CUMHURIYET'İM SENSİN!

13. BÖLÜM

Camdan sızan ışığın gözüme vurmasıyla gözlerimi ovuşturup ayağa kalktım. İlk bir gerinerek banyoya doğru yol aldım. Sıcak bir duş alsam güzel olurdu.
Sessizce evin koridorundan banyoya ulaştım.
Saat muhtemelen 8'idi birazdan Selma ve Aysu da uyandırdı. Ilık suyu açarak üzerimdekileri çıkartıp duşa girdim. 20 dk sonra duşumu almış kurulanıp çıkmıştım.
Dün gece yanıma aldığım bir kaç parça kıyafetten hızla kot pantolonumu ve beyaz omzu açık kazağımı geçirdim üzerime, Saçlarımı da kuruttuğum da artık hazırdım.
Selma'nın günaydın canım diyerek yanıma gelmesiyle, ona tebessüm ederek "Günaydın" diye cevapladım.
Aysu'nun çığlık seslerini duymamızla hızla odaya koştuk ikimizde. Karşılaştığımız manzara ise içler acısıydı.
Aysu ayıcığı altına almış küçük elleriyle ayıyı yumrukluyordu. Selma hızla ayıyı aysunun ellerinden kurtarıp! Annecim ne yapıyorsun ? Diyerek kızgınca konuştu. Gülmemek için yanaklarını sıktığı çok belli oluyordu. Ben ise çoktan kendimi bırakmıştım.
Aysu mızmızca "Ben ona günaydın dedim o bana çirkin dedi anne! Ben çirkin değilim o çirkin." Diye konuşmuştu.
Şu haliyle çok tatlı olduğunun farkında mıydı acaba?
Anlaşılan yavuz ayının ayarlarıyla oynamıştı. Duruma el atarak "Evet meleğim sen çirkin değilsin bak oda biliyor bunu." Diyerek ayının arkasında ki klavyeye "Sen dünyanın en güzel kızısın." Yazıp tuşa bastım. Tuşa basmamla yazdıklarımı söylerken; Aysu ayısını affetmiş çoktan sarılmıştı bile. Selmayla ikimizde tebessüm ederek ayağa kalktık. Selmayla kahvaltı hazırlamak için mutfağa geçerken aysuyu kucağıma almış ayısıyla beraber salona getirmiştim.
Ona çizgi film açarken "Git annen elini yüzünü yıkasın bebeğim." Diye konuştum. "Tamam Asena" diyerek hızla çıkmıştı salondan. 2 dakika sonra yanıma gelerek "Geldim" demiş koltuğa ayısını da alıp oturmuştu.
Onu çizgi film, ve ayısıyla baş başa bırakıp selma'ya yardım etmek için mutfağa geçmiştim. 15 dakika sonra kahvaltı hazır olurken. Selma da üstünü giyinmiş aysuya da üstünü giyindirmişti. Nevra da aramış ben hazırım diyerek bizi bekliyordu. Aysuyu savaşa emanet edip Selma ben Nevra eve bakmaya gidecektik.

Aysuyu savaşa emanet etmiş nevra'yı da alıp evin önüne gelebilmiştik. Arabayı park edip evin etrafını inceledim.
Ev gayet güvenli bir semtte bir apartman dairesiydi.
Yeni yapı olduğu belli olan binanın 2. Katını ben 3. Katını Selma tutacaktı.

Emlakcıyla konuşmuş iki daireyi de kiralamıştık. Nevra benimle kalacak Aysu ve Selma da üst katta kalacaktı.
Ne kadar bir tane ev yeter desekte selmanın kendini sığıntı gibi hissetmesini istemediğim için üstlememiştim. Bizden
Uzak da olsaydı üstelerdim fakat bir üst katımdaydı.
Bu sefer timi yormamak adına iki nakliyeci tutmuş iki evinde taşınmasını sağlamıştık.

O sırada lojmana uğramış nevranın 10 bavulunu da savaşın yardımıyla halletmiştik ben 4 bavulu alırken savaş da jipine 6 bavulu yerleştirmişti.
10 bavul nedir arkadaş ya demeden edememiştim bir an!
Üstelik hepsi de eşsek ölüsü gibi ağırdı! Allah'tan savaş vardı.
Diğer dolaplar küçük olduğu için kendine kocaman bir dolap alan Nevra da aynı zamanda da yatak odası takımı almıştı. Bende ne kadar fazladan iki tane baza olsa da Nevra lazım olur hem ben tekli yatakta rahat edemiyorum demiş bahaneyle almıştı.

Nevranın odasını kurmuş benim kıyafetlerimi de el birliğiyle buraya taşımış selma'ya da Nevra seve seve yardım etmişti.
İki evde akşamın saatinin 8'i bulmasıyla sonunda düzene
Girmişti.

Yemek yapacak halimiz bile kalmayınca 4 paket pizza siparişi vermiş koltuklarımıza yayılmıştık.
Pizzalarımızı muhappet sohbetlerle yemiş kahkahalarla
Bir günü daha geri de bırakabilmiştik.
Nevra'yı sevmiştim oldukça sevimli bir kızdı.
1 hafta sonra başlayacaktı hastaneye. Kalp cerrahı doktoru olmuştu oda.
Nevra savaş hariç 3 abisinden bahsederken en çok savaştan korktuğunu da üzüle üzüle anlatmıştı. Zira çok kıskançmış savaş! Sinirliymiş birde! Kıskanç olduğunu tahmin edebiliyordum aslında. Bunu bakışlarıyla bile hissettiriyordu.