Selam ben döndüm. Bütün yaz bu hikayeyi yazmakla uğraştım çünküüü sizi çok özledim. İlk 15 bölümü yazdım bekletmeyeceğim yani sizi. İyi okumalaaar.
Medya: Gurur
Şarkı: Serhat Albamya-Sen çıkıverdin karşıma birden (çok tatlı bir şarkı dinleyin)"Yapma!" babamın o tatlı sesini belki de yıllardır ilk defa duyamamıştım. Her zaman bana karşı kibar ve sevecen olan babam ilk defa bu kadar sert ve kederliydi.
"Buna mecburum." derin bir nefes verdi.
"Allah aşkına Denef verdiğin o saçma söz yüzünden mi?" kafamı iki yana salladım.
"Neden o zaman konuşsana, söyle bana söyle ki bir çare bulabileyim."
"Bunun çaresi yok baba." Elimi kalbime vurdum.
"Nasıl durdurabilirim ki?" babam hüzünle bir süre gözlerime baktı.
"Ona aşık oldun öyle mi?" kafamı eğdim. Verecek bir cevabım yoktu.
"Seni sevmeyen ve hiç sevmeyecek o oğlana kalbini kaptırdın." gözümden düşen bir damla yaşı parmaklarımla yakaladım. Babamın kenarları kırışmış gözlerinin içine baktım.
"Onu seviyorum baba ne olursa olsun." kafasını aşağı yukarı salladı mağlup bir ifadeyle.
"O zaman izin vermek zorundayım. Seni o çocukla evlenmene izin vermek zorundayım değil mi?" çaresizce gülümsedim. Beni annemle bile paylaşamayan biricik babam ilk ve tek göz ağrısını vermek istemiyordu. Hele de beni sevmeyen ve muhtemelen de hiç sevmeyecek birine asla. Yavaşça yanıma yaklaştı. Çeneme parmaklarını koyup kafamı yukarı kaldırdı ve anlıma küçük bir buse kondurdu.
"Mutlu ol benim küçük kızım. Hep mutlu ol." kollarımı ona doladım ve kulağına fısıldadım.
"Olacağım baba. Olacağım."
Akşam beni istemeye geldiklerinde herkes gergindi. Yıllardır birlikte olan ailelerimiz ilk defa böyle bir nedenle bir araya gelmişti.
"Sebebi ziyaretimiz malum Faruk. Kızımı oğluma istemeye geldim senden." babam hüzünle gülümsedi.
"Kemal bu soruyu bana değil de kızına sorman lazım asıl. Denef ne diyorsun?" belki son anda kararım değişir diye yüzümde dolaştı babamın bakışları. Bense ilk önce bana burukça bakan anneme, yıllardır babam kadar sevdiğim Kemal amcaya, Pınar anneye, daha sonra Gurur'a çevirdim bakışlarımı, sevdiğim adama, sonra kucağındaki o sevimli çocuğa 5 yaşlarında kumral saçları, ela gözleri olan o tatlı çilli surata, Ege'ye... Onun için kabul ettiğimi söylemiştim bu işi. Sırf Ege üzülmesin diye, annesi olsun diye. Halbuki bunun yanında aşıktım o adama. Cevap bekleyen yüzlerden bakışlarımı babama çevirdim en son.
"Sen de eğer uygun görürsen baba Gurur'la evlenmek isterim." babam kafasını sallayıp Kemal amcaya döndü.
"O zaman ben de verdim gitti."
...
Günler su gibi akıp geçti. Düğün hazırlıkları, söz, nişan, düğün derken bütün tantana bitmiş, şu an yanım oturan adamla dünya evine girmiştim.
"Her şey bitti sonunda." kadife gibi yumuşak sesini duyduğumda yüzümü ona çevirdim. Bana karşı hep soğuktu ama bu evlilik işi onu daha da uzaklaştırmıştı benden. Beni kendisi asla istememişti ama Pınar anne Ege'nin bir anne özlemi duyduğunu, bunu oğlunun mutluluğu için yapması gerektiğini, ilk evliliğini istediği kişiyle yapmasına izin verdiğini ve bunun çok büyük bir hata olduğunu Gurur'nun yüzüne çarpmıştı ve eğer benimle evlenmezse onu şirketlerinden uzaklaştıracağını binevi mirasından men edeceğini söylemişti. Gurur da tek çıkar yolu bende bulmuş, parmağıma yüzüğü geçirmişti. Bense sadece Ege için kabul ettiğimi, zaten hiç evlenmeyi düşünmediğimi söylemiş ve teklifi onaylamıştım. Aslında evliliği düşünmüyor değildim. Aksine bir düzine çocuğum olsun çok istiyordum ama evlenmeyi düşlediğim tek kişi Gurur'du. Üniversite çağından beri aklımda olan tek kişi oydu ama o evlenmiş ve bir de çocuğu olmuştu. Eliz çok güzel bir kadındı ama benim Gurur'umu aldatmış ve çocuğunu da arkada bırakarak çekip gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İpek Dokunuşu
General FictionÇocukluk Aşkı Serisi-1 Kucağımda bana ait olmayan beş yaşındaki erkek çocuğu yanımda beni sevmeyen ilk ve tek aşkımla birkaç dakika sonra dünyaevine girecektim. Bu noktaya nasıl geldiğim önemli değil , önemli olan bu hikaye bitmeden yanımdaki ela gö...