14. BÖLÜM

4.2K 168 6
                                    

Duşa girmiş sıcak bir duş sonrası kurulanıp çıkmıştım.
Dolabımın karşısına geçip ne giymem gerektiğini düşündüm. Giyim konusunda çok dikkatli biriydim.
Asla kolay kolay seçemezdim giydiğim şeyleri özen gösterirdim zira benim için beni yansıtacak şeyler giyerdim.
Üstüme şifon bluzumu seçip, altıma da jogger fit deri pantolonumu seçtim. Üstüme geçirip ayakkabı dolabımdan
Deri topuklu botlarımı seçtim.

Sarı saçlarıma su dalgası şekli verip kırmızı rujumu sürüp gözlerime de koyu kahve rengi verirken eyeliner çekip uzun olan kirpiklerimi rümelle şekillendirdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sarı saçlarıma su dalgası şekli verip kırmızı rujumu sürüp gözlerime de koyu kahve rengi verirken eyeliner çekip uzun olan kirpiklerimi rümelle şekillendirdim. İşte tamamdım.

Odadan çıkıp mutfağa geçtim abim yemek masasın da otururken birşeyler düşünüyor yüzünde ki tebessüm gittikçe büyüyordu. Ne hissettiğini anlamak için savaş akıncı'nın kardeşi olmak gerekmiyordu. Olay basitti! Asena'yı düşünüyordu.. Sahi ne de güzel adı vardı Asena Elzem, Elzem.. Adı gibi vazgeçilmezi olacaktı abimin..

Asena'yı zorda olsa odasından çıkartabilmiştim.
Güzelce kahvaltımızı yapmış abimle asena'nın atışmaları sayesinde kahvaltı benim açımdan bir de kahkaha dolu geçmişti. Çantamı da alarak evden çıktım. Taksiye binip hastaneye doğru yola koyuldum. Görevim 1 hafta sonra başlayacaktı aslında. Ama ben erken başlayacaktım hastalar beklemezdi sonuçta..

Asena'dan;

Savaşla arabaya atlayarak karargaha doğru yola çıkmıştık.
Sabah nevraya rezil olmuştuk. Kendime kızmıştım aslında ama bütün sinirimi savaştan çıkarmış bütün suçu da üstüne atmıştım. Tabi savaş ağzımın payını vermiş beni de güzelce susturmuştu. İnanabiliyor musunuz ya ? Ben Asena elzem Gökay hayatından erkeğin E's geçmemiş hayatında ki tek erkek hep kardeşleri arkadaşları, silah arkadaşları olmuş ben bir adamın göğsünde uyuya kalmıştım! Hemde sarmaş dolaş. Kafama sıkasım vardı! Aslında o kadar da kötü değildi Savaşın göğsünde uyumak. Hatta itiraf etmek gerekirse koltukta oturarak uyuduğum halde hiç bir yerim ağrımıyordu ve gayet rahat uyumuştum. Bu konuyu birdaha açmamak üzere kapatarak karargahın önünde güvenliğe kimliği gösterip arabayı tarattırıp taburun önüne aracı park eden savaşa tebessüm göndererek indim araçtan. Çocuklar gibi trip yapacak değildim elbette.
Trip yapacak bir durum da yoktu zaten ortada.

Üstüme tam oturan daralttırdığım kamuflajımı düzelterek beremi de düzeltip askerlere selam vererek onların verdiği selamı alarak savaşla beraber Nihat albayın odasına doğru yol aldık. Seçtiğimiz askerlerin dosyalarını bırakıp Perşembe günü tabur'da olmaları için bir de onları arayacaktık.

Nihat albayın odasında tekmil verip seçtiğimiz askerlerin örnek dosyalarını kendisine bırakıp toplantı odasına geçtik.
Savaşla ikimiz timimize seçtiğimiz askerleri arayarak hepsini Perşembe günü saat 14:00' da karargahta olmaları üzere bilgilendirmiştik.
Burada işlerimiz bittiğin de savaşla ikimiz karargahtan çıkıp arabaya atladık. Savaş nereye bırakayım seni veya nereye gidelim diye sorarken. Savaş'a 'Vaktin varsa mağazaya sür.'
Diyerek cevapladım. 'ah siz şu kızların alışveriş manyağı olması' diye yakına yakına ilerlerken hiç cevap vermeyip tebessüm ederek yolu seyrettim. Kendim için gitmiyordum ki. Amacımı görünce yüzünde ki şaşkınlık ifadesini seve seve izleyecektim. Çalan telefonumu kamuflajın cebinden çıkartıp arayana baktım. Dayım arıyordu çok bile dayanmıştı iki gündür onu aramıyordum ve büyük bir fırça kayacaktı. Bekletmeden telefonu derin bir nefes alarak hızla açtım.

CUMHURIYET'İM SENSİN!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin