"Hoşgeldin Burçin." Dedim gülümseyerek. Yeşil gözleri her zamanki gibi parıl parıldı, benim ise donuk kahvelerim vardı. İnci gibi dişleri kalın dudaklarının arasından belirdi. Gurur'la bana sarılıp Ege'ye döndü."Ege ne kadar büyümüşsün. Seni çok küçükken görmüştüm, sen beni hatırlamazsın." Ege kafasını sallayıp bana yaklaştı. Canım oğlum.
"Hoş geldin Çinçin." Dedi Gurur saçlarını karıştırırken. Burçin benden 3 yaş küçüktü. Gurur'dan ise 5 yaş küçük. Gurur onu hep kardeşi gibi görürdü. Gurur'un saçlarını karıştırmasına gülümsedim. Hala kardeşi gibi görüyordu.
"Gurur sen de iyice çocuk yaptın beni." Dedi gülerek Burçin. Hemen lafa atıldım.
"Burçin sen bizden çok küçüktün ya, biz de seni hep kardeşimiz gibi sevdik biliyorsun Gurur da ben de tek çocuktuk." Dedim gülerek kafasını salladı ve içeri girdik.
"Ben bir çay filan demleyeyim. Aç mısın yemek hazırlayayım mı?" cevap vermek için ağzını araladığı zaman Gurur araya girdi.
"Ben hallederim birtanem. Hamile halinle bu kadar uğraşmanı istemiyorum. Çay?" dedi sonra gülerek Burçin'e.
"Hamile mi?" dedi Burçin şaşırmış bir şekilde. Kafamı sallayıp gülümsedim.
"Evet Denef hamile, ikinci çocuğumuzu bekliyoruz." Dedi yüzünde güller açarak. Burçin'in ifadesini izliyordum. Biraz morali bozulmuş gibiydi.
"Çok sevindim." Dedi gülerek. Biraz daha oturup bizle sohbet etti.
"Bu seferki yeğenimi göreceğim sanırım. Şimdi iş arıyorum, bulursam burada kalacağım." Gurur ilgisini çekmiş gibi Burçin'e döndü.
"Ne işi Burçin?" gülümsedi.
"Okulu bitirdikten sonra mastır falan çok uğraştım artık çalışıp ekmek kazanma zamanı geldi." Gurur kafasını salladı.
"Ee, bizim şirkette başlasana. Mimara ihtiyacımız vardı. Gerçi beğenip bizimle çalışır mısın bilmem." Dedi gülerek. Burçin'in gözleri anında parladı.
"Çok güzel olur aslında. Eskisi gibi hep bir arada oluruz üçümüz." Dedi aslında beni kastetmediğini biliyordum ama ses etmedim. Gurur beyden bunun acısını çok fena çıkaracaktım. Özgeçmişini göndereceğini söyledi Gurur'a ve yarım saat daha kalıp kalktı.
Ben de bir sinirle yukarı çıktım. Gurur da arkamdan geldi.
"Ne oluyor Denef? Neredeyse öldürecektin kızı?" dedi sataşarak bana.
"Bal gibi de biliyorsun ne olduğunu? Başka şirket yok mu niye senin dibine gelsin?" dedim kızarak. O ise belimi kavrayıp yanağımı öptü.
"Küçükken de beni kıskanırdın Burçin'den. O zaman da seni daha çok seviyordum, şimdi de." Omzundan ittim.
"Bir de daha çok sevme istersen, ben senin karınım tabi ki daha çok seveceksin Gurur." Kahkaha atıp dudaklarıma küçük bir buse kondurdu.
"Allah aşkına Denef, küçükken de o bizden daha küçük olduğu için ona daha ilgili davrandığımın farkında olman gerekliydi. O zaman da seni daha çok seviyordum. Tabi o zaman kardeşim gibiydin. Şimdi nasıl gördüğümü söylememe gerek var mı?" işveli bir şekilde yanaştım.
"Ne olarak görüyorsun?" dedim elimle gömleğinin düğmeleriyle oynarken.
"Hayatımın kadını." Ellerimi boynuna götürüp dudağıma çektim onun da elleri belimde birleşti.
"Lütfen gereksiz kıskançlıklar yapma birtanem olur mu? Onu küçük kız kardeşim gibi sevdiğimi bil lütfen." Kafamı sallayıp sıkıca dudaklarını öpüp geri çekildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İpek Dokunuşu
Fiction généraleÇocukluk Aşkı Serisi-1 Kucağımda bana ait olmayan beş yaşındaki erkek çocuğu yanımda beni sevmeyen ilk ve tek aşkımla birkaç dakika sonra dünyaevine girecektim. Bu noktaya nasıl geldiğim önemli değil , önemli olan bu hikaye bitmeden yanımdaki ela gö...