Medya: Ezgi'nin Günlüğü- Eksik bir şey
Denef Demircioğlu
Üstümdeki elbiseyi düzelttim ve aynadan arkamızdaki büyük yataktaki harika görüntüye baktım. Gurur diz çökmüş Ege'nin papyonunun düzeltiyordu. Müge ise artık yürümeye ve konuşmaya başlamıştı. Sürekli bana, abisine ve tercihen babasına bir şeyler anlatıyordu.
"Baba, yamuk duruyor hala abimin papyonu." Uyarırcasına konuştuğunda Gurur papyonun kızının dediği yöne doğru düzeltip tekrar yüzüne baktı. Müge işaret parmağını büzdüğü dudağına bir süre vurup abisini inceledi.
"Tamam, şimdi çok güzel." Gurur gülümseyerek kızımıza baktı. Çok neşeli ve sevgi dolu bir çocuktu. Dizleriniz üzerinden kalkıp aynadan bana baktı daha sonra ise bakışları vücudumda gezindi. Tozpembe uçuş uçuş bir elbise giymiştim.
"Enfes gözüküyorsun birtanem." Dedi nefesini enseme üfleyerek. Dönüp kollarımı ona doladım. Tam yanağını öpmek için uzanıyordum ki kapı çalındı ve bizim onayımızdan sonra sonuna kadar açıldı. Annem içeri girdi. Daha doğrusu ikizler ve annem.
"Sizin bu çocuklarınız bir gün beni öldürecek." Efe ile Ece muzip bir şekilde birbirlerine bakıyorlardı. Cidden yaramaz çocuklardı ve annemi çoğu zaman zorluyorlardı. Kübra'nın yerine birini bulana kadar annem bizi idare edecekti. Kübra ise bugün Evren ile evleniyordu. Evlilik teklifini hatırladığımda suratımda küçük bir gülümseme oluştu.
"Evleneceksin diyorum benimle Kübra." Kübra ise kollarını göğsünde bağlamış, kapıyı kapatmam için bana bakıyordu.
"Evlenmeyeceğim. Git buradan artık." Evren derin bir nefes verdi.
"Ya ne demek evlenmeyeceğim. Sen bana bir ay önce söz vermedin mi evleneceğim seninle diye? Biz yüzük takmadık mı? Niye şimdi böyle yapıyorsun?" Kübra yine omuz silkti.
"Niye mi böyle yapıyorum? Bir düşün bakalım sen." Evren sinirle saçlarını karıştırdı.
"Kübra, canımın içi, küçük kıskançlıklarını seviyorum ama bu kadarı da fazla değil mi? Ne demek evlenmiyorum seninle." Kübra dudak büzerek sevdiği adama baktı.
"Söz ver bir daha böyle bir şey yapmayacağına." Evren derin bir nefes verdi.
"Söz veriyorum birtanem. Bir daha kimsenin anlaşmadan sonra elini sıkmayacağım." Aklıma gelen anı ile kıkır kıkır güldüm. İkisi de birbirini bulmuştu.
"Denef sana diyorum anneciğim. Alsana Efe'yi." Kendime gelip oğlumu kucağıma aldım. Bu his bambaşkaydı. Oğlum da kızım da babasının aynısıydı. Müge büyüdükçe bana daha fazla bezemişti ama ikizler babalarının kopyası gibiydi. Mis kokulu yanağını kocaman öptüm.
"Oğlum, neden üzüyorsun anneanneyi." Daha konuşmaya başlamamışlardı ama ufak sesler çıkarabiliyorlardı. Bana iri ela gözlerini açarak baktı. Dayanamayıp bir kere daha öptüm. Gurur ise odamızın içindeki banyodan çıkmış kucağında Ece ile yanımıza geliyordu.
"Denef, ben bu kızlarımızla ne yapacağım? O kadar güzeller ki başıma iş açacakları şimdiden belli." Gülerek önümdeki manzaranın tadını çıkardım. Gurur harika bir babaydı. Çocuklarına karşı çok sevgi dolu, merhametli ve ilgiydi. Onunla evlendiğime bir kez daha şükür ettim. Zor olmuştu birbirimize kavuşmamız, Ege ile alışmamız da zor olmuştu ama iyi ki olmuştu.
"Denef, daldın gittin sevgilim." Yanıma yaklaşan kocamın dudaklarına sıcacık bir öpücük bıraktım.
"Sadece sizi ne kadar çok sevdiğimi düşünüyordum." Gülümseyip alnımı öptü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İpek Dokunuşu
Ficción GeneralÇocukluk Aşkı Serisi-1 Kucağımda bana ait olmayan beş yaşındaki erkek çocuğu yanımda beni sevmeyen ilk ve tek aşkımla birkaç dakika sonra dünyaevine girecektim. Bu noktaya nasıl geldiğim önemli değil , önemli olan bu hikaye bitmeden yanımdaki ela gö...