0.5

1.2K 84 38
                                    

Ve her gün yüzünü görmek, sesini işitmek istiyorum...
——————————————————————————
" Küçük hanım, demek odanızdan çıkmaya karar verdiniz. "
" Evet bir sakıncası mı var Asude hanım? "
" Aa ne sakıncası aksine çok sevindim. Odana kendini kapatıp depresyona girmene gönlüm el vermiyordu. "
Sahte bir şekilde gülümseyip kahvaltımı etmeye başladım. Karşımda ki sandalyenin çekilme sesiyle kafamı kaldırdım. Azra bana göz kırpıp yerine oturdu. Hemen gözlerimi kaçırdım. Sandalyemi biraz geri çekip yemeğime öyle devam ettim. Dünkü gibi yapacak diye korkmuştum. Azranın gözü sürekli üstümde olduğu için doğru düzgün kahvaltı yapamadan masadan kalktım.
" Kızım çok az yedin bir şeyler daha ye. "
" Doydum. Dışarıda işim var, alışveriş
yapacağım. "








" Ben bunları kabine bırakıyorum. Siz denersiniz Deniz hanım. "
" Hıhım. "
Kıyafetlere tekrar göz atıp kabine doğru yürümeye başladım. Elime rastgele bir kıyafet alıp üstüme geçirdim.
" Yardıma ihtiyacınız olursa seslenin lütfen. "
" Elbisenin arkasında ki fermuarı çeker misiniz? "
Kabinin anahtarını açıp arkamı döndüm. Biraz sonra sırtımda hissettiğim ellerle kadının fermuarı çekmeye başladığını anlamıştım. O kadar yavaş hareket ediyordu ki, bir de bu yetmezmiş gibi sırtımı okşuyordu sanki. Daha fazla dayanamayıp arkamı döndüm.
" A-azra! "
Azrayı görmemle sinir katsayım artarken arkadan bana mahçup bir şekilde bakan görevliyle göz göze geldik. Azra sırıtıyordu. Suratına bir tane geçirmemek için büyük çaba sarf ediyordum.
" Ne yaptığını sanıyorsun sen? "
" Kardeşime yardım etmek istemiştim sadece. "
" Sen beni mi takip ettin? "
" Valla baban zorla gönderdi yoksa neden kendimi yorup seni takip edeyim? Gerçi takip ettiğime de deydi ama.. " deyip dudağını ısırdı.
Ne yapmaya çalışıyordu? Böyle yapınca etkilenecek miydim yani? Yani biraz etkilenmiş olabilirdim. Çok azıcık. Azra üstüme doğru gelmeye başlayınca bende arka arkaya gitmeye başladım. Azra sırtımın duvara değmesini beklemeden elleriyle sırtımdan tutarak beni durdurdu. Yüzü yüzüme yaklaşırken kalbim yerinden çıkacakmış gibi çarpıyordu. Şimdi iki seçeneğim vardı. Ya beni öpmesine izin verip hayatımı büyük bir çıkmaza sokacak, ya da yüzümü çevirecektim. Yüzlerimizin arasında 2 cm falan kalmışken, hızlıca yüzümü çevirdim. Bunu yapamazdım, yapmamalıydım. Azradan uzak durmalıydım. Ondan etkilenmem zaten yeterince canımı sıkıyordu. Onunla aramızda hiçbir şey olmamalıydı. Azra sinirlenmiş olacak ki hızlıca kabinden çıktı. Bende sırtımı duvara yaslayıp, nefes alış verişimi düzene sokmaya çalıştım. Kapıyı tekrar kitleyip üstümdekinden kurtuldum.





" Kızım konuşabilir miyiz? "
" Konuşalım.. "
Annemin resmini kenara bırakıp göz yaşlarımı hızlıca sildim.
" Gördüm. "
" Neyi? "
" Ağladığını. "
" Kör değilsen görürsün zaten. "
" Kızım yapma böyle. Kendini bu kadar
harap etme. "
" Ya sen ne diyorsun ya? Annem öldü benim. İntihar etti. Ne yapmamı bekliyorsun? Senin gibi hayatıma kaldığım yerden devam etmemi
falan mı? "
" Senin annen öldüyse, benimde karım öldü. O yok artık Deniz. Ama hayat, hayat devam ediyor. "
" Senden nefret ediyorum. Sen iğrenç bir insansın. Beni öldü diye aramayı bırakan bir adamdan ne bekliyorum ki zaten? "
" Bende bunu konuşmaya geldim. Seni kim kaçırdı? Nerdeydin? Kimle kaldın? "
" Bu seni hiç ilgilendirmez. Şimdi beni yalnız
bırak. "
" Peki, öyle olsun. "
Babamın dışarı çıkmasıyla çığlığı basıp, deli gibi ağlamaya başladım. Ayağa kalkıp etrafta ki her şeyi yıkmaya başladım. Delirmiş gibi ağlamaya devam ederken Azranın bana acıyan ses tonunu duydum.
" Deniz? İyi misin? "
" İyi gibi mi görünüyorum sence? Hı, söylesene? İyimiyim ben? Bak çok mutluyum gülüyorum gördün mü? "
Sahte bir şekilde kahkaha attım.
" Bakma bana öyle. Acıyarak bakma bana Azra. Bakma dedim! "
Azra bileğimden tutup beni sakinleştirmeye çalışıyordu.
" Bırak beni. Bıraksana. "
" Önce bir sakin ol. Kimsenin sana acıyarak baktığı falan yok. Kendine gel Deniz! "
" Defol odamdan! Siktir git! "
Yüzüme yediğim tokatla geriye giderken, Azra tekrar kendine çekip kollarını belime doladı. Aklıma gelen şeyle kendimi geri çektim.
" Senden de nefret ediyorum. Ben hastayken, yatakta yatıyorken söylediğin, ima ettiğin her şey aklımda. Şimdi bu odadan çıkıp git. Ve sakın, bana bulaşma. Selam bile verme bana Kızıl kafa. Duydun mu beni? "
" S-sen kafayı yemişsin. Yalnızlığınla baş başa bırakıyorum seni. İyi kafa yemeler! " deyip odadan çıktı.
Küçük çaplı bir çığlık atıp, elime ilk gelen şeyi arkasından attım. Iskalayınca bir çığlık daha attım. Azradan nefret ediyordum.

Müteşekkir - AzDenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin