17

927 63 5
                                    

Deniz'den.

Gözlerimi açtığımda bilmediyim bir yerde olduğumu fark ettim.

Hastane olduğunu çok geçmeden anlamıştım.

Beni yine kim kurtarmıştı ya?

İzin verin rahat rahat öleyim.

Hayatta en çok ölümü intihar yaparak geçirmek istemişimdir.

Nedenini söyleyeyim.

Mesela beni öldürdüler.

Benim yüzümden birinin cezalandırılmasını istemem.

Ama ben kendi kendimi öldürürsem kendi cezamı kendim çekerim.

Hiç kimsenin benim yüzümden acı çekmesini ve ya cezalandırılmasını istemem.

Kapının açılmasıyla doktor içeri girdi.

Arkasınca annem, babam birde Furkan.

Bir dakika ne.

Furkan ne alaka.

Bunun burada ne işi var.

"Deniz. Nasılsın?"

Doktorun bana seslenmesiyle düşüncelerimden sıyrılıp çıktım.

"Şey. İyiyim."

"İyi olmana sevindik. Mideni yıkadık. Bir gün burada kalacaksın. Yarın sabah seni taburcu ederiz."

"Şimdi çıksam olmaz mı doktor?"

"Onu o ilaçları içmeden düşünseydiniz Deniz hanım."

Doktor resmen bana altdan altdan kapak koydu lan.

Bu anı aklımın bir köşesine kazıyım da bende buna bir kapak koyayım.

"Geçmiş olsun."

"Teşekkürler."

Doktor odadan çıktı ve şimdi asıl meseleye geldik.

"O ilaçları neden için güzel kızım."

Babam şirin dil ile konuşuyordu ama sözlerini bastıra bastıra söylüyordu.

Bu adam beni öldürmese iyi olur.

"Açlıyayım o zaman. Şimdi ben o her zamanki ağaç var ya. Oraya oraya gidiyordum. Yolda başım ağrımaya başladı. Eczaneye girdim baş ağrısı ilacı aldım. Oraya vardım ve ilacın birini attım. Ağrısı geçmedi. Siz de biliyorsunuz baş ağrısıyla baş edemiyorum. Bu yüzden iki tane yine attım. Yine geçmeyince yine attım. Böyle böyle devam etti. Hiç fark etmemişim gerçekten."

"Kızım. Ben sana kaç kez söyledim. İlacı içtikten sonra 10 dakika bekle."

"Ya baba bekledim. Geçmedi bende içtim. Ne yapayım?"

"Tamam. Bu seferlik aff ediyorum. Ama bir daha böyle bir şey olursa seni öldürürüm."

"Yavaş baba ya. Hem sen beni öldürmezsin ki. Başka kızın kim olur o zaman?"

"Öldürmem de döverim."

"Dövmezsinde. Sen bu güne kadar beni hiç vurmadın."

"O zaman vururum artık."

"Offf. Tamam."

Zavallı Furkanı unutmuştum.

Altdan altdan gülüyordu piç kurusu.

"Sen neye gülüyorsun be."

"Ben mi?"

"Yok babam."

"Bilmem. Öylesine."

"Baba isterseniz siz gidin. Yarın beni almaya gelirsiniz."

"Emin misin?"

"Evet. Eminim."

"Tamam. Biz gidelim. Sabah geliriz."

"Tamam hoşça kalın."

Annemle babam gitti şimdi gel bunu yolla.

"Sence bu bahaneye ben kanar mıyım?"

"Ne bahane?"

"Ah Deniz. Bu kadar saftrik bir rol oynama. O ilaçları bilerek içtiğini ikimiz de biliyoruz."

"Ne olmuş bildiysen?"

"Neden yaptın diye sormayacağım. Çünkü nedenini biliyorum."

"Neymiş nedeni? Söyle bakayım."

"Günlüğünü okudum."

Ne yani günlüğüm ondaydımı.

"Nasıl yani? Bunca zamandır günlüğüm sende miydi? Neden onu benden habersiz aldın?"

"Canım istedi yaptım."

"Senin canına da, sana da-"

İki parmağını dudağımın üstünü koydu ve beni susturdu."

"Şşş. Sana küfür yakışıyor mu hiç canım arkadaşım."

Elini ittim.

"Çek o pis ellerini benden. Şimdi def ol."

"Tamam. Geçmiş olsun."

"Sende gör inşallah. Nerede o güzel gün. Hem canımda helva çekti. Senin helvanı yeriz."

Hiç bir şey demeden odadan çıktı.

Bende en iyisi uyumak olduğu için uyumaya çalıştım.

Sevgilerle AnGel.

İmkansızlığım || Texting ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin