Bir gece önce...
Mine eve ulaştığında Vedat Bey onu bekliyordu. Aslında kızının yürüyüşe gitmediğini, kahve içeceğim dediği arkadaşının da Umut olduğunu adı gibi biliyordu.
Umut'a bir şans vereceğini söylemişti ancak ona güvenmesi o kadar kolay olmayacaktı. Önce onun sadakatini sınamalıydı. Tabii kızının ona ne kadar güvendiğini de görmeliydi.
Bunları yapmasının tek nedeni kızının ileride üzülmesini engellemekti. Belki biraz sarsılacaklardı ancak dedikleri gibi birbirlerini çok seviyorlarsa bu yaşananlar onlar için geçilmesi çok kolay bir sınavdan ibaret olacaktı.
Mine, merdivenlere doğru ilerlerken, "İyi geceler baba." dedi. Soru sormasına müsaade etmemek için hızla odasına çıkmayı planlamıştı ki Vedat Bey elbette buna izin vermedi.
"Kahve içmek için geç bir saat değil mi? Uykun kaçmış olmalı."
Mecburen adımlarını aksi yöne çevirip babasına doğru yürüdü. "Sorun değil. Kahve benim uykumu açmıyor. Bağışıklık kazandım artık."
Vedat Bey ona inanmadığını belli edercesine baktı. "Onun yanındaydın değil mi?"
Mine bakışlarını kaçırmadı. Aksine babasına meydan okurcasına baktı. "Umut'tan bahsediyorsan evet, onun yanındaydım."
İlişkilerini onaylamadığını bildiği hâlde rahatlıkla itiraf etmesi sinirini bozmuştu. "Kaçak dövüşmüyorsun demek artık."
Genç kız, başını dikleştirip babasına biraz daha yaklaştı. "Hiçbir zaman kaçak dövüşmedim. Sen ona güvenmiyor olabilirsin ama ben güveniyorum."
Vedat Bey, alay eder gibi bir ifadeyle gülümsedi. "Ona çok güveniyorsun öyle mi?"
"Evet, kendimden bile çok..."
"İnsanlara bu kadar kolay güvenmemen gerektiğini acı tecrübelerle öğreneceksin kızım."
Mine, başını iki yana sallarken gülümsüyordu. "Neler yaşadığımızı bilmiyorsun. Ona güvenmem kolay olmadı."
"Seni nasıl kandırdı bilmiyorum ama beni kandırması o kadar kolay olmayacak."
Adam arkasını dönmüş gitmek üzereyken Mine hızla öne atılıp babasının koluna dokundu. "Ne demek istedin?"
Vedat Bey beklediği soruyu almış olmanın verdiği mutlulukla gülümsedi. "Bugün kapısına bir kadın göndersem sorgulamadan onunla birlikte olur."
Ona istediğini vermeyecekti. Bunu sadece kızı sinirlendirmek için söylediğini biliyordu. "Dene istersen baba. Umut asla böyle bir şey yapmaz."
Vedat Bey bu defa cevap vermedi. Sinsi bir ifadeyle gülümseyip çoktan gönderdim bile dedi içinden.
Mine, aklının karışmasına izin vermeden odasına çıkıp Umut'u aradı. Eve geldiğini haber verecekti ancak telefonu açan olmadı.
Saatlerce arka arkaya aradı. Ona ulaşamayınca sinirle telefonu yatağa attı. Eğer saat gecenin üçü olmasaydı çıkıp evine gidecekti.
Pencereden aşağı baktığında kapıda bekleyen korumaları görünce bu fikrinden vazgeçmesi uzun sürmedi.
Mecburen sabah olmasını bekleyecekti. Huzursuz bir uykuya kendini bırakırken yarın başına geleceklerden habersizdi.
Günümüz
Mine karşısındaki manzaraya bakmaya daha fazla dayanamadı. Kendini hızla dışarı attığında kapıyı açık bırakmıştı. Korumalar korkuyla kızı izliyordu. Kahraman merakla yanına gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşktan Kaçış Yok || Berna Aslıhan [Aşkın Sen Hâli -3]
Romance"Neyi merak ediyorum biliyor musun?" Kadının sesi onu derin düşüncelerinden sıyırdı. Kollarını vücuduna sarmış gökyüzünü izlemeye devam ediyordu. "Neyi?" Bakışlarını yıldızlardan çekip yanındaki adama çevirdi. "Nasıl inanabildin?" Boğazına bir yumr...