Ne bileyim işte, gitmek çözüm değil de insan kaçmanın başka türlüsünü bilmiyor...
————————————————————————
Azra'dan
Yatağı açıp duvar dibine uzandı. Yatmam için yer açmıştı. Gülümseyerek yanına uzandım. Yavaşça yüzünü silerek yanağından öptüm. O da bundan keyif alıyor gibiydi. Kollarını bana dolamasıyla bende hızlıca ona doladım. Kokusu gerçekten muhteşemdi... Kulağına yaklaşarak fısıldadım;
" Deniz ben ilk defa böyle hissediyorum. Sürekli seni görmek istiyorum, boncuk gözlerine bakmak istiyorum, kokunu istiyorum kısaca
seni istiyorum. "
Tekrar derin bir nefes aldım. Ani bir cesaret gelmişti sanki.
" Dudaklarının tadını almak istiyorum sürekli.. "
Kollarını çekince büyük bir boşluğa düştüm. Sonra benim kollarımdan kurtulup, üstüme çıktı. Ben şok olmuş gözlerle ona bakarken, aniden dudaklarıma yapıştı. Bir kaç saniye karşılık veremesemde olayı algıladığım da hemen karşılık vermeye başladım. Ağzını araladığın da dilini, dilimle buluşturdum. Öpüşmemiz gittikçe derinleşirken yerlerimizi değiştirip üstüne çıktım. Ama bunu yaparken dudaklarımız ayrılmasın diye büyük çaba sarf ettim. Ellerim yavaşça Denizin tişörtünden girerken onun elleri de belimi sarmıştı. O kadar mutlu hissediyordum ki kendimi... Dudaklarının tadı tarif edilemeyecek kadar muhteşemdi. Nefes nefese kaldığımız da dudaklarımızı ayırdı.
" Yorgunum. " ağzından zar zor çıkan kelimeyi duyunca hemen kendimi yan tarafa attım.
" O zaman bugün uyuyalım. Sonra bol bol yoruluruz beraber. " kıkırdadı.
Ama kıkırdamanı yerim. Bugün daha iyi anlamıştım ki ben Denize aşık olmuştum. Birini bu kadar istemem aşktan başka bir şey olamazdı. Kollarımı sıkıca Denize sarıp, huzurla gözlerimi kapattım. Kokusu sarhoş edecek kadar güzel olduğu için uyumam zor olmamıştı.Gözlerimi büyük mutlulukla açıp yanıma baktım. Ama Deniz yoktu. Bir kaç saniye olanları hatırlamaya çalıştım. Rüya mıydı acaba? Ama burası Denizin odasıydı, rüya olamazdı. Esneyerek yataktan kalktım. Etrafa bakındım ama yoktu. Banyo da olabilir düşüncesiyle banyoya ilerlemeye başladım. Ama banyo da yoktu. Endişelendiğimi saklamaya çalışarak odadan çıkıp aşağı indim. Salonda oturmuş, kafasını elleri arasına almış düşünceli babamla karşılaştım.
" Baba? "
" Efendim? "
" Denizi gördün mü? "
" Evet. "
" Nerde peki? "
" Evi terk etti. "
Söylediği cümle kafamda yankılanırken kaşlarımı çattım.
" Hı? "
" Evi terk etti diyorum Azra. Zaten canım çok sıkkın. Sen iyice sıkma odana çık. "
Yavaş adımlarla odama çıkmaya başladım. Deniz evi terk mi etmişti yani? İyide nasıl? Dün beraber uyumuştuk ve bugün evi mi terk etmişti? Tam odama gidecekken yön değiştirip Denizin odasına girdim. Yatağına oturdum. Aklım almıyordu bir türlü. Beni terk edip gitmiş olamazdı değil mi? Masada ki kağıtla göz göze gelince hızlıca yataktan kalkıp kağıdı elime aldım. Kağıdı yırtarcasına açıp okumaya başladım;
' Ben yapamam Azra özür dilerim. Sana karşı aynı şeyleri hissetmiyorum. Sen çok iyi bir insansın, kalbin çok güzel. Ben seni hak etmiyorum. O eve geliş amacım bile apayrıydı benim. Sen karşıma çıkınca her şey alt üst oldu. Evi terk ettim, tekrar gelir miyim bilmiyorum... Umarım hep mutlu olursun kızıl kafa. Özür dilerim... '
Yutkundum. Kağıdı tekrar tekrar okuyordun. Bunun gerçek olmasını istemiyordum. O bana karşı aynı şeyleri hissetmiyordu, hiçbir zaman da hissetmemişti. Kalbimin acıdığını hissettim. Kalbime elimi bastırdım. Gözümden düşen damlayı umursamadan kendimi yere bıraktım. Deniz gitmişti. İlk defa aşık olduğum kadın gitmişti. Bu çok acı veriyordu. Ben ne ara bu kadar aşık olmuştum ona? Ne ara bu kadar bağlanmıştım?
" Kahretsin. " diye fısıldadım.Hep golgegereksiz yüzünden benim suçum yok msıwmsosşspsş bölüm kısa ama bu saatte anca bu kadar yazabildim sorryyy
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Müteşekkir - AzDen
ChickLit" Sen duygusuz aptalın tekisin, senden nefret ediyorum... "