40

568 52 1
                                    

Eve geldiğimde annemin hala beni beklediğini gördüm.

"Sonunda gelebildin."

"Merak etme Güney arabayla bıraktı."

"Olsun. Gece saat 2 ve sen eve şimdi geliyorsun."

"Anneciğim merak etme sen beni. Her gün Güney beni eve getiriyor. Hem çok özlemiştim. Baksana sesim falan açıldı."

"İyi o zaman. Öyle olsun. Ama bir dahaki sefere eve çabuk gelmeye çalış."

"Peki anne. Neyse ben uyumaya gidiyorum. Sende uyu artık. İyi geceler."

"İyi geceler."

Odama gittim ve üstümü değiştirip yatağa girdim.

Çok geçmeden Güney aradı ve onunla konuşmaya başladım.

Furkan'dan.

Gece olduğunun farkındaydım. Ama bir güç beni buraya sürüklüyordu.

Denizlerin evinin önüne geldiğimde kapıyı çaldım.

Kapını açan Deniz'in annesiydi.

"Merhaba. Deniz evde mi?"

"Evet. Geç içeri."

İçeri girer girmez garip bir hiss geçirdim.

"Oğlum. Önce sen benimle gel. Konuşmam gerekenler var."

"Tamam."

Birlikte geçip salonda oturduk.

"Bir şey ister misin? Kahve falan."

"Yok sağ olun."

"Seninle çok önemli bir şey konuşmam gerek. Deniz bana her şeyi anlattı. Aranızda geçen olayları falan yani her şeyi."

"Sizin ne demek istediğinizi anlıyorum. Gerçekten çok üzgünüm. Bende böyle olsun istemezdim. Sevdiğim kızın önünde sevmediğim biriyle sevgili olmak benim için bir kabus gibiydi. Deniz'i daha fazla üzmemek için ben yaptım her şeyi. Her şeyi benden soğuması için, benden nefret etmesi için yaptım. Çok üzgünüm."

"Seni anlıyorum. Deniz bana söylerken ben anlamıştım. Sende kararsızsın biliyorum. Ama ikinizinde bir birinize anlayışlı olmanızı öneririm."

"Bende bu yüzden geldim. Denizle konuşmam gerek."

"Odasında."

"Teşekkür ederim."

Oturduğum yerden kalktım ve Deniz'in odasına gittim.

Kapıyı çalacaktım ki içerden kahkaha sesleri geldi.

Biriyle konuşuyordu.

-Evet ya haklısın baya bi kudurdu.

-Bana ne gidip o da Ayşeyi sırtına alıp taşısın.

-Valla pişman falan değilim. Arkadaşımsın ne olacak.

Daha fazla dinlemedim ve kapıyı tıklattım.

"Gel"

Kapını açar açmaz kısa bir şok geçirdi.

-Güney ben seni sonra ararım. İyi geceler.

"Ne var? Niye geldin?"

"Konuşalım mı?"

"Ne konuşacaksın? Nasıl bana yalan söylediğini falan mı?"

"Deniz ciddiyim. Konuşacaklarım var."

"Tamam dinliyorum."

"Öncelikle Ayşe olayı tamamen bitti."

"Yani?"

"Yani hiç bir engelimiz kalmadı. Ayşe temelli Amerikaya gitti. Yani bu kadar basit benim artık sevgilim değil."

"Bundan bana ne?"

"Sen beni öldürmeye mi çalışıyorsun?"

"Elimde olsa yapardım ama kıyamıyorum. E malum. İnsan sevdiğine kıyamıyor."

Gülümsediğimde kafama vurup "Tamam. Şımarma sende." dedi.

"Sen şımartıyorsun."

"O zaman bundan sonra konuşmam bende."

"Off naz yapmasana. Artık barışalım mı?"

"Düşünmem gerek."

"Ne düşünmem gerek ya. Barışıyoruz."

"Siz bana yalan söylediniz. Yani kırılan kalbimi onarana kadar düşünücem."

"Ya hadi ama ya."

"Mızmızlanma tamam. Yarın Sevginin doğum günü. Okul çıkışı Sevgini de alıp bir kafeye gideriz. Hem doğum gününü kutlarız hemde konuşuruz."

"Tamam. O zaman ben gidiyorum. Yarın görüşürüz."

"Hadi seni geçireyim."

Birlikte aşağıya indik ve benimle kapıya kadar geldi.

Kapıdan çıktıktan sonra öpücük attım.

"2 gün yapayım mı?"

"Tamam. Bir şey yapmadım."

Deniz'den

Kapını kapattıktan sonra annemin meraklı bakışlarına maruz kaldım.

"Ne oldu? Ne konuştunuz?"

"Hiç."

"Nasıl hiç ya?"

"Of anne ya. Yarın Sevginin doğum gününü kutlayacağız."

"İkiniz mi?"

"Evet. Neyse ben uyumaya gidiyorum. Yarın okul var. İyi geceler."

"İyi geceler. Kaç sen kaç."

Odama gittim ve yarını düşünmeye başladım.

Çok güzel olacağına emindim.

Sevgilerle AnGel.

İmkansızlığım || Texting ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin