Bölüm 26: Onu bulmaya yakın...

1.7K 78 33
                                    


Bölüm 26: ''Onu bulmaya yakın...''

''Gözlük, buraya gel.''
Serdar, hızlı adımlarla komiserinin yanına geldi. ''Komiserim, gayet iyi açıklamalar yaptınız. Üzerinizdeki tüm olumsuz iddiaları çürüttünüz. Ne kadar başarılı ve güçlü birisi olduğunuzu kanıtladınız.'' Gururlu ve mutlu görünüyordu, ellerini çırptı.

Ezgi ve Serdar yan yana koridorlarda yürümeye devam ettiler. Arkalarından birkaç polis daha geliyordu, ''Teşekkür ederim gözlük. Bende oldukça hafiflemiş hissediyorum.''

''Gerçekten nokta atışlardı. Doğru mesajlar verdiğinize inanıyorum.''
Ezgi dudaklarını birleştirip başını hafifçe salladı. ''Peki ya, vakanın seyrini değiştireceğinizi söylediniz?'' dedi, soru sorar tarzda. Ezgi Serdar'a yandan bir bakış attı, cevap vermedi. Bir süre sonra arkalarından gelen polisler farklı yerlere dağılınca, Ezgi Serdar'ın omzundan tutup kenara çekti.

''Evet, öyle söyledim çünkü bir şey hatırladım.''
Serdar eğilip etrafa bakındı. Gözlüklerini çıkarıp komiserine merakla yaklaştı. ''Ne hatırladınız komiserim?''
Ezgi'de iyice eğildi, ''Az önce, önümdeki dağınık masa bana küçük bir fotoğraf karesini hatırlattı. O kadar küçük bir ayrıntı ki, bunun önemsiz olduğunu düşündüm. Ancak sonunda fark ettim; küçük detayların benim için ne kadar önemli olduğunu bu vakada geniş açıya bakmaya çalışırken unuttuğumu fark ettim.''

Serdar iyice meraklanmış bir şekilde komiserini daha önce konuştukları odaya çekiştirdi. Boş, kasvetli odaya girdikten hemen sonra Ezgi raflara yaslandı ve kollarını göğsünde bağladı. ''Şimdi anlıyorum, taşlar yerine oturmaya başlıyor.''

Serdar yutkundu, ''Lütfen paylaşın.''

''Masadan bahsettim... O masa, bana Doğu'nun kaçırılmasından önce gittiğim hastanedeki anımı hatırlattı. Doktor Aksel'in odasına girdiğimde, düzenli odanın aksine dağınık masası dikkatimi çekmişti ve masayı dikkatle incelemiştim. Orada, çerçevelerin altında bir şey fark ettim. Orada bir tapu senedi gördüm gözlük. Yakın tarihte imzalanmış bir ada tapusuydu. Bu demek oluyor ki, Doktor Aksel bir ada satın almış.''

Serdar kaşlarını çattı ve bakışlarını yere düşürdü. ''İyi ama bunu neden şimdi almış ki... Doktor Aksel şuanda yurt dışında. Avrupa'daki bir profesör ile iş hakkında görüşmek için günler önce ülkeden gitti. Dönmeyişine bakılırsa, görüşme uzamış ve orada kalma konusunda çokta kararsız değil. İş hayatı böyle güzel bir fırsat ile şekillenmiş ve yoğun bir düzene girmek üzereyken tatil için fırsatı olmayacaktır.''

''Doğru,'' dedi Ezgi. ''İşte bu en önemli nokta gözlük... Şimdi ihtiyacı olmamasına rağmen bir ada satın aldı. Üstelik bir ada satın almak düşünüldüğünden daha yüksek bir miktar.''

''Çok zengin değilsen hayalini bile kuramazsın ama zaten Aksel başarılı bir doktordu,'' dedi Serdar. Biraz sonra duruşunu düzeltti. Bakışları, yüzünde garip bir ifade olan komiserine kaydı. ''Bir dakika! Doğu'nun kaçırılmasından hemen önce yurt dışına çıktı ve ondan hala haber almadık!''

Ezgi elini havaya kaldırıp aniden şıklattı. ''Doğru,'' dedi. ''Onun gerçekten yurt dışında olduğunu elimizdeki belgeler ile söyleyebiliyoruz ancak bu onun için tıpkı kamera kayıtları ile oynamak kadar kolaysa?''

Kamera kayıtları ile oynamak kadar kolaysa...

Serdar ellerini cebinden çıkardı. ''Yok artık!''
''Evet gözlük, hatırla... Doktor Aksel'i ilk gördüğümüzde Doğu'nun ölümünün üzerinden pek bir zaman geçmemişti ve gömleği kan lekeleri ile doluydu. Bunun, acildeki hamile bir kadın yüzünden olduğunu söylemişti ama ya bu Doğu tarafından bıçaklandığı için olduysa?''

''Mümkün, yarası tazeydi.''
Ezgi başını salladı. ''Aksel, Doğu'yu ölmeden önce de tanıyordu; hastalığından haberdardı ve bunun ölüm anında kullanılabilecek yeterli bir bilgi olduğunu biliyorduk.''

''Ve Doğu döndükten sonra ilk görüştürdüğümüz doktorlardan biri Aksel'di. Onunla özenle ilgilendi ve ona iyi davrandı.''

''Tamda onu döndüren kişinin bize belli etmeden yanında olacağını ve onu götürmek için sinsice yaklaşacağını tahmin ettiğimiz gibi...'' dedi Ezgi.
''Üstelik tapuyu gördüğüm gün, yanlışlıkla Aksel'e çarptım ve onun gibi iri bir adam bu çarpışmadan fazlaca etkilendi. Orada, aniden benimle ilgilenmeye başlamıştı. Canının yandığını benden saklamaya çalıştığını şimdi fark ediyorum; çünkü bir gün önce evime gizlice girmiş bir adamı omzundan yaralamıştım.''

Ölüm Döngüsü I-IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin