i will always choose you.
"Bana bir dakika izin verir misin?"
Birlikte sessizce denizi izlememizi bu cümle ile böldüm. Yağmurda koşup sanki eve gidiyormuş gibi rahat ve emin adımlarla sahile gelmiştik. Yağmur dinene kadar biraz bakışmış sonra da hiç gözlerimizi ayırmadan denize odaklanmıştık.
Ateş önce biraz tereddüt etse de, "Tabii." Diyerek etrafa bakınacağını söyledi. Doğal olarak izni neden istediğimi anlamadı.
Ya da anladı.
Sahilden caddeye geçerken üç kez omzunun üzerinden bana bakmıştı. Hepsinde tebessüm edip sorun olmadığını belli etmeye çalıştım.
Ancak sorun vardı.
Derin bir nefes verdiğimde sahile geldiğimiz andan beri bütün negatif enerjisiyle beynimin içini meşgul eden kardeşime döndüm. Tekrar o mahveden acıya dönüşecek diye bütün vücudum korkuyla kasılmıştı.
Bu anlatılamayacak bir korkuydu.
"Sadece bir gece."
Gündüz gözlerini devirecek gibi titreştirip başını olumsuz anlamda salladı. Tamamen ona döndüm. "Damla için her şeyi yaparım, yapacağım da. O an her şey çok zor geldi ama yapabileceğimi biliyorum. Henüz geç değil."
Sahilde sessizliğin yarattığı sakin ortamda düşündüğüm zaman, panik tamamen kaybolmuşken en yakın arkadaşım için hâlâ çabalayabileceğime karar vermiştim. Bu kez vazgeçmek istemedim. Rüzgar her ne düşünüyorsa engelleyebilirdim. Sonuçta ikimiz de lise öğrencisiydik değil mi? Psikopat bir estetik cerrahıyla mücadele etmiyordum.
Bu kez kazanabilirdik.
Ama bunun için kendimi toparlamam gerekiyordu. Mental olarak en güçlü halime ulaşmalıydım.
"Elbette değil. Kızgınlığımın sebebi direkt pes etmen, çaba göstermemen. Bazı insanlar çaba göstermeye değer Gece. Bu dediğimi anlayabiliyor musun?"
Ürküten halinden anında sıyrılan kardeşime bakıyorken gözlerim kendi iradeleriyle, arka tarafta kaybolmuş yavru köpekler gibi bir oraya bir buraya giden Ateş'i buldular. Bana istediğim zamanı verebilmek için öylece geziniyordu.
Başımı hafifçe salladım.
"Evet, evet anlıyorum. Ama toparlanmak için bir geceye ihtiyacım var."
"Ne demek istiyorsun?"
"İzin ver olur mu? Neden bahsettiğimi biliyorsun. Yarın elimden gelen her şeyi yapacağım ama bugün biraz iyileşmeye, güç toplamaya ihtiyacım var."
En kibar yoluyla beni biraz kendi halime bırak demek istiyordum. Kendi halime bırak ki biraz güzel anılarım olsun.
Bugün çok mutluydum ve öyle bitsin. Lütfen.
Elimi kaldırıp koluna doğru hareket ettirdim. Turuncu gözleri havadaki elimin ilerleyişini izledi. Yavaşça ona dokunduğum an gözleri saniyelik olarak kapanıp açılmıştı.
"Lütfen." Koluna dokunan elime uzun süre baktı. Karıncalanan avcumun üstüne kendi elini koyduğunda içime elimin bedenimle ilişkisi kesilmiş gibi bir his dolmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my brother
Teen Fiction"Ancak bu şekilde çözülebilir kardeşim. Birimiz varsak diğeri yok." Homofobik olmayan, herkesin eşit haklara sahip olduğu güzel bir dünyada geçmektedir.