Medya:Gurur
Denef Demircioğlu
Sabah gözlerimi açtığımda Gurur'un bakışları çoktan üzerimdeydi. Dün beni nasıl sevdiği bir an gözlerimin önüne geldi. O da hatırladığımı fark etmiş gibi çapkınca bana baktı.
"Bana öyle bak. Bu yaşanılan kendim içindi." Önümdeki küçük saç tutamını kulağımın arkasına sıkıştırmaya çalıştı. İsyankar tutam kulağımın arkasından çıkıp tekrar yüzüme düştü. Gurur da tam orayı öptü.
"Biliyorum ama öyle bile olsa dün dünyanın en mutlu adamıydım." Dudaklarımı dişlerimin arasına aldım. Ona karşı yumuşamak istemiyordum. Bu kadar kolay olmamalıydı.
"Seni affettiğimi düşünme sakın." Yüzü azıcık düşse de moralini hemen topladı.
"Biliyorum birtanem. Ben de kendimi affetmedim zaten. Sadece sana tekrar dokunmuş olmak beni mutlu etti o kadar. Sen kokmaktan nasıl mutsuz olabilirim ki?" yutkundum. Bu adam benim şirazemi kaydırıyordu. Yataktan kalkmak için kımıldandım ama üstümde bir şey yoktu.
"Arkanı dön. Yataktan kalkacağım." Suratındaki gülümseme tekrar genişledi.
"Seni biraz daha görme şansımı kaçırmamı mı söylüyorsun?" gözlerimi devirdim.
"Tombul vücudumun bakılabilecek bir şeyi zaten yok Gurur." Birden kaşları çatıldı ve beni yatağa geri çekip üstüme doğru eğildi.
"Bir daha sakın benim taptığım bedenine bir şey söylemeye kalkma. Bizim çocuğumuzu taşırken aldığın kiloları sadece sevebilirim, ki emin ol eski haline göre dolgun bedenin daha çok hoşuma gidiyor." Onu üstümden itip hemen yataktan kalktım ve hızlı adımlarla banyoya ilerledim. Isınmış yüzüme su çarparken gözlerime baktım. Mutluluktan titreşen halelerimi gördüğümde Gurur'un üstümde bıraktığı olumlu etkiyi biraz daha anladım. Bu adam beni bu hayatta en mutlu edecek kişiydi. Başka biriyle kendimi düşünemiyordum bile. Hızlı bir duşun ardından banyodan çıktım ve Gurur'un yanımdan geçerek duşa girmesini izledim. Dudaklarıma doğru eğildiğinde kendimi geri çektim.
"Sadece ben istediğimde bana dokunabilirsin Gurur." Geri çekilip kafasını salladı.
"Umarım sana dokunmamı daha çok talep edersin. Her dakika, her saniye olsa bile karşılık bulacağına söz veriyorum." Omzumla onu hafifçe ittim, o da gülerek duşa gitti.
Üstümü giyip çocukların odasına baktım. Gördüğüm manzara beni gülümsetmişti. Müge uyanmış ve abisine sesleniyordu. Ege ise komik surat ifadeleri yapıp onu güldürmeye çalışıyordu. Kapıyı daha çok açıp içeri girdiğimde Ege bana döndü.
"Anne, Müge uyandı ama hemen yanınıza getirmek istemedim. O kadar tatlıydı ki biraz kendime saklamak istedim. Uyandığında çok sevimli oluyor." Ben de gülerek oğlumun saçlarını öpüp Müge'yi kucağıma aldım.
"Benim de senin kadar harika bir abim olsa ben de böyle kahkahalar atardım." Ege kucağımdaki Müge'yi öpüyordu. Kapıda beliren Gurur'la hepimiz o tarafa dönmüştük.
"Benim üç meleğim demek bensiz vakit geçiriyor." Hemen gelip üçümüzü de öptü.
"Kızımı azıcık ben de kucağıma alabilir miyim?" zaten bunu demesine gerek kalmadan Müge babasına doğru hareketlenmişti. Tam bir baba aşığıydı.
"Küçük Denef'im." Saçlarını okşayıp tombik yanaklarını öptü. Kalbimde bir sıcaklık hissetim.
Daha sonra ise hazırlanıp kahvaltı etmek için otelin açık büfesine indik. Hepimiz tabaklarımıza yiyeceklerimizi alıp oturduk. Ege'ye çikolatalı ekmek uzattım. Gurur'a ise beklenmedik bir anda tereyağlı çilek reçelli ekmek verdim. Gözlerindeki mutluluk paha biçilemezdi. Kahvaltımız son bulduğunda odamıza döndük. Havuza gitmek için üstümüzü değiştirdik. Gurur çıkmadan içeri girdi ve kapıyı kapattı. Müge yatakta durup bize bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İpek Dokunuşu
Ficción GeneralÇocukluk Aşkı Serisi-1 Kucağımda bana ait olmayan beş yaşındaki erkek çocuğu yanımda beni sevmeyen ilk ve tek aşkımla birkaç dakika sonra dünyaevine girecektim. Bu noktaya nasıl geldiğim önemli değil , önemli olan bu hikaye bitmeden yanımdaki ela gö...