Bölüm -4-

6.8K 416 49
                                    

Herkese merhaba. Bu hafta sizin de fark ettiğiniz gibi bölümleri kaldırıp tekrar yükledim. Bunun nedeni yaptığım birkaç düzenlemeydi.

Kitaba iki sene ara vermiş olmam sizi kurgudan uzaklaştırdı farkındayım. Hatta neler olduğunu unutmuş bile olabilirsiniz.

Bu yüzden tekrar okumanızı tavsiye ederim. En azından son bölümü...

Bundan sonra düzenli bir şekilde devam edeceğimin garantisini verebilirim. En azından haftada bir bölüm yüklemeye çalışacağım.

Bunun sayısı arta da bilir. Tabii artması için sizlerin de biraz aktif olması gerekiyor ki motive olup daha hızlı yazabileyim.

Aramıza yeni katılanlar olmuş. Hoş gediniz, umarım beğenmişsinizdir kitabı.

Bölüme geçmeden önce son bir duyurum olacak. Serinin ikinci kitabı olan İki Deli Bir Aşk'ı tekrar yayınlamaya başladım.

Daha önce okumamış olanlar, Umut ve Mine'yi merak edenler okuyabilirler.

Keyifli okamalar dilerim :)

•••

Bugün işte ilk günüydü. Karşısındaki büyük caddeyi geçmeden önce binanın üzerindeki büyük tabelaya baktı.

Arsan Holding.

Onu nelerin beklediğini bilmiyordu. Tayfun'un teklifini kabul etmekle ne kadar doğru yapmıştı? Birkaç gün önce yaptıkları konuşma hâlâ kulaklarındaydı. Bu işi de Tayfunla işbirliği yapmayı da sadece oğlu için kabul etmişti.

Eline sıkı sıkı tutunmuş olan çocuğu kendine bastırdı. Ona bir şey olmasına asla izin veremezdi. Bunun için kime katlanması gerekiyorsa katlanacaktı. Bu kişi Vedat Arsan olsa bile asla yıkılmayacaktı.

Belindeki naif dokunuşu hissedince gülümsemeye çalıştı.

"Hazır mısın?"

Sema, başını olumlu yönde salladı. Hazır olmasa da öyleymiş gibi davranmalıydı.

Tayfun, kadının bakışlarındaki tedirginliği anında fark etti. "Babamla konuştum. Karşılaşmadığınız sürece sorun olmayacağının sözünü verdi."

Buna inanmış mıydı gerçekten?

Yusuf'u işaret etti. "Onun kim olduğunu sormayacak mı?"

Vedat Bey'in Yusuf'tan haberi yoktu. Aslında bir bilseydi dört yaşında, dünyalar tatlısı bir torunu olduğunu belki de bu sorunların hiçbiri kalmazdı. Ancak Sema elbette böyle bir yolu tercih etmiyordu. Zamanında ona ettiği hakaretleri daha unutmamıştı.

Adama karşı hissettiği öfkesi hâlâ tazeydi.

"Bir süre idare edeceğiz. Okul işini halledince problem ortadan kalkar. Aslında babamla-"

Sema, Tayfun'un cümlesini tamamlamasına izin vermedi. "Hayır! Öyle bir şey yapmayacaksın!"

"Tamam, sakin ol. Sen ne zaman istersen o zaman söyleyeceğiz."

Genç kadın başını şiddetle iki yana salladı. "Asla söylemeyeceğiz."

Onun bu sert tutumunun nedenini anlayabiliyordu. O yüzden üstelemedi.

"Girelim mi artık?"

Sema başını olumlu yönde sallayıp oğlunun elini daha da sıkı kavradı. Eğer Vedat Bey Yusuf'un kim olduğunu öğrenirse onu elinden alacağını düşünüyordu. Tepkisi biraz da bundandı.

Aşktan Kaçış Yok || Berna Aslıhan [Aşkın Sen Hâli -3]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin