Dur dedim sana ;
- Bir adım dahi atarsan inan bana yapacaklarımdan ben bile korkuyorum,bu şehir bizi kavuşturmaz belki ama inan bana yanışımıza her saniye kordan alevlerle şahit olurlar Maya !
-Ben tek senin ecelin olmam, seninle beraber Günahl...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Arkama dahi bakmadan arabadan inip hızla kapısını çarptım. Tam kapıya geldiğim esnada arkadan gelen acı tekerlek sesi çekip gittiğinin kanıtıydı, hayır insan eve girene kadar beklerdi..
Sonunda ev dediğim yere dönmüştüm. Kapı aralıktı, beklediğimin aksine zile basmama gerek kalmadan içeri girebilmiştim. Sessiz ve ağır adımlarla hiç acele etmeden büyük salona doğru bedenimi yönlendirdim. Görüşüme ilk giren Jeff ve Üvey annem olmuştu, birlikte televizyon izliyorlardı. İkinci olarak kulaklarımı Babamın sesi doldurmuştu, henüz kendisini göremesem de sesini çok net duyabiliyordum. Hararetli bir şekilde konuşuyor, ayakkabılarının zeminde bıraktığı sesten anladığım kadarı ile evin içinde volta atıyordu. Bir şeyler ters gidiyor olmalıydı, öyleydi de. Mesela kızı ortalıkta günlerdir yoktu belki ölmüş bile olabilirdim ama o müstakbel karısı ve biricik kızı ile hiç bir şey yapmadan sıcak yuvasında oturabiliyordu. Tüm bu hisler vücudumu esir aldığında gücümü kontrol edememiş ve destek bulmak için yaslandığım portmanto da ufak bir delik açmıştım.
Çıkan ses ile bulunduğum yöne boş ve burada olduğum için memnun görünmeyen bakışların ardından ,sonunda radarıma Babam girmişti.
-Maya!
Hızlı adımlarla yanıma yaklaşan adam sanki az önce ki rahatlığından haberim yokmuş gibi beni kendine çekip kolları arasına almıştı. Sıcak olmasını umduğum ama tenime dokunduğu andan itibaren buz dağının içine hapsolmuş gibi hissettiren tüm bu hislerden bir an önce kurtulmak için ellerimle onu kendimden uzaklaştırmış ve bir adım geriye atmıştım.
Şaşırdığını gizlemeye çalışsa da gözlerinde ki anlamsızlıktan kendini bir çırpıda kurtarmıştı.
Maya başaracağınızı biliyordum sonunda babana geri döndün diyerek az önce ki halimi görmezden gelip tek eliyle omzumu sıvazlamıştı. Demek yalnız olmadığımı başıma neler geldiğini biliyordu.. Tabi ki de bilecekti o konseyin en üst kademesindeki kişilerden biri ama buna rağmen beni almaya gelmemiş üstüne beni sonradan bulan babam olacak adam yaşadığıma kuru birkaç cümleyle sevinmiş ve arkasını dönerek telefonla konuşmasına devam etmişti. Şaşkınlığım ve incinmişliğim ile yaşadığıma sevinmeyen iki kadını ise umursamıyor hala sabit ve kirli üzerimle salonun ortasında dikiliyordum.
Ne kadar süre öyle kaldım ya da suratımda nasıl bir ifade vardı bilmiyorum ama hala aynı yerde sabit durduğumu gören babam önemli bir görüşme içerisinde olduğunu, beni gördüğü için çok mutlu olduğunu ve daha birkaç saçma şey söyleyerek odayı terk etmişti. Tekrar üç kişilik odada tek başıma kalmış olmanın ağır yüküyle bana ne olduğunu bile merak etmeyen insanları görmezden gelerek adımlarımı odama doğru çevirdim. Tonlarca ağırlık çökmüş bacaklarımı taşımakta zorluk çekerek merdivenlere yöneldiğimde, bu evde bazı duygular ve tavırların yokluğumda bile değişmemiş olduğunun farkındalığı ile baş başa kalmıştım bile .