poor dead girl.
"O..." dedim dolap kapağındaki süslü 'seni özleyeceğiz.' yazılarına bakarken. "O gerçekten ölmüş mü?"
Damla üzgün bir bakış gönderip başını sallamıştı. Dolabın üstüne notlar bırakan kızları izledim. Dün onu ittikleri dolabın önünde bugün üzgünmüş rolü yapıyorlardı.
"İntihar mı etmiş?"
Dudaklarını büzüp kaşlarını kaldırmıştı. "Evet."
Gözlerim dolap kapağındaki hafifçe tebessüm ettiği fotoğrafından ayrılmıyordu. Aniden yanaklarımı ateş bastığını hissettim. Nefesimi çok net duymaya başlamıştım. Göğsümün içinde gümbürdeyen çekiçler vardı.
"İyi misin Gece? Arkadaş mıydınız yoksa?"
Damla'nın sorusuna kaşlarımı çattım ve yanımdaki dolaba tutundum. Mide kaslarım kopacakmış gibi gerilmişti, kusacağımı hissediyordum.
"Eğer sen bencilin teki olmasaydın olabilirdik!"
Gündüz konuştuğu gibi mide suyum yutağıma kadar çıkmıştı. Engelleyebilecekmişim gibi karnımı sıkıca tuttum, kendimi kastım.
Olabilirdik.
Evet eğer bencil olmasaydım ve dün ona yardım etseydim biz arkadaş olurduk... Böylece belki bugün intihar etmemiş olurdu.
Mina'yı gördüğüm her saniye şu an zihnime çullanmış haldeydi. Koridorda gördüğüm kısacık andan daha uzunlarına kadar hepsini aynı anda hatırlıyordum.
O acı içindeydi ama ben yardım etmemeyi seçmiştim.
"Senin yüzünden."
Gündüz'ün sesine şu an tahammülüm yoktu. Gözlerimi kapatıp yüzümü buruşturdum.
"Gece iyi misin?"
Damla panikle kolumu tutmak istediğinde onu engellemiş, hızlı adımlarla yürümeye başlamıştım. Kontrolüm kesinlikle bende değildi ve nereye gittiğimi bilmiyordum.
Sadece gidiyordum.
"Sana yardım etmemiz gerektiğini söylemiştim. Her şey senin suçun!"
Yürümeyi hiç kesmeden dudaklarımı kanatacak kadar sert ısırdım. Alev gibi yanan yanaklarımda damlaları hissedene kadar ağladığımın farkında değildim. Hırkamın koluna gözlerimi silip burnumu çektim, yürümeye devam ettim.
"Hepsi senin suçun! Sana söyledim. Sana yardım edelim dedim ama beni yine dinlemedin. Eğer sen değil ben yaşasaydım Mina intihar etmemiş olacaktı!"
Gündüz yaşasaydı intihar etmemiş olacaktı. Benim yerime o yaşasaydı intihar etmezdi. Gündüz mükemmel gülümsemesiyle onu mutlu ederdi, çok severdi. Bunları yapardı, korurdu.
Merdivenleri çıktım, çıktım ve çıktım. Çatı katına gelene kadar hiç durmadım. Ağır kapıyı zorlukla açtığımda ise soğuk hava yüzüme çarpmıştı. Hissettiğim havaya rağmen nefes alıyormuşum gibi gelmiyordu.
Panik atak benim için soğuk algınlığı gibi bir şeydi. Bununla çok kez başa çıkmıştım tekrar yapabilirdim.
Sakin ol diye tekrarladım içimden. Yine yapacaksın, geçecek.
Ellerimle yüzümü sıvazlayıp sakinleşmeyi deniyordum ancak bir daha asla nefes alamayacakmışım hissi etlerimi sıkıyordu. Kollarımı saniyelik şekilde kendime dolayıp nefes almak için burnumu hareket ettirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my brother
Teen Fiction"Ancak bu şekilde çözülebilir kardeşim. Birimiz varsak diğeri yok." Homofobik olmayan, herkesin eşit haklara sahip olduğu güzel bir dünyada geçmektedir.