۞ Şiddetli yağmur ve Kral Jeon'un göz yaşları۞
Beğeniyorsanız vote ve yorumları unutmayın, sizi seviyorum
Dizlerim, son zamanlarda ayrılmadığım balkonun trabzlanlarına yaslı; bedenim her an yıkılacakmış gibi titrekken göz kapaklarım adeta kapanmak için yalvarıyor ancak benden yüz bulamadığından bir süre daha açık kalabilecrğini gösteriyordu. Bakışlarım bir yere dalmıştı, inanın, nereye baktığımı ben dahi bilmiyordum ama herkes buraya geçtiğimde sarayın bahçesini kontrol ettiğimi düşünerek daha özverili, daha canla başla çalışıyor; ben biraz geri çekildiğimde rahat bir nefes alıyordu. Yoongi tam şu an, köşede birkaç askeri azarlıyorken aşçımız elinde kepçeyle birkaç çocuğu koşturuyor; onunla dalga geçtikleri için pişman etmeye çalışıyordu ve büyük göbeğinin ondan önde gittiğini görebiliyordum.
İşaret parmağımla gözlerimin altını kurulayıp derin bir nefes alıp verdikten sonra titreyen dudaklarımı yalayıp etrafa son kez bakındım ve farklı hiçbir şeyin olmadığına kanaat getirerek tekrar odama girdim. Üzerimdeki kaftanı sıyırıp bir kenara bıraktıktan sonra usulca yatağıma çökerek gözlerimi hızlı hızlı kırpıştırmış ve yutkunurken bakışlarımı aynadan çekemeden öylece donakalmıştım.
Çok güzeldim. Her zamanki gibi büyüleyici görünüyordum ve yemin ederim, Prensin eşinin yanımda bir hiç gibi kalacağına emindim. Neden onunla evlenmişti ki? Neden, burada, benim yanımda kaldığında bana bir pırlantaymışım gibi davranırken gittiği gibi evlenmeyi düşünmüştü. Oysa ki ben, benimle aynı hisleri paylaştığını sanarak mutlu olmuş; mektubunu beklememi söylerken bana özel bir şeyler yazacağını düşünmüştüm ama tamamen aptaldım işte. Beni düğününe davet etmiş, bir de bu yüzsüzlüğü yapmıştı. Ondan nefret ediyordum.
Yavaşça bedenimi rahat bırakarak sırt üstü yatağa düştükten sonra, saçlarımın yüzüne dağılışından dahi rahatsız olmadan gözlerimi birkaç kez kırpıştırdım ve göz yaşlarımın şakaklarıma doğru süzülmesine izin verdim. Üzgünden çok pişman ve hayal kırıklığı yaşadığım için ne yapacağımı bilemez bir şekilde telaşlı hissediyordum. Kalbim oldukça kırgındı, neden bunu yaşamıştım ki? Eğer karşıma hiç çıkmasaydı böyle olmazdı, keşke onu sarayıma getireceğime yalnızca bir birlik göndererek sarayına geri dönmesi için yardımcı olsaydım. Böylelikle onu asla tanımamış ve bu şekilde kırgın hissetmemiş olurdum.
Birkaç haftadır her günüm bu şekilde geçiyordu ve Yoongi, eminim ki eline tutışturduktan sonra odama kapandığım mektubu okumamış, neden böyle olduğumu merak ediyordu; yine de her şeyi benim yerime yapabilmesi öylesine iyiydi ki, kendime gelemediğim bu zamanlarda o krallığın başındaymışcasına otoriter davranabiliyordu. Ona minnettardım ve krallığın bir kısmını şahsiyetine geçirmeyi bile düşünüyordum. Her zaman günü kurtarandı.
Ancak ben ne olacaktım? Bu duygusallık bana göre asla değildi ama çok fazla buruk hissediyordum, onu her düşündüğümde gözlerim doluveriyordu ve şimdi güzel sarayında prensi ya da prensesiyle birlikte oturup çay içiyorsa, bu bile beni deli gibi yaralardı, daha fazlasını... Düşünemiyordum bile. Düşündükçe çılgına dönecek gibi oluyordum çünkü-Tanrım, onun karşısında da dizlerinin üzerine çöker miydi? Elbette yapardı, evlilik mührü beraberinde getirirdi ve muhtemelen onun istediği her şeyi yapardı.
Ben mühürlenmenin nasıl hissettirdiğini bile bilmiyordum.
Evet, bilmiyordum çünkü kimseyle mühürlenmemiştim, gerçek bir evliliğin dahi nasıl ilerlediğini tadamamıştım; pekala, daha önce Kral Choi ile görkemli bir düğün yaparak evlenmiş olabilirdim ama hepsi öylesine sahte ve formalitedendi ki, aynı yatakta uyuduğumuz bile olmamıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Jeon Jeongguk | taekook
FanfictionJeon Jeongguk, yaşanmış, yaşanılan ve yaşanılacak her yüzyılın en güzel omegası.