığım. Eve nasıl dönecektim, onu bile bilmiyordum. Neyse en kötü yiyeceğim onca azara rağmen Erkan'ı ya da Berkan'ı arardım.

Apartman kapısının zaten açık olması beni iyice gererken kapıyı iteledim ve içeri geçtim. Adreste beşinci daire olduğu yazıyordu. İlk katta iki daire vardı. Her katta iki daire olduğunu varsayarsak  beşinci daire üçüncü katta olmalıydı. Oldukça eski görünen asansöre bindim ve üçe bastım. Asansörden inip beşinci dairenin önüne geldim. Tahmin ettiğim gibi üçüncü kattaydı. İçeriden boğuk bir müzik sesi geliyordu.

Derin bir nefes alarak zile bastım  ve kapının açılmasını bekledim. O sırada içeriden bir ses yükseldi. "Atalay yine sensen umarım gelmeden önce tabut ayarlamışsındır. Çünkü birazdan ölü olacaksın." Son kelimede kapıyı açan Toprak'ı gördüğümde ne diyeceğimi bilemez şekilde ona baktım. Yüzü ve elleri boya lekeleri içindeydi. Göz çukurları daha da belirginleşmiş ve elmacık kemikleri çıkmıştı. Zayıflamıştı ve iyi görünmüyordu.

"Y-yaren?"

###

Valla hızımı alamadım bir bölüm daha yazdım. Normalde 40 yorum olmadan salmayacaktım bölümü ama dayanamadım :(

Bu arada kapak seçtirdim ama benim bir türlü hoşuma gitmedi kapaklar bu yüzden yeni bir tane yapacağım sanırım

şimdilik hoççağalın ğidiyom ben

sen yağmurları sevdiğinde | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin