You are more precious than ur daddy.
Dolaplara itilen kıza baktığımda aklıma direkt tuvalet kapısındaki yazı geldi.
Mina size formül karşılığında sakso çekebilir.
Acı içinde yere düşen suratına biraz daha bakıp yürüyüşümü yavaşlattım ama durmadım. Saniyelik olarak gözleri gözlerime değmişti. Bana anlamını çözemediğim şekilde baktı.
Gündüz sanki çok basitmiş gibi "Ona yardım edelim." demişti.
Başına üşüşen kalabalık grup şu an kaldırabileceğim türden değildi. Ateş'in kız arkadaşı ve arkadaşları, eğildiğinden dolayı küçücük olmuş kızın şeytanları gibi gözüküyordu. Korkutucu kahkahalarının arasından matematik öğretmenimiz hakkında bir sürü müstehcen soru sorduklarını seçebiliyordum.
Gündüz'ün dediği gibi Mina'ya yardım etmek istedim ancak vazgeçmem çok hızlı oldu. Dikkatlerini kendime çekersem hepsi bu sefer benim peşime takılırdı.
"Olmaz." diye mırıldandım kısık bir sesle. Ayakta duracak halim bile yoktu onlarla uğraşamazdım.
Berbattım.
İşte son iki günümün özeti.
Kardeşimin gerçekliğini kendi kafamda onayladıktan sonra en minimum düzeyde hareket ettim, uyku bana hiç uğramadı. Hayatta kalabileceğim kadar yemek yedim. Belki sadece yemiş gibi yaptım bilemiyorum.
Şimdi de zorla okula gelmişken başkası için kahramanlık yapamazdım. Yani kızı orada, şeytanların içinde bırakıp merdivenlere yöneldim.
"Gece ona yardım etme-"
"Olmaz dedim!"
Yüksek sesim merdivenlerden inen birkaç kişiyi direkt bana çevirmişti. Yüzlerinde o ifadeyi görmek damarlarımı düğümlüyordu.
Tuttuğum nefesimi verip hırsla basamakları tırmandım. İnsan içindeyken beni zorlamasından nefret ediyordum.
Beni de kendisi gibi başında altından bir çemberi olan melek sanıyordu ama değildim işte.
Daha ben kendime yardım edemiyordum.
"Hey güzellik!"
Damla koridorda sekerek yanıma gelmiş, yanağımdan makas almıştı. Tüm ölü halime rağmen ona yarım şekilde güldüm.
"Neden mesajlarıma cevap vermedin?"
"Çünkü..." Dedim ama cümlemi hemen tamamlayamadım. Damla yeni arkadaşlarıyla o kadar mutlu gözüküyordu ki yaptığım felaket hatadan ona bahsetmek istememiştim.
Keyfini kaçırmaya gerek yoktu.
"Çünkü yeni bir diziye başlamıştım. Çok sürükleyiciydi, sanırım beynimi ele geçirdi."
"Dizi neydi? Dur tahmin edeyim Tatlı Küçük Yalancılar?"
Damla'nın yalan söylediğimi direkt anlayabilmek gibi sinir bozucu bir yeteneği vardı. Üzerindeki kısa deri ceketini düzeltip hafif kırmızılık verdiği dudaklarını büzmüştü.
"Hiç uyumamış gibi gözüküyorsun."
Tek gözümü kısıp dolabıma yaklaştım ve içinden matematik kitabımı çıkartırken, "Bu doğal." dedim.
"Hiç uyumadım."
Yanımdaki dolaba yaslandı, bana bakıyordu. Ben ise biraz daha dolabımla uğraştım. Uğraşacak bir şey olmamasına rağmen bunu yaptım çünkü sorgulama kısmından kaçmak istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my brother
Teen Fiction"Ancak bu şekilde çözülebilir kardeşim. Birimiz varsak diğeri yok." Homofobik olmayan, herkesin eşit haklara sahip olduğu güzel bir dünyada geçmektedir.