Bugün hafta sonuydu. Ege'm kursuna gitmişti, Gurur çalışma odasına saklanmıştı. Evet saklanmıştı çünkü bugün hem benim ailem, hem Gurur'un ailesi bize yemeğe gelecekti ve ben çok gergindim. Mutfakta giden terslikler beni daha da sinirlendirmişti. Pasta için yaptığım muhallebinin dibi tutmuştu. Mutfağa su içmeye gelen Gurur'dan çıkarmıştım sinirimi. Nefesimi verip sandalyeye çöktüm. Omuzlarına değen ellerle irkildim."Denef dışardan bir şeyler almaya gideyim mi?" sinirle kafamı ona çevirdim.
"Niye? Başaramayacağımı mı düşünüyorsun?" kafasını olumsuz bir şekilde salladı.
"Tabi ki hayır ama yoruldun. Yapma artık bir şey yeter. Eksik olan şeyleri alıp geleyim ben." Yüzümü ona döndüm.
"Niye sürekli beni kolaya yönlendirmeye çalışıyorsun Gurur? Ben başa çıkabilirim. Ben tahmin ettiğinden daha güçlü bir kadınım." Gülerek yanıma geldi.
"Biliyorum senin ne kadar güçlü olduğunu emin ol biliyorum. Bize katlanıyorsun be Denef. Senin için sadece bazı şeyleri kolaylaştırmak istiyorum." Ellerimi boynuna doladım.
"O zaman belki mutfakta bana yardım edersin kocacığım." Dedim dalgacı bir ses tonuyla.
"Bilerek yapıyorsun değil mi?" kaşlarımı anlamadığımı belirtircesine çattım ve dudaklarımı sarktım.
"Sen bana kocacığım dersen benim yapamayacağım bir şey kalmaz." kafamı eğip gülümsedim ve hemen ona bir mutfak önlüğü çıkardım. Belini bağlayıp parmaklarımı ilk önce karnına oradan göğsüne çıkardım.
"Hadi o zaman benim kocişim bana yardım etsin." Dedim gülerek ve ona kap çıkarmak için dolaplara ilerledim.
"Denef." Dedi yarı uyaran yarı güler bir ses tonuyla. Önüne koyduğum yumurtaları çırpıp böreklerin üstüne sürdü. Ben de son bir dokunuşla susam serptim ve fırına sürdük.
Şakalaşarak ve gülüşerek yemek yapmaya devam ederken kapı çaldı ve Ege kursundan dönmüştü. Daha sonra o da bize katıldı ve ekip tamamlandı.
Annemlerin gelmesine bir saat kala her şey bitmişti. Gurur'la sırayla duşa girdik. Dolabın önünde durmuş ne giyeceğimi düşünürken Gurur da dolabın kendi tarafında durmuş bakınıyordu.
İkimizde en sonunda biraz şık biraz spor bir şeyler giyinmiştik. Gurur elini belime sardı.
"Çok uyumlu gözüküyoruz, karıcığım." Ağzından çıkan o söz eritmişti işte beni. Kapının çalmasıyla koşa koşa aşağı indim.
İlk önce bizimkiler gelmişti. Gurur hemen babamın elini öptü ben de sıkıca sarıldım. Ege'ye seslendiğimde o da aşağı indi ve ikisine de sarıldı. Hemen ardından Kemal amcayla Pınar teyze geldi. Biz de masaya geçtik.
"Nasıl gidiyor evlilik kızım iyi bakıyor mu hayta sana?" sorusuyla bakışlarımı Kemal amcaya çevirdim.
"Bakıyor Kemal amca. Bir dediğimi iki etmiyor baksana. Yemeğin yarısını Gurur yaptı." Pınar teyze kocaman bir kahkaha attı.
"Hayatta inanmam." Gurur hemen itiraz etti.
"Ne var yani anne başaramaz mıyım ben?" dedi kırılmış gibi ve ekledi.
"Karım için çiğ tavuk bile yerim." Dedi masanın üstünde duran elimi tuttu.
"Maşallah, maşallah nazar değmesin." Dedi annem hemen. Babamın da yüzünde rahatlamış bir ifade vardı.
"Peki ikinci torun ne zaman gelir?" dedi babam. Ege'yi de kendi torunu gibi sevdiğini zaten biliyordum ama bu şekilde söylemesi beni çok mutlu etmişti. Gurur tam ağzını açıp konuşacaktı ki araya girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İpek Dokunuşu
Ficción GeneralÇocukluk Aşkı Serisi-1 Kucağımda bana ait olmayan beş yaşındaki erkek çocuğu yanımda beni sevmeyen ilk ve tek aşkımla birkaç dakika sonra dünyaevine girecektim. Bu noktaya nasıl geldiğim önemli değil , önemli olan bu hikaye bitmeden yanımdaki ela gö...