23

823 57 4
                                    

Deniz'den.

Sahildeki büyük kayalıklardan birinde oturmuştum.

Elimdeki küçük taşları denize fırlatıyordum.

Sinirimi anca böyle çıkara biliyordum.

"Sinirini çıkarmaya yer bulamıyor musun? Güzelim denizi ne hale getiriyorsun. İşte doğaya zarar verenler senin gibileri."

"Burak?"

"Efendim Deniz'ciğim. Yoksa Ada mı?"

"Acaba defolup gider misin?"

"Şimdi öyle mi olduk Deniz?"

"Evet Burak öyle olduk. Ben Furkanla konuşmadıktan sonra sende benimle konuşmamaya başladın."

"Ya. Furkan iyi değildi. Bu yüzden onu yalnız bırakamadım."

"Bende iyi değildim. Hastanelik bile oldum. Haberin oldu. Ama bir kez gelip bana iyi misin demedin. Bu mu arkadaşlık?"

"Biliyorum kötü bir şey yaptım. Ama bende anlamadım neden böyle olduğunu."

"Hele bu neresi. Geriside var. Furkan okulun kantininde masanın üstüne çıkıp 'ben bu kızın neresini sevicem Allah aşkına. Bunun yüzüne kim bakar?' dediğinde kahkaha atarak gülen ben miydim?"

"Biliyorum Deniz. Haklısın. Ama bunu yapmamı Furkan istemişti. O seni seviyordu ama sana arkadaşdan öte bakmak istemiyordu. Seni seviyordu. Ama bunu istemiyordu. Arkadaşına ihanet etmek istemiyordu."

"Anlıyorum. Ama yaptığınız doğru değildi. Ben o dönem ne kadar kötü oldum haberiniz var mı?"

"Özür dilerim."

"Dileme. Özür falan dileme. Bunca yaptığınız şeyin hiç biri özür dilemekle aff edilmiyor. Ne kadar özür dilesende yalvarsanda benim kalbim iyileşmiyor."

"Lütfen ağlama. Özür dilerim. Gerçekten. Lütfen beni aff et. Yalvarırım."

"Tamam. Ağlamıyorum. Sana bir sır vericem."

"Dinliyorum."

"Şu Furkana yazan anonim var ya. Bak işte o bendim."

"Zaten biliyordum ben."

"Nereden biliyordun?"

"Zaten anlamıştım. Bizim Furkan biraz salak olduğundan anlamadı."

"Evet o salak biraz. Benim onu sevdiğimi bile anlamamıştı."

"Ne?"

"Sen bilmiyor muydun? Oysa ki kendisine söylemiştim. Garip olansa neden sana söylemediği."

"Vay anasını satayım. Demek işler çeviriyorsunuz ha. Önemli değil. Bunun hesabını sorarım sonra ben size."

"Ya Burak ben ne yapıcam ya?"

"Biliyorsun ki ben öyle şeylere burnumu sokmam. Benlik değil öyle şeyler. Bu yüzden beni bulaştırma bu konulara."

"Ona çok kırgınım. Hem de kızgınım."

"Sende sulu göz oldun be kızım ya. Delirtdin adamı artık."

"Git başımdan be. Yalnız kalmak istiyorum. İki saattir kulağımın dibinde yaşlı teyzeler gibi konuşuyorsun."

"Gidiyorum ben."

"İsteyen istediği yere gitsin, zincirini kırıp giden iti ben bir daha kapıma bağlamam."

Burakta böyle gitti.

Yine yalnız kaldım ve demin yaptığım şeye geri döndüm.

Denize taş atmak.

Ne kadar saçma bir şey olsada rahatlatıyordu.

Birden yanımda hiss ettiğim bedenle bakışlarımı yine o tarafa döndürdüm.

Lanet olsun.

Bunun burada ne işi vardı.

Sevgilerle AnGel.

İmkansızlığım || Texting ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin