8. BÖLÜM

5.1K 203 6
                                    

Savaş'tan;

Karşımda aysuyla oynayan asenayla içimde birşeyler kıpır kıpır olmuş bütün vücudum şaha kalkmıştı sanki.
Öyle güzeldi ki bu tablo. Bu kadar kısa sürede nasıl bu kıza kapıldığımı anlamamıştım. Aşk mıydı bu ? Bilmiyorum. Ama sevgiydi işte. Bu kadar kısa zamanda sevgimi kazanmış olması imkansız gibi görünürken oldukça şaşırıyordum. Yıllarca hayatıma kimseyi almamış koluma kimseyi takıp gezmemiştim. Benim hayatımda ki tek kadın Annem, ve güzeller güzeli doktor kız kardeşimdi.
4 kardeştik biz, Abim Göktuğ Akıncı, Erkek kardeşim Fırat akıncı, Ve kız kardeşim Nevra Akıncı. Nevra doktor olmuş küçüklüğünden beri olan hayalini gerçekleştirmişti. Biz abimle asker olacağız derken kardeşim ben polis olacağım derdi hep nevra'da bende sizi hastalanır yaralanırsanız tedavi edeceğim." Derdi hep. Aklıma gelen anılarla gülümsemiştim. Hepimiz hayallerimizi gerçekleştirmiş Abim Kara kuvvetlerinde Yüzbaşı mertebesine erişmiş Bende bordo bereli bir yüz başı olmuş, Kardeşim ise çevik kuvvet polisi olmuştu.
Nevra ise doktor. Annemin yüreği ağzında atardı hep. Yine de bize belli etmez benim canlarım bu vatana feda olsun sizinle gurur duyuyorum derdi hep. Babamızın izinden gitmiştik, Öyle ya Babamda şuan Korgenaral Levent Akıncı'ydı. Adıyla bile teröristlerin dağları terk etmesine sebep olan koca korkusuz yiğit benim babamdı. Ankaradaydı şuan en son geçen sene görmüş olsamda 2 günde bir ya o ya ben arar konuşurduk.
Aysunun uykusunun gelmesiyle Asena onu yatırmaya çalışırken Aysu ise benimle uyu diye diretiyordu. Selma oldukça şaşırmıştı bu duruma. "Kızım benden başka babasından başka kimseyle uyumazdı ki." Diye şaşkınca asenaya bakmıştı. Asena ise ona içten bir tebessüm göndererek aysuya "Ama burası çok küçük ben buraya sığıyamam ama istersen seninle televizyon karşısında çizgi film izleyerek uyuyabiliriz." Aysu mutlulukla ellerini çırparak "Ya evet evet hadi gidelim" Asena aysuyu da kucağına alarak selma'ya bize bir battaniye iki yastık getirirmisin canım? Diye sormuş Selma da tamam canım getiriyorum diye yanıtlamıştı onu. Atilla abiye dönerek "Abi biz artık gidelim." Atilla abi ise yok beyler saatde geç oldu zaten benim yarın son günüm sabah beraber kahvaltı yaparız asena'nın odasında yataklarınız hazır biliyorsun arkadaşları gelir diye almıştık. 3 kişi yukarda kalsın diğerleri de yavuzun evinde kalsın. Sabah beraber kahvaltı yaparız ufaklık zaten asenayı bırakacak gibi durmuyor oda bu gece burada kalır.
Hiddetle reddetmiştim cevabını ayıp olurdu. "Yok abi biz rahatsız vermeyelim hem asenaya da ayıp olur hem yavuza da rahatsızlık vermeyelim abi." Bu sefer de yavuz almıştı sözü ne kadar ilk başlarda onu tanımadan kızsam da. İyi çocuktu sevmiştim iyi de anlaşmıştık. "Yok abi ne rahatsızlığı ben ev arkadaşı arıyorum zaten hadi gelin inelim biz aşağıya." Bir kaç kez ısrar etsem de malesef Atilla abi en son enseme patlatmış "Hadi lan ne naz yapıyon karı gibi demişti." Asenayla Aysu karı gibi lafına gülünce sinirimden peki abi demiş sinirlerimin bozulması sonucu bende gülmüştüm. Atilla abi senle biz birde barış yukarı da kalacağız seninle konuşacaklarım var hem aslanım demiş yukarıya yönlendirmişti. Ne konuşacaktı ki acaba benimle ? Kızlara iyi geceler dilemiş yemekler için teşekkür etmiş aysuyuda öperek yukarı kata doğru çıkıyorduk.

Asena'dan;

Göğsümde ki ufaklığın saçlarını biraz okşayıp yanağından öpüp kalkmıştım koltuktan. Uyuyan güzelliğin üstünü örtüp salondan çıkıp mutfağa geçtim. Yemek masasında  oturup şanlı şehidinin fotoğrafına bakan selmayla yine gururlanmıştım işte. Bu hayatta öyle insanlar tanımış öyle iğrenç insanlarla karşılaşmıştım ki. öyle Şehit eşleri tanımıştım ki içler acısıydı. Kimisi şehidinin kefaretini istiyor vatanına laf ediyordu. Kimisi ise böyle özlemle yanıp tutuşsa da adalete küfretse de şehiditleriyle gururlanıyorlardı işte. Bir nefes alarak 'Özlüyorsun değil mi onu?' diye sordum. Cevap belliydi 'özlem az kalırdı bu durumun yanında iliklerine kadar hasretti bu kadın şehidine.."
"Öyle çok özledim ki anlatamam be."
"Bilirim Selma bilirim ben o acıyı iyi bilirim."
Selma anlamsızca merak dolu bakışlarla bakarken zoraki bir şekilde konuştum.
"Şehit kızıyım ben Selma hemde 1 değil 2 o içerde gördüğün dayım dediğim adamdan başka kimsem yok benim. Annemde Babamda şehadet şerbetini ben 3 yaşındayken içmiş."
Gözlerimin dolduğunu hissediyordum ve kendimi sıkmaktan çenem kasılmıştı. İçimden hiç gitmeyen özlem yine ağırlığını bastırmıştı işte..
Selma yaşlı gözlerle bana bakarken "Ben kendi acımı büyük sanırdım senin ki daha acı be ama "Yüce yaradan derdiği verdiği gibi dermanı da veriyor be kardeşim.."
Kafamı onaylar şekilde salladım. Aşağıdan gelen bağırtılarla koşa koşa çıktım muftaktan. Kapıyı açıp merdiven baktım etrafa. Yavuzun alt katından geliyordu bu bağırışlar. Üstelik saat gece 12'ydi.
Selma'ya seslerden korkup uyanmaması için aysuyu hemen en arka odaya yatır kapısını da kapat kapıyı kilitle ve benim sesimi duymadan kimseye açma.! Selma "Telaşla neler oluyor nereye gidiyorsun."
"Sen dediklerimi yap beni merak etme."
Selma hızla dediklerimi yaparak hemen kapıyı kilitledi aşağıya inen savaş dayım ve savaşın timinden olan barış ve Adnanda inmişti aşağıya dayım soran gözlerle bana bakarken "Bilmiyorum anlayacağız şimdi."
Hızla aşağı inerken yavuzun da kapıdan çıktığını gördüm anlaşılan diğerleri uyumuştu. Hızla bir kat daha aşağıya inip gelen bağırış seslerinden dolayı kapıyı duymayacaklarını bildiğim için hızlı hızlı vurdum kapıyı bu sırada benim üst komşum olan Ayşe teyzde hemen yanımıza gelmiş beni kapıdan çekerek "Aman kızım belalı onlar 2 senedir böyle her gece adam karısını döver aman bulaşmayın." Demişti. İşte şuan sinir olmuştum korkuyor olabilirdi ama en azından bulaşmayın demek yerine polisi de arayabilirdi.
Kapıya hızlı hızlı vurmaya devam ederken dayım "Çekil kapıyı kırıcam" demişti. İçeriden gelen ayak sesleriyle "dur" diyerek adamın kapıyı açmasını bekledim.
Kapıyı açan yaklaşık 30 35 yaşlarında olan adam hiddetle "ne var lan diye bağırınca" dayım dayanamayıp o sesini alçalt lan diye bağırtırmıştı. Karşısında bu kadar kişiyi gören adam şaşırırken kendisine gelip "Ne var niye geldiniz." Siniri sesinden belli olan adama "Çekil lan şurdan." Diye bağırmış onu geri ittirmiştim adam arkamdan sen kimin evine girdiğini sanıyorsun diye bağırırken onu takmayıp ilerlemeye devam ederken savaşın sesini duymamla gülümsedim "Bana bak benim ayarımı kaçırma dur durdugun yerde o sesini de kes."
Salona doğru adım atınca yerde yüzü gözü kan revan içinde olan yanında 11 yaşlarında bileğini tutup ağlayan kadının kucağında 5 aylık olan bir bebeği görünce sinirlerim tepeme uçuşa geciverdi resmen.
Kadını hemen kaldırıp kalk ablam kalk dedim kaldırdım hemen ona yardım ederek büyük olan kızın yanına yaklaştım bileğini tutarak hıçkıra hıçkıra ağlaması içimi acıtırken yavaşça yaklaşıp "Bileğine ne oldu diye sordum." Babam yaptı çok acıyor abla diye ağlayarak konuştu. Sanırım bileği çıkmıştı. Hemen kapıya doğru giderek kadına güven verici bir sesle konuştum.
"Bak şimdi kapıda benim dayım ve ekip arkadaşlarım var kardeşlerimden biri seni benim evime yukarıya çıkarak evdede arkadaşım ve kızı var o seninle ilgilenecek korkma olurmu"
Kadın "Allah razı olsun bacım Allah ne muradın varsa versin öldürecekti bu adam bizi."
"Korkma ablam benim sana kimse birşey yapamaz."
Kadını kapıya geldiğimde adnan"'a dönüp "Kadını ve çocuğu selmanın yanına çıkar ve yanlarından ayrılma kapınızı kitleyin. Barışa dönüp 'dayimdan arabanın anahtarını alıp ufaklığı hastaneye gotur bileği çıkık 1 saniye bile başından ayrılma." Barış ve Adnan hemen emredersiniz komutanım diyerek benim evime arabanın anahtarını almaya giderken dayım adını bilmediğim kızı yanımdan almış Adnan ise çoktan kadınla bebeği selmanın evine çıkartmıştı. Dayım ben ve savaş bu itle yanlız kalmışken adama hiddetle bağırıp içeri gir diye konuştum. "Geç ulan içeri." Adam "bunun hesabını vereceksiniz" diyerek içeri geçerken savaş "merak etme ben alacağım senin hesabını" diyerek arkasından küfür ede ede gidiyordu.
Barışın aşağı inip kızı alıp gitmesiyle dayımda içeriye girmiş .
Kargaşadan dolayı dağılmış evde koltuklara oturup adamı da tam karşıma oturtum.

Asena adamı karakola teslim etmiş bir avukat ayarlayıp boşanma dilekçesini de ayarlamasını istemişti.
Kadın zaten kocasının korkusuna aylardır ayrılmıyormuş.
Uzaklaştırma aldığı için mutluydu kadın fakat yine de temkinli davranacaklardı.
O geceyi herkes evlerine dağılıp rahat bir uykuyla geçirdiler.
Yalnız 1 kişi rahat değildi uyku girmiyordu gözüne kadını düşünmekten..

Evet bir bölümün de sonuna geldik.:)
Umarım bölümleri beğeniyorsunuzdur.🙏🏻
Vote ve yorumları eksik etmeyin lütfen okurlarım.🙏🏻
Sizleri seviyorum.❤️
Birdaha ki bölümde görüşmek üzere kendinize dikkat edin sağlıcakla kalın Allah'a emanet olun.🙏🏻❤️🇹🇷

CUMHURIYET'İM SENSİN!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin