Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bölüm 13: ''Kanlı eller...''
''Cansu? Tatlım buraya gel hemen.'' Küçük kız mızmızlanıp odanın içinde dolaşmaya başlayınca Ezgi ayağa kalktı ve yeğeninin peşinden ilerlemeye başladı. Bunu fark eden kız, kendini aniden yere atıp çığlık atmaya ve kollarını yere vurmaya başladı.
''Ağlama lütfen.'' diye mırıldandı Ezgi, ağrıyan başını ovalayıp. Yeğeninin yanına oturdu ve elindeki ceketi zorla kıza giydirdi. Kızın tiz çığlıkları başını patlayacak raddeye getirse dahi, ona bağırmamak için kendisini zorladı. Küçüğü kollarından tutup koltuklara dek sürükledi, kızın inatlaşmasını umursamadan onu ikili koltuğa yatırdı. Ela gözleri karanlık gözleri ile kesişince gözleri önünde beliren kız kardeşinin görüntüsü ile gözlerini kırpıştırdı.
''Uyu biraz, tüm gece ayaktaydın zaten.'' diye söylendi, küçük kız umursamadı bile. Küçücük bedenine rağmen debelenip Ezgi'nin kolları arasından kaçtı ve bağıra bağıra odada koşmaya devam etti. Bir süre sonra kendi kendine ağlamaya başlayınca, Ezgi kendini koltuklara atıp başını elleri arasına aldı. Yorgun bakışları zemine kilitlenmiş, çığlık sesleri ile baş etmeye çalışırken telefonu çaldı. Kalkıp Serdar'dan gelen aramayı yanıtladı.
''Ne oldu gözlük?''
''Komiserim, Oktay Aksöz bu sabah eve girerken görülmüş. Sorgu için karakola getiriliyor.'' Ezgi doğruldu, ''Evinde bir şey bulabilmişler mi?''
''Evet...''
''Geliyorum.''
***
Ezgi üzerindeki ceketi çıkarıp sandalyelerin üzerine attı ve koşarak sorgu odasına girdi. Birkaç polisle birlikte Vural komiser ve Serdar'ın tüm dikkatiyle karşılarındaki cama baktığını görünce bakışlarını hemen o yöne çevirdi. Sesler yükseliyordu. ''...Neredeydiniz?!''
Sorgu odasındaki masada oturan meslektaşını ve hemen karşısındaki yapılı adamı gördü. Perişan halde görünen Oktay Aksöz bakışlarını ayna olarak gördüğü cam duvara çevirmişti. İki büklüm duruyordu, saçları dağılmıştı. Yemyeşil gözleri Ezgi'nin gözleri ile kesişti, fark etmeden. ''Sorgu ne zaman başladı?''
''10 dakika ancak oldu, adam hala konuşmadı.'' Ezgi Vural komiserin yanına geldi. ''Sorguyu ben yapabilirdim, neden onu çağırdınız?''
Camın ardındaki genç polis ellerini masaya vurup ayağa kalktı ve Oktay'a bağırmaya başladı. ''Tekrar soruyorum, Doğu Erge ve Miyase Akınsu'yu tanıdığınızı onaylıyor musunuz?''
Bakışlar Oktay'a döndü, Oktay ise önündeki kameraya bakıyordu. Başını hafifçe salladı, elleri ile oynamaya başladı.
''Kimin sorguladığı şimdilik önemli değil. Oktay'dan kan örneği ve parmak izi alındı, inceleme için gönderildi. Kanı katilin kanı ile eşleşirse, itiraf etmesine ihtiyacımız kalmayacak.'' dedi Vural.
Ezgi başını salladı, kollarını göğsünde bağladı. Serdar hemen yanına gelip elindeki dosyayı ona gösterdi. ''Oktay polisleri fark edince kaçmaya çalışmış, yakalandığında ise yanlış bir şey yapmadığını söyleyip direnmiş. Karakola getirildiğinden beri hiç konuşmadı, mimiklerle cevap veriyor. Ve... Oktay'ın evinde bazı deliller bulduk.''
Ezgi hemen dosyayı açtı, içinde birkaç resim vardı. Altına düşülen notları hızlıca okudu.
