Herkese merhaba :) Bir kitabın daha sonuna geldik. Finali yazmam çok zor olmadı. Zaten ne yazacağım her sahnesine kadar belliydi. O yüzden sizi fazla bekletmek istemedim. Sanırım bu kitabın en uzun bölümü oldu. Yaklaşık otuz sayfayı sindire sindire okumanızı tavsiye ederim.
Artık veda bölümü olduğu için yine bütün çiftlere sahne yazdım. Tadı damağınızda kalsın. Çiftelerin hikâyesi bu bölümle birlikte son buluyor. Serinin devam kitabında onları okuyamayacaksınız. O yüzden tadını çıkararak okuyun. Herkese keyifli okumalar dilerim :)
•••
Yusuf yatağın üzerinde duran takımına bakarken içi içine sığmıyordu. Sadece birkaç gün sonra annesi ve babası evleniyordu. Yaşı küçüktü ama bunun ne anlama geldiğini az çok biliyordu.
Babası bir daha asla gitmeyecekti. Bundan sonra ne olursa olsun o da diğer çocuklar gibi sıradan bir aileye sahip olacaktı.
Küçük çocuk düğünde giyeceği takıma bakıp gülümsemeye devam ederken annesi içeri girdi.
"Bebeğim?"
"Annecik!"
Çocuk annesine doğru döndüğünde yüzündeki mutluluk bariz bir şekilde kendini belli ediyordu. Sema onun bu mutluluğunu gördükçe hayatındaki en doğru kararı verdiğini düşünüyordu. Eğer Tayfun'u affetmemiş olsaydı bile sırf oğlunu bu kadar mutlu görebilmek için yine evlenmeyi kabul ederdi.
Son günlerde geçmişte yaşadıkları aklına daha sık gelir olmuştu. Ancak anılarını bu defa hüzünle değil mutlulukla karşılıyordu. Çünkü artık hepsi geçmişte kalmıştı. Günün sonunda hem oğlu hem de deliler gibi âşık olduğu adam yanındaydı. Bundan daha önemli bir şey yoktu.
"Oğlum, uyuman gerekiyor artık. Hadi takımını askıya asalım."
Yusuf, hızla yatağa koşturdu. "Onu diyip uyuyamas mıyım?"
Genç kadın gülümsemeden edemedi. Onun ne denli heyecanlı olduğunu biliyordu. "Ama o zaman ütüsü bozulur. Sonra düğünde giyemezsin."
Çocuk hemen ikna olmuştu. "O saman tamam. Ama yine de dolapa koymayalım."
Ayaklı askıyı işaret etti. "Orda dursa olmas mı?"
Sema onunla baş edemeyeceğini anlayınca tekrar gülümsedi. "Peki, dediğin gibi olsun."
Çocuk mutlulukla ellerini çırparken annesini izledi. Gözlerini bir an olsun kıyafetlerinden ayırmadan Sema'nın getirdiği sütü içip pijamalarını giydi.
Yatağa girdiğinde yorganı tepesine çekip annesine baktı. "Babacık delmicek mi?"
O sırada Tayfun içeri girdi. "Aslan parçam!"
Çocuk hızla yatakta doğrulup yayların üzerinde zıplamaya başladı. Kapıya doğru dönüp babasının kollarına atlarken mutlulukla kahkaha atıyordu.
Başını adamın göğsüne yasladı. "Annecik kıyafetlerimlen uyuyamıcağımı söyedi."
Ayaklı askıda duran takımını işaret ediyordu.
"Annen doğru söylemiş. Zaten birkaç gün sonra giyeceksin onu."
Babasından da ret cevabını alınca bir daha takımlarını giymeyi teklif etmedi. Tayfun, oğlunun saçlarını okşayıp tekrar yatağına yatırdı. Şimdi ondan mutlusu yoktu. Hem annesi hem de babası yanındaydı ve ona iyi geceler diyordu.
Yorganı tekrar göğsüne kadar çekip, "İyi deceler..." dedi.
Onlara elini sallayıp gözlerini kapattı. Sema şefkatli gözlerle oğlunu izledikten sonra Tayfun'la birlikte el ele odadan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşktan Kaçış Yok || Berna Aslıhan [Aşkın Sen Hâli -3]
Romance"Neyi merak ediyorum biliyor musun?" Kadının sesi onu derin düşüncelerinden sıyırdı. Kollarını vücuduna sarmış gökyüzünü izlemeye devam ediyordu. "Neyi?" Bakışlarını yıldızlardan çekip yanındaki adama çevirdi. "Nasıl inanabildin?" Boğazına bir yumr...