mirror of the past.
Sigaradaki tüm kötülüğü ciğerlerime doldurup, Gündüz'ün hararetle konuşmasını izledim.
"Ne yani ilk gördüğün kişiyle direkt sevişecek misin?"
"Hayır." dedim sigarayla asla ayrılmayacakmışım gibi tekrar buluştuğumda. Ancak tabi ki ayrıldım ve büyük dumanı dışarı bıraktım. "Sevişmeyeceğim, seks yapacağım."
"Aralarında fark yok aptal. Böyle şeyler özel olmalı Gece."
Alayla gülmemi engelleyemedim. "Özel mi? Sence benim ne kadar özelim olabilir ki?"
Ellerimi ikimizin arasında ilerlettiğimde yaptığım imayı anlayıp, gözlerini devirdi. "Bilemiyorum doğru gelmiyor."
"Yoksa şizofren olabileceğim gerçeği seni korkutuyor mu?"
İki kesik nefes çektim. Yüzündeki değişimleri kaçırmadım. Dramatik bir hale bürünmesini beklerken o sinirlendi.
"Şizofren olmadığını biliyorum Gece. İçtiğin zehir bittiyse gidelim artık."
Omzumu silkip başımı salladım.
Gündüz buradan, bunu yapmamdan nefret ederdi. Teneffüslerde tuvalet kabininde oturup sigara içmem, sanırım benim hakkımda nefret ettiği en büyük şeydi. Onun aksine ben okuldayken sadece bu zamanlarda ölecekmiş gibi hissetmiyordum.
Gündüz, diğerlerine nazaran daha büyük-bu yüzden burayı seçiyordum- kabinin en köşesine sinmiş, yere çömelmiş şekilde duruyordu. Ben ise kapattığım tuvalet kapağında oturuyordum. Pis fayanslarda geziniyordu turuncu gözleri, bir şeyler düşünüyordu.
Onu izlemeyi bırakıp saçma bir dürtüyle kabindeki karalanmış yazılara baktım. Bu okulda okuduğum süre içerisinde buraya sayısız kez gelmiştim ancak bir kez bile yazıları okuma gereği hissetmemiştim. Şimdinin özelliği neydi bilmiyorum ama sadece okuyasım gelmişti.
'MİNA SİZE FORMÜL KARŞILIĞINDA SAKSO ÇEKEBİLİR'
Kırmızı keçeli kalemle kapının tam ortasına yazılmıştı. Yazıda bahsi geçen Mina ikinci sınıflardan, incecik, esmer bir kızdı. Formül karşılığında sakso çeker yazıyordu çünkü hakkında daha bu okula geldiği ilk günden beri ortaya düşmüş bir dedikodu vardı. Okuldaki büyük bir kesim matematik öğretmenimiz ile yattığına inanıyordu. Dedikodu muydu yoksa gerçeği mi yansıtıyordu bilmiyorum ancak kıza baktığım zaman acı içinde olduğunu anlıyordum.
Bir tür dayanışma gibi. Acı çeken insanlar, acı çeken diğer insanları hissedebilir.
"Bizimkini gördün mü?"
İşte bundan bahsediyorum. Tabi bizimki de olacaktı.
Gündüz'ün zarif eli, basitçe kapının en alt köşesini işaret etti. Gözlerimin kenarlarını ovuşturup kendimi gelecek olan şeye hazırladım.
GECE HAYALET KARDEŞİYLE DÜZÜŞÜYOR
Bana komik gelen bu kelimelerin hemen yanında da kırmızı kalemle şeytan suratı çizilmişti. Gündüz dolu gözlerini yeniden pis zemine indirip, "İşte beni öyle görüyorlar." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my brother
Teen Fiction"Ancak bu şekilde çözülebilir kardeşim. Birimiz varsak diğeri yok." Homofobik olmayan, herkesin eşit haklara sahip olduğu güzel bir dünyada geçmektedir.