Bölümü eklediğim şarkıyla okumanızı tavsiye ediyorum.
İyi okumalar :)
•••
Giresun'da gökyüzü başka güzeldi bu akşam. Sanki misafirlerini en güzel manzarasıyla ağırlamak ister gibiydi. Şehrin yalancı ışıklarından uzak, gürültüsüz, sakin bir o kadar da huzurluydu.
Arat, bakışlarını gökyüzünden ayırmadan kollarının arasında çoktan uykuya dalan karısını biraz daha kendine çekti. Bu huzurlu ortamda bir de onun sıcaklığını hissetmek içindeki tüm korkuları alıp götürüyordu. Onları kaybetme korkusu içinde bazen öylesine büyüyordu ki, ne yapacağını bilemez hâle geliyordu.
Biliyordu, son zamanlarda Azra'yı fazla sıkmıştı. Seneler önce onu kaybetme korkusunu iliklerine kadar yaşadığı günleri bir daha yaşamamak içindi tüm bu önlemler.
Genç adam, derin bir nefes alıp rahatlamaya zorladı kendini. Kimseye bir şey olmasına izin vermeyecekti. Gerekirse kendi hayatını ortaya koyacak yine de sevdiklerinin başına bir şey gelmesine engel olacaktı.
Cebinde çalan telefonu duyunca Azra'yı uyandırmamak için hızla telefonu bulup açtı.
Ancak bu çabası boşaydı. Azra'nın uykusu gereğinden fazla hafif olduğundan daha telefon çalmaya başladığı ilk an uyanmıştı.
Gecenin bu saatinde kim arıyor olabilirdi ki? İçini bariz bir korku sararken bir de Arat'ın endişeli sesini duyunca kalp atışları daha da hızlandı.
"Peki, şimdi iyi misiniz?"
Arat'ın kiminle konuştuğunu anlayamamıştı ancak konuştuğu her kimse başına bir şey geldiği ortadaydı. Acaba Barış ve Melis'e bir şey mi oldu diye geçirdi içinden.
"Bu adamın başımıza bela olacağını biliyordum. Sağ bırakmamalıydık. Elimizde tek bir şans vardı onu da değerlendiremedik."
Adamın söylediklerini duyunca uyuyormuş gibi davranmaya devam etti. Eğer onun uyandığını anlarsa konuşmayı yarıda keseceğini adı gibi biliyordu. Son zamanlarda bir sorun olduğunun farkındaydı da bunu ne zaman sorsa aldığı cevap hiç değişmiyordu.
Sorun yok. Her şey yolunda. Önlem almanın nesi kötü ki?
"Biliyorum kardeşim. Ne yaparsa yapsın istediğini ona vermeyeceğim. Ailem her zaman önceliğim ama hiçbir zaman kabul edemeyeceğim şeyler var bu hatta. O adamın benden istediğini yapamam."
Telefonun diğer ucundaki kişi her ne söylediyse Arat, onu onaylarcasına başını salladı. "Aynen öyle yapacağım. Madem bu adam laftan anlamıyor o zaman ben de onun anlayacağı dilden konuşacağım."
Genç adam, Tayfun'la yaptığı konuşmayı sürdürürken ara ara göğsünde uyumakta olan karısını kontrol ediyordu.
Onu son kez kontrol ettiğinde uyanmaya başladığını anlayınca konuşmayı daha fazla uzatmadı. "Tamam, kardeşim. Biz birkaç güne döneceğiz. Etraflıca düşünür ne yapacağımızı konuşuruz. Hadi Allah'a emanet..."
Telefonu henüz kapatmıştı ki, Azra yavaş yavaş gözlerini aralayıp karışmış olan saçlarını düzeltti.
"Sevgilim?"
Arat, karısının uyku mahmuru sesini duyunca yüzüne huzurlu bir tebessüm yerleştirdi. "Uyunmasan ben uyandıracaktım seni. Hadi gidip yatalım artık. Hava da soğudu."
Kadın, sorgulamadan başını olum yönde salladı. Zaten bir şeyler sorsa da doğru düzgün bir cevap alamayacağını biliyordu. O yüzden sessiz kalıp kocasıyla birlikte el ele odalarına doğru ilerlediler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşktan Kaçış Yok || Berna Aslıhan [Aşkın Sen Hâli -3]
Romans"Neyi merak ediyorum biliyor musun?" Kadının sesi onu derin düşüncelerinden sıyırdı. Kollarını vücuduna sarmış gökyüzünü izlemeye devam ediyordu. "Neyi?" Bakışlarını yıldızlardan çekip yanındaki adama çevirdi. "Nasıl inanabildin?" Boğazına bir yumr...