11-Annenin Gücü

18.8K 612 38
                                    


Gözlerimi açtığımda Gurur yatağımın başında oturuyor elimi tutuyordu. Kafası önüne eğilmişti ve ellerimize bakıyordu. Konuşmasını ortadan yakaladım.

"Ne yapardım Denef söylesene? O adamın sana bu yaptıkları, nasıl vurabildi sana, ben elimi sürmeye kıyamıyorum Denef. O nasıl el kaldırır?" sinirle titrek bir nefes çekti içine. Elime bir şey damladı. Yoksa Gurur ağlıyor muydu?

"Peki ya ben? Allah belamı versin benim. Ben seni nasıl yalnız bıraktım bu kadar? Telefonda sesin yalvarmazsan gelmeyeceğimi düşünüyor gibiydi. Bu kadar mı gaddarlaştım gözünde? Hepsinde haklıydın Denef. İtiraf ediyorum hadi aç gözlerini. Söylettim işte de. Haklısın. Evden gitmemeliydik. Sana zarar verdiğimi düşündüm Denef. Bensiz daha huzurlu olacağını düşündüm. Son zamanlarda seni hep ağlatıyordum çünkü. Seni suçlamam da aptalcaydı. O tokadı hak etmiştim. Senin Eliz'in yaptıklarını yapabileceğini aklımın ucundan bile geçirmem saçmaydı, geçirmedim de. Sen o değilsin Denef. Sen benim Denef'imsin. Çocuk istememekte de haklıydın. Baksana ne biçim bir adamım ben? Seni bile koruyamıyorum. Dün de seni tek başın bıraktım. Seninle birlikte oldum ama seni tek başına bıraktım. Nefret ediyorum kendimden Denef. Yüzüne bakamıyorum. Ne olur aç gözlerini. Şimdi de ben yalvarıyorum sana." Ellerime değen dudaklarını hissettim. Parmak uçlarımı öpüyordu. Gözümden bir damla yaş akıp aşağıya yuvarlandı. Beni uyarmıştı. Düşmanım benim demişti. Ben diretmiştim. Çalışacağım demiştim. İşime köstek olma bu işi istiyorum demiştim. Gözlerimi aralamaya çalıştım. Zorla tekrar açtığımda Gurur'un saçlarını gördüm. Ellimin üstüne kapanmış kafasını. Parmaklarımı oynatmaya çalıştım. İşaret parmağımı oynatabildiğimde kafasını kaldırıp bana baktı. Gözleri gözlerimi bulduğunda şaşkınlığı ve mutluluğu aynı anda yaşıyordu. Yuksuzluktan gözaltları simsiyah ağlamaktan dolayı ise gözleri kıpkırmızıydı. Sakalları yavaş yavaş çıkmaya başlamıştı. Saçları karışmış, gömleği kırışmış üstten üç düğmesi açılmıştı.

"Denef" dedi titrek bir sesle ama gözleri dolmuştu.

"Sen uyandın." Gülümsedi sanki hayatında ilk defa gülümsemiş gibi yüz kasları gergindi. "Uyandın." Dedi bu sefer fısıldayarak ve sesi çatlayarak. Gülümsemeye çalışarak gözümü yumup açtım onaylamak için. Çünkü sesim hala kayıptı.

"Gidip hemen doktoru çağırayım çünkü sen uyandın." Hızla yerinden doğruldu ve kapıya gidip koridora bağırdı. Gözünü benden ayırmadan yaptı bunu. Sanki odadan çıksa ya da bana bakmayı çekse tekrar uyuyacakmışım gibi.

Doktor hemen gelip hemen benimle ilgilendi.

"Nasıl hissediyorsunuz Denef hanım?" konuşmak için ağzımı açmaya çalıştım.

"Halsiz." Dedim zorla Gurur bütün hareketlerimi sanki ilk defa yapıyormuşum gibi izliyordu.

"Bu çok normal Denef hanım, geldiğinizde kafatasınız ciddi hasar görmüştü, aşırı kan kaybınız vardı ve vücudunuzda irili ufaklı cam parçaları vardı. Neyse ki Gurur bey sizin için kan verdi." Gözlerim Gurur'la keşişti ama sonra tekrar doktora döndüm. Şu an iyi olduğumu ama bir gün daha müşahede altında kalsam daha iyi olacağını söyledi ve geçmiş olsun diyerek yanımızdan ayrıldı.

Doktor çıktıktan sonra Gurur yine gelip yanımdaki sandalyeye oturdu.

"Çok korktum Denef. Seni orada yerde kanlar içinde görünce o kadar korktum ki. Hareketsiz yatıyordun. Nefesin o kadar zayıftı ki, fark edilmiyordu bile. Öldüğünü sandım Denef." Gözlerini kapattı ve çenesi gerildi. Ellerini yumruk yapıp sonra derin nefes alıp gevşetti.

"O herifi öldürmek istiyorum. Bunu sana nasıl yapar Denef? Bir insan bunu bir insana nasıl yapar?" elleri titrekçe yüzümde dolaştı.

"Tutukladılar onu. Görüntüleri bulmuşlar. İzleyemedim Denef, yapamadım ama içerden polis memuru kadının ağlayarak çıktığını gördüm. Herkes projelerini geri çekmiş. Veliler öğrencilerini almış okuldan." Konuşmaya çalıştım.

İpek DokunuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin