Toprak'la beraber yüzümüzdeki o çizimlerle kantine girdik ve okuldaki diğer insanların bakışlarına aldırmadan bir masaya oturduk. Gözüm Erkan'la Berkan'ı aradı ama anlaşılan kantinde değillerdi.
"Neye bakıyorsun?" Toprak'ın sorusuyla bakışlarımı etrafta gezdirmekten vazgeçip ona çevirdim. Gözüm, gözünün hemen altındaki çizime kaydı. Çok tatlı olmuştuk ya... gördükçe mutluluktan deliresim geliyordu.
"Erkan'la Berkan'a baktım ama yoklar."
"Şu beraber takıldıkların mı?"
"Evet hatta Berkan gay taklidi yapıp sana yürümüştü." diyip güldüğümde o da güldü. Bir insana gülmek bu kadar yakışmamalıydı.
"Hatırladım."
Biz konuşmamıza devam ederken masamıza iki sandalye daha çekildi. Gözlerimi kim olduklarına bakmak için çevirdiğimde Erkan'la Berkan'ı gördüm. Yüzümdeki gülümseme iyice büyümüştü. Hayatta değer verdiklerinin bir arada olması ne güzel bir histi.
"Selam Toprakaşkım." Bunu diyen Berkan'dı tabii ki de. Toprak'ın gözlerinde bir şaşkınlık belirince gülmemi tutamamıştım.
"Yolarım seni Berkan." dediğimde bu sefer gülen taraf Toprak olmuştu.
"Neyse onu bunu boşverin," diye konuya direkt bir giriş yapmıştı Erkan. "Öğleden sonraki derste matematik sınavım var. Yaren..." diyip bana döndü. "...senin matematiğin iyiydi kanka. Beni iki dakika bir şeyler çalıştırsana."
"Matematik sınavında ne var oğlum? Gözüm kapalı geçerim. Mesela bana matematikle ilgili bir şey sor Yaren"
"Sor-"
"Pas."
Kahkaha attığımda gözüm Toprak'a kaymıştı. Hafif de olsa gülmüştü o da. "Lan daha soruyu sormadı kız."
"Her türlü pas kanka."
"Püü."
Biz böyle gülüşürken gözüm arka masada bizi kısık gözlerle izleyen Atalay'a kaymıştı. Gözlerini neredeyse hiç kırpmadan bizi izliyordu. Göz göze geldiğimizde ne yapacağımı bilemediğim için ona bakmaya devam ettim. Derin bir nefes aldı ve kafasını eğdi. Bir an için onu yanımıza çağırmayı düşündüm. Bizimle gülsün, eğlensin istedim. Sonra gözlerim Toprak'a kaydı. Nereye baktığımı görmek için kafasını arkaya doğru çevirdi ve Atalay'ı gördü. Gözlerini tekrar bana çevirdiğinde kaşları çatılmıştı.
Birden Toprak ayağa kalktı ve bana "Burda kal Yaren." diyerek Atalay'ın yanına gitti. Neler olduğunu çözemiyordum. Toprak'ın dediği elimi kolumu bağladığı için de bir şey yapamıyordum. Erkan'a baktım. "Sıkıntı mı var?"
"Yok be. Ne sıkıntısı?" dedim ve tekrar onlara odaklandım. Toprak'ın tepkilerini arkası dönük olduğu için göremiyordum ama Atalay'ın alayla güldüğünü görebiliyordum.
Atalay'ın gözleri bana kaydı bir anlığına. Dudaklarından okuyabildiğim kadarıyla ismimi söylemişti. Ne konuşuyorlardı... o kadar merak ediyordum ki.
"Atalay, öldürürüm seni!" Toprak'ın bağırışı tüm kantini inletirken oturduğum sandalyeden ayağa kalktım ve onların yanına gitmeye karar verdim. Ama ben yanlarına gidene kadar Toprak, Atalay'a bir yumruk attı.
Atalay da Toprak'a karşılık bir yumruk attığında onları bu seviyeye getiren konuyu daha çok merak etmeye başlamıştım. Toprak, Atalay'ın yüzüne bir yumruk daha attı ve Atalay'ın karşılık vermesine izin vermeden kantindeki kalabalığı delerek gözden kayboldu. Peşinden gidecektim ama o sırada Atalay kanayan dudağının kenarıyla yanıma geldi. Ve sızladığı buradan bile belli olan dudağıyla iğrenç bir şekilde sırıttı.
"Peşinden gitsen de bir işe yaramaz."
"Kes sesini!" diye sesimi yükselttim ve yanından geçmeye çalıştım. Ama bana izin vermedi.
"Yaren. Bırak, gitsin. Sürekli seni terk edip giden bir adamın peşinden gitmeyi ne zaman keseceksin?"
"Kim bilir ona neler söyledin?" dediğimde elinin tersiyle dudağının kenarındaki kanı sildi ve gözlerimin içine baktı.
"Sana aşık olduğumu."
###
Miyavlarım, duyuruya bakmadığını biliyorum :( bu yüzden bir de bölümde haber vereyim.
sen.yagmurlarisevdiginde adlı instagram hesabında yarın canlı yayın açacağım. saati henüz belli değil, yarın haber veririm size. hesabı takip etmeyi unutmayın çünkü aşşşşırı eğleneceğimizi düşünüyorum ben. hem soru cevap yaparız hem sohbet ederiz. NOLUR GELİN KARANTİNADA CANIM ÇOK SIKILIYOOOOOORRR
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sen yağmurları sevdiğinde | texting
Nouvellessen yağmurları sevdiğinde. hatta sevmediğinde de.