Gurur'la Ege karşımda duruyor Ege ise susmadan ağlıyordu, beni gördüğünde ise sımsıkı sarıldı.
"Denef abla, rüyamda sana çok kötü bir şey oluyordu." Şaşırmış bir şekilde Gurur'a bakarken Gurur konuşmaya başladı.
"Kötü bir kâbus görmüş ve seni görmesi gerektiğini söyledi. Gelene kadar ise ağladı." Yanaklarını kocaman kocaman öptüm.
"Benim birtanem. Ben iyiyim bak hiçbir şeyim yok." Bana sıkı sıkı sarıldı ve iç çekişleri azaldı. Bebeğim çok etkilenmişti.
"Öğretmeninden izin aldım yarın için, biraz seninle kalmasını bir sakıncası var mı?" kafamı hızla iki yana salladım.
"Tabi ki yok. Yarın da dersim iptaldi. Çok sevinirim buna." Sonra Gurur'a baktım. "Sen kalmayacak mısın?" kafasını iki yana salladı.
"Ege'yi bırakmaya geldim." Mırıldanıp onayladım ve onu yolcu ettim. Ege yorgun gözüküyordu.
"Denef abla bana masal okur musun?" dedi ve odasına koştu. Uyuyana kadar ona masal okudum ve elimi bir an için saçlarından çekmedim. Huzurlu bir uykuya daldığında odama geçtim, iyice uykum kaçmıştı. Kalkıp duşa girdim, odaya döndüğüm de ise küçük bir çığlık attım. Hemen ağzımı kapattım Ege uyanmasın diye. Gurur yatağımızda oturuyordu.
"Gurur ne işin var burada?" Dedim şaşırarak.
"Seni özledim." Ama cümleyi zor toparlıyordu. İçmiş miydi bu?
"İçtin mi sen?" dedim şaşırarak. Gurur çok alkol tüketmezdi. "Hem alkollü halinle araba mı kullandın?" Gurur önemsiz şeylerden bahsediyormuşum gibi omuzlarını silkti. Gözleri hala canlı bakıyordu.
"Denef, çok güzelsin." dedi ve yanına gelip ıslak saçlarımı parmağına doladı.
"Sarhoşun." Dedim ortada olan durumu gözler önüne sererek.
"Senin yüzünden. Başımı döndürüyorsun." Onun bu hali beni eğlendirmişti aslında.
"Ben mi içirdim sana zorla sanki?" dedim ne kadar sarhoş olduğunu çözmeye ve bir şeyleri itiraf ettirmeye çalışarak.
"Senin yüzünden içtim. Neden bilmiyorum Denef ama hayatıma girdin ve beni darmadağın ettin. Toparlanamıyorum, sensiz iyi değilim." Gözleri geldiğinden beri ilk defa odağını buldu. Gözlerimi yani.
"Gurur pişman olacağın şeyler söyleme. Düşünmeye ihtiyacın var gerçekten senin." İki adım geriledi ama odağı hala bendeydi.
"O güne lanet olsun. Denef benim sadece sana ihtiyacım varmış, sensiz olmuyormuş." Dedi ellerini belime koymuş bir haldeyken. Nefesim kesildi. Bu cümle bana gereken işareti vermişti aslında. Dudakları bana çok yakındı. Gözlerimi kapattım.
"Ayılınca o kadar pişman olacaksın ki." Dedim ama bir adım bile geri atamadım olduğum yerden. Elleri yüzüme gitti.
"Peki sen pişman olacak mısın?" bu benim son noktamdı. Dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Nasılsa hiçbir şeyi hatırlamayacaktı.
"Seninle olan hiçbir anımdan pişman değilim, olamam." Bu da ona gerekli işareti vermişti. Beni kendine çekti ve elleri bornozuma gitti. Benim ellerim ise çoktan gömleğindeydi. Dudaklarımız ait olduğu yerde birbirimizin dudağının üstündeydi.
"Denef sensiz tek bir anım bile tam geçmiyor. Ege'yle bile bir şeyler yaparken eksik hissediyorum." Ellerimi saçlarının arasına soktum, bir yandan da suratına öpücükler konduruyordum. O ise hala konuşmaya devam ediyordu.
"Bu kadar kısa sürede o kadar alışmışım ki sana, o koca evde senin çınlayan sesin eksikti, elma kokun, neşeli gülüşlerin eksikti Denef." Her kelimesinde daha da eriyip bitiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İpek Dokunuşu
Ficción GeneralÇocukluk Aşkı Serisi-1 Kucağımda bana ait olmayan beş yaşındaki erkek çocuğu yanımda beni sevmeyen ilk ve tek aşkımla birkaç dakika sonra dünyaevine girecektim. Bu noktaya nasıl geldiğim önemli değil , önemli olan bu hikaye bitmeden yanımdaki ela gö...