Dur dedim sana ;
- Bir adım dahi atarsan inan bana yapacaklarımdan ben bile korkuyorum,bu şehir bizi kavuşturmaz belki ama inan bana yanışımıza her saniye kordan alevlerle şahit olurlar Maya !
-Ben tek senin ecelin olmam, seninle beraber Günahl...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jay Sulvıan'ın Anlatımıyla ,
Bana yıllar geçmiş gibi uzun bir zaman gelen bir ritüelin sonunda gözlerimi açtığımda Mayayı getirdiğim mağara da yüz üstü yatıyordum. Burnuma gelen kir pas ve nem kokusu, kulağıma gelen damlayan su sesleri ve yüzümün bulandığı ıslak çamura rağmen kendimde ayağa kalkacak gücü ve isteği bulamıyordum..
Daha önce ne zaman böyle güçsüz hissetmiştim kendimi ? Ne zaman yıkılmış ve yakılmıştım ?
-Hiçbir zaman ! dedim tek başıma olduğum mağarada sesimin yankılanmasını umursamadan.
O aptal ufak kızın beni bu hale düşürmüş olmasına şaşırmıyor değildim. Üstelik kimse beni zorlamıyordu, kendi isteğimle kendi ayaklarımla onu buraya getirmiştim. Bir sonu olacağını biliyordum ama kanatlarım.. bu kadar büyük bir yanılgıya düşeceğimi sanmamıştım.
Nasıl nefiratus olabilirdi. Nasıl onu hissetmez, nasıl anlayamazdım. Bu Konthas kurallarını tepe taklak edecek türden bir şeydi. Olağanüstü bir gücü olmadan kendini Liderden asla gizleyemezdi, ama bu şehre geldiğinden beri sürekli sıra dışı bir şekilde yanında olmama rağmen anlamamıştım. O değil miydi benim kollarımda ölmek üzere olan, bu muydu olağanüstü güç. Ama diğer yandan her fırsatta kendimi ona çekilirken bulanda bendim...
Ona acımıştım. Güçsüzlük nedir biliyordum. Çırpınmak, birinden yardım isteyememek ama içten içe birinin gelip seni kurtarmasını dilemek nasıl bir duygu biliyordum çünkü bende doğuştan Lider olmamıştım. Bugün ki konumum asla şans değildi yada miras.. Hırs, öfke, güç, ve yıkılmış bir adam her şeyi yapabilir mi bilmiyordum ama ben yapmıştım ve şehrin en korkulu adamı olmayı başarmıştım. Oysa şimdi herkesin Lider dediği adam yüz üstü çamura bulanmış, kanatları koparılmış, ufak bir kızın kim olduğunu yanında geçirdiği o kadar zamana rağmen anlayamamıştı..
Kollarımı yukarı çekerek avuç içlerimi ıslak toprak zemine çevirdim, son kalan gücümle ayağa kalmak yada hiç yoktan biraz olsun doğrulmak için hamle yaptım. Kafamı kaldırdığımda kanatlarım tam karşımda tüm görkemi ve ihtişamıyla duruyordu. Oysa saatler önce koparılıp benden alındığına kim inanırdı..
Üzgündüm kendimi tıpkı Maya gibi kaybolmuş hissediyordum. Beni bırakıp gitmiş, tam geri döndüğünü düşündüğümde benden en önemli parçalarımı çalıp tekrar gitmişti. Ne yani dalga geçmek için bile kalamaz mıydı. Nasıl bir aptal olduğumu, nasıl benimle oynadığını, onu yaşama döndürmeye çalışırken beni nasıl ölüme sürüklediğini söylemek için bile kalamaz mıydı?
Kalamaz mıydı ki onu kalan son gücümle parçalara ayırayım!
Onu bulacaksın Jay! Dedim dişlerimi sıkarak. Onu bulacak ve tüm yalanlarının tüm yaptıklarının ve yaşattıklarının hesabını soracaksın. Kimse Jay Sulvıan'ı böyle küçük düşüremezdi. Artık bu şehirde bir düşmanım daha olmuştu üstelik tüm düşmanlarımın arasında birinciliği oynuyordu. Bu saatten sonra tüm yaşamımı o kızın acı çekmesi için harcayacaktım.