Dur dedim sana ;
- Bir adım dahi atarsan inan bana yapacaklarımdan ben bile korkuyorum,bu şehir bizi kavuşturmaz belki ama inan bana yanışımıza her saniye kordan alevlerle şahit olurlar Maya !
-Ben tek senin ecelin olmam, seninle beraber Günahl...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Karanlık sanki bedenimi amansız bir şekilde sarmalamıştı.
Düşerken hissettiğim tek şey karanlıktı ama bundan bir nebze bile olsa korkmuyordum sanki siyah bir sis bulutunun üstündeydim birazdan o bulut altımdan çekilecek ve sertçe yere çakılacaktım, korkusuzluğum ecelim olacaktı yine de gözlerimi açma fikri bana ölmekten daha zor geliyordu. En son gözlerim açıkken Maya'nın beni arkada bırakıp koşarak çıktığı hayali zihnimde çalkalanıyordu. Biliyordum kandırılmıştı, biliyordum hiçbir şey hatırlamıyordu ama sanmıştım ki.. Sanmıştım ki ne olursa olsun beni asla arkada bırakıp gitmez! Tüm bu insanlığa olan umudum yok olup tükenmişken sanmıştım ki onun ne olursa olsun yüzünde barındırdığı saf ifadenin altında gerçekten de bir iyilik yatıyor bu yüzden ona ne yapmış olursam olayım, sadece yoldan geçen bir yabancı bile olsam dönüp arkasını gidemez..
Ama yanılmıştım ! Ve bu içimdeki his neydi bilmiyorum, kırılmış mıydım? Üzülmüş müydüm? Hayal kırıklığımı yaşıyordum? Arkada bırakılmak mı zoruma gidiyordu yoksa beni bırakan kişinin o olması mı..
Terk edilmiştim, üstelik sonsuz yaşamımı hiçe sayma pahasına sırf o kurtulmalı diye ölüme terkedilmiştim. Şimdi ne yapıyordu peki vicdan duygusu hiç mi ağır basmamıştı gerçekten..
Gerçekten bu evrendeki tek şeytan ben olamazdım gördüğüm tüm insanların içinde, üstelik en iyi dediğim kişinin içinde bile kötülük vardı yine de onlar bu şeytanın oyunu diyerek her işten paçayı kurtarabiliyordu. Ciddi olamazsınız ben şuan ölüyordum ve bunun içimde ki saf iyilikten başka sorumlusu yoktu.
Biliyordum bir yerlerde hala eski Jay'e ait kırıntılar vardı, ben melek olarak doğmuştum. Her ne kadar şeytanla anlaşma yapıp kendimi ona satsam da varoluş amacımı inkar edemezdim. Bu yüzden bir kez daha iyi olduğum için kaybediyordum ve bu sefer anlaşma yapacak yolum bile yoktu,.
Her şeyim elimden alınmış sona hiç bu kadar yaklaşmamıştım. Bir ışık istiyordum, gözlerimi açtığımda göreceğim karanlıktan bıkmış usanmıştım. Artık şeytan olmak istemiyordum artık hiçbir şey olmak istemiyordum, kendim olmak istiyordum huzur bulmak istiyordum. Kötü olarak devam etmem gerekiyorsa da karanlığımda sadece kötüleri cezalandırmak istiyordum ama şuan yapabildiğim tek şey boşlukta asılı kalmaktı..
Evet Arafa gönderilmiştim asla çıkış yolunu bulamayacaktım ki bulmakta istemiyordum. Döndüğümde yine kötü olarak devam mı edecektim herkesin gölgesinden bile korktuğu Jay'mi olacaktım, belki de Maya'dan intikam alırdım sonuçta beni ölüme terk etmişti üstelik ben onu kurtarmışken. Bu düşünceyle aniden gözlerimi açtım ve aynı anda kulağıma ilişen sese odaklandım.
Birisi uzaklardan, çok uzaklardan bana sesleniyordu. Anlaşılan biri insan bedenimi bulunmuştu ve hayata döndürmeye çalışıyordu. Sesi duymaya çalıştım ne dediğini bilmek istedim
– Uyan! Uyanmalısın!
Maya'nın sesine o kadar benziyordu ki ama o gitmişti kendi gözlerimle görmüştüm, yoksa geri mi dönmüştü belki de pişman olmuştur dedim içimden ve aynı anda bir ışık belirdi. Belki bir iğne ucu kadar ve uzanamayacağım kadar uzakta olan bir ışık. Ses daha da yaklaşmıştı şimdi.