Medya:DenefÇorbanın kapağını açtığımda mis gibi kokusu eve yayıldı, iki yakışıklımda kapının önünden kafalarını uzattılar.
"Denef abla ev çok güzel kokuyor." Ege gelip bacağıma yapıştığında eğilip yanağına bir öpücük kondurdum. Düşmüş iki dişiyle bana kocaman gülümsedi.
"Hadi o zaman sofraya oturalım, ne dersiniz?" Gurur kafasını sallayıp masaya yöneldi, ben de çorbaları koydum. Ege'nin yanına oturduğumda yemeğe başladık. Yemek çok sessiz geçiyordu.
"Eline sağlık Denef ab-" sonra birden duraksayıp bana baktı Ege.
"Sana anne dememi ister misin Denef abla? Daha önce kimseye anne demedim ama istersen sana diyebilirim. Artık babamla evlendin çünkü ama beni babamla birlikte kabul etmek istemezsen alınmam abla derim yine de." Gözlerimi Ege'nin ela gözlerine çevirdim. Aynı babası gibi bakıyordu gözleri.
"Ege sen bana anne de ya da deme sen benim oğlumsun ve ben seni çok ama çok seviyorum. Bana anne demek istersen diyebilirsin ama sizi asla terk etmeyeceğimden emin olduğun zaman de olur mu? Senin annen olmayı hak etmek istiyorum çünkü senin ailenden olmak bir lütuf." Ege hemen kucağıma atladı ve boynuma sarıldı.
"Seni seviyorum Denef abla." Ben de saçlarını öptüm koklaya koklaya. O sırada gözlerim Gurur'la keşişti. Bana şüpheyle bakıyordu, biraz da kıskançlık vardı sanki. Oğlunu şu zamana kadar kimseyle paylaşması gerekmemişti tabi.
"Hadi yemeklerimizi yiyelim Ege'cim olur mu?" Ege kafasını sallayarak kendi tarafına geçti ve yemek yemeye devam etti. Akşam Ege'yle ben sarılmış koltukta otururken Gurur başka bir koltukta arada kaçamak bakışlarla bize bakıyordu.
"Ege babana da sarılsana, seni özlemiş sanırım." Gurur gülümseyerek kollarını açtığında Ege benim diğer yanımdaki boşluğa vurdu.
"Sen de gel baba yanımıza, Denef ablamı da özlemişsindir." Dedi. Gurur suratında zoraki bir gülümsemeyle yanıma gelip oturdu ve oğlunu birazcık kendine çekti.
"Sarılsana Denef ablaya baba, benden çekinme." Ege bunu söyledikten sonra dudaklarımın arasından bir kıkırdama kaçtı. Gurur kolunu etrafıma sardı ve beni kendine çekti. Gözlerimi kaldırıp gözlerinin içine baktım. Ege kafalarımızı birbirine doğru itiyordu. Tam ikimizde transa geçmişken ve dudaklarımız birbirine bu kadar yaklaşmışken Gurur eğilerek yanağımı öptü. Ege ikimiz boynundaki elini çekti.
"Denef abla da benim gibi güzel kokuyor mu baba?" Gurur oğluna kafasını salladı sadece. Şu anki yakınlık sinirini bozmuştu.
"Nasıl kokuyor peki?" Gurur bilinçsiz bir şekilde fısıldadı.
"Elma gibi." Küçüklüğümden beri elmalı bir şampuan kullanırdım ama bunun kokusunu nasıl almıştı?
"Ben elma çok severim. Acaba dolapta var mı?" diye koşarak uzaklaştı yanımızdan Ege.
"Ben de." Dedi Gurur gözlerimin için bakarak. "Ben de çok severim." Gözlerimi kırpıştırarak Gurur'a baktım.
"Yalan söyleme sen elmadan nefret edersin." Gurur bildiğim bilgi karşısında şaşırmıştı.
"Demek ki şu yemek listesine ihtiyacın yokmuş en azından benim için." Kafamı salladım.
"Aklımda kalmış öyle. Hem bak yanlış kalmış demek ki, seviyormuşsun." Kafasını iki yana salladı.
"Eliz çok yemişti hamileyken alışmış olmalıyım." Ama ardından suratı sinirle çarpıldı. Hemen yerimden kalktım.
"Vay be ne kadar etki etmiş damak zevkine bile baksana." Mutfağa doğru ilerleyip dolapta elma arayan Ege'ye yardım etmeye başladım. Odaya döndüğümüzde de Gurur ortadan kaybolmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İpek Dokunuşu
General FictionÇocukluk Aşkı Serisi-1 Kucağımda bana ait olmayan beş yaşındaki erkek çocuğu yanımda beni sevmeyen ilk ve tek aşkımla birkaç dakika sonra dünyaevine girecektim. Bu noktaya nasıl geldiğim önemli değil , önemli olan bu hikaye bitmeden yanımdaki ela gö...